Sürpriz görüşme! Masada ne var?

Haber Merkezi

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ABD Başkanı Donald Trump’la Oval Ofis’te program dışı bir görüşme yaptı. Bakan Albayrak’ın sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta, Trump’ın başdanışmanı ve damadı Jared Kushner ve ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin de göze çarpıyor. Görüşmeyi gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Temennimiz Türkiye’nin bir daha IMF ve diğer kurumlar aracılığıyla Amerika’nın insafına terk edilmemesidir. Süreç kolay değil, zorlu ve sıkıntılıdır; ama bunu başarmaktan başka seçenek de yoktur” ifadelerini kullandı.

Bir süredir Washington’da bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Trump’la Oval Ofis’te bir araya geldi. Görüşmede Jared Kushner ve Mnuchin de bulundu.

Albayrak, görüşmeyi, “Mesajlarımızı ilettik, kendilerinden gayet pozitif bir geri dönüş aldık, gerekli mesajları da Türkiye’ye dönünce sayın cumhurbaşkanımıza ileteceğiz” diye anlattı.

Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sistemi konusunda Trump’ın makul bir bakış açısı gösterdiğini belirten Albayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump’ın yakın zamanda görüşebileceğini ifade etti. Bilindiği üzere ABD’li yetkililer son dönemlerde farklı kanallarla Türkiye’yi S-400 konusunda tehdit etmiş, meselenin ekonomik yaptırımlara kadar gideceğini duyurmuşlardı.

Albayrak önceki gün ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Trump’ın danışmanı Jared Kushner’le görüşmüştü. Trump ile yapılan görüşmenin, programda olmadığı belirtiliyor.

“ABD, GÜVENİLİR BİR DOST VE MÜTTEFİK DEĞİLDİR”

HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, Trump ve Berat Albayrak görüşmesini gazetemize değerlendirdi.

“Tarih ve günümüz göstermiştir ki ABD, güvenilir bir dost ve müttefik değildir. Kendine dost ve müttefik değil, emirlerini yerine getiren uşaklar istemektedir” diyen Eşin, ABD’nin son dönemde Türkiye’ye karşı tavır ve yaklaşımların müttefikliğe değil, aksine hasmane ve kayıtsız şartsız diz çöktürmeye yönelik olduğunu kaydetti.

“TÜRKİYE’Yİ ÇÖKERTMEK İÇİN BÜTÜN YOLLAR KULLANILMAKTADIR”

Gerek Trump gerek diğer üst düzey yetkililerinin her gün Türkiye’ye yönelik tehdit ve şantajlarına dikkat çeken Eşin, “Askeri, siyasi ve ekonomik alanda Türkiye’yi çökertmek için bütün yollar kullanılmaktadır. Türkiye’de gerçekleşen bütün darbelerde olduğu gibi 15 Temmuz başarısız askeri darbesinde de FETÖ aracılığıyla darbenin esas aktörüydü” şeklinde konuştu.

ABD’nin Dolar kuruyla Türkiye’ye baskı yaptığını ifade eden Eşin, “Türkiye’den alınan demir-çelik ve diğer mallara kota getirerek örtülü ambargo uyguluyor. Dolar kuruyla oynayarak ekonomik dengelerle oynamaktadır. Dışişleri Bakanlığı, güvensiz ülkeler listesine Türkiye’yi de ekleyerek vatandaşlarını buraya gelmemeleri için uyarıyor. Türkiye’nin ortak olduğu ve parasını verdiği F-35 savaş uçaklarını vermeye yanaşmıyor. Lazım olan askeri ekipmanları satmaya yanaşmıyor. Başka ülkelerden alınmasına da izin vermiyor. Rusya’dan alınan S-400 Hava Savunma Sisteminin teslim alınmaması için her türlü tehdit ve şantajı uyguluyor. Türkiye, askeri, ekonomik ve siyasi noktada kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştıkça bu baskı ve tehditlerin dozajı artacaktır. Belki bu yarın fiili biri saldırıya da dönüşecektir. Bu uzak bir ihtimal değildir.” dedi.

“TEMENNİMİZ TÜRKİYE’NİN BİR DAHA AMERİKA’NIN İNSAFINA TERK EDİLMEMESİ”

Bakan Albayrak’ın Trump ile görüşmesinde neler konuşulduğuna tam olarak vakıf olunmamakla birlikte Türkiye’nin bir daha IMF ve diğer kurumlar aracılığıyla Amerika’nın insafına terk edilmemesi gerektiğini vurgulayan Eşin, şunları kaydetti:  “Türkiye’de Amerika’ya karşı ciddi manada bir güven bunalımı oluştu. Bu salt liderlik bazında değil. Devlet politikası olarak Rusya ile ekonomik ve askeri alanda işbirliğine gidildi. Türkiye S-400’leri bölge ülkelerinden gelebilecek saldırılara karşı değil, Amerika’nın kendisine karşı olabilecek saldırılarına karşı alıyor. Bakan Albayrak’ın, Trump ile görüşmesinde neler konuşuldu tam olarak vakıf değiliz. Temennimiz Türkiye’nin bir daha IMF ve diğer kurumlar aracılığıyla Amerika’nın insafına terk edilmemesidir. Süreç kolay değil, zorlu ve sıkıntılıdır ama bunu başarmaktan başka seçenek de yoktur.”