Libya’da neler oluyor?

Libya’da muhalif askerî lider Halife Haftar’ın geçen hafta Trablus’u ele geçirmek üzere yaptığı hamle, ülkede devrim sonrasında suların kolaylıkla durulmayacağını gösterdi. Libya’da 2014 yılında başlayan iç çatışmalar halen devam ederken, uluslararası güçlerin bu kaosu fırsata dönüştürme çabaları da dikkatlerden kaçmıyor.

Ekleme: 17.04.2019 00:07:43 / Güncelleme: 17.04.2019 01:44:53 / Dünya
Destek için 

İNSAMER / TANER ALTUN - TALHA KESKİN / ANALİZ

LİBYA’DA NELER OLUYOR?

Libya’da muhalif askerî lider Halife Haftar’ın geçen hafta Trablus’u ele geçirmek üzere yaptığı hamle, ülkede devrim sonrasında suların kolaylıkla durulmayacağını gösterdi. Libya’da 2014 yılında başlayan iç çatışmalar halen devam ederken, uluslararası güçlerin bu kaosu fırsata dönüştürme çabaları da dikkatlerden kaçmıyor.

Bilindiği gibi 2015 yılında Libya’da çatışan taraflar arasında Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde Fas’ta bir anlaşma imzalanmış ve bu anlaşmayla belirli oranda uzlaşı sağlanmıştı. Ancak sahada çatışmaların devam etmesi üzerine bu kez Şubat 2019’da Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Abu Dabi şehrinde Başbakan Fayiz Serrac ve ülkedeki muhalif lider Halife Haftar arasında bir görüşme daha gerçekleşti. Bu görüşmede taraflar arasında şu konularda anlaşma sağlandı:

1- BM’nin organize edeceği Libya Barış Toplantısı’na tam destek verilmesi,
2- Geçiş döneminin sona erdirilmesi ve 2019 yılı içerisinde seçim yapılarak ülkede tek hükümetin kurulması,
3- Ülkeyi seçime götürecek yeni bir hükümetin ve yeni bir askerî sistemin kurulması, bunun için de;
a- Fayiz Serrac’ın başbakan olması,
b- Başbakanlık Meclisi üyelerinin sayısının üçe düşürülmesi; diğer iki üyenin de Bingazi ve Fizan bölgelerinden seçilmesi,
4- Halife Haftar’ın Genel Komutan olarak kalması, ancak Başbakan’a karşı sorumlu olması; Başbakan, Ordu Komutanı, İçişleri Bakanı ve Dışişleri Bakanı’ndan oluşan Askerî Meclis’in oluşturulması. Askerî Meclis’te toplantı yapılabilmesi için bütün üyelerin katılımının sağlanması ve veto hakkının Başbakan’da olması.

BM, Libya Barış Toplantısı için tarih ve yeri henüz duyurmamış olsa da ülkede bu maddeler çerçevesinde hazırlıklar yapılıyordu. Herkesin barış için hazırlık yaptığı bu süreçte Libya’nın tamamına hâkim olmak isteyen Halife Haftar, ülkenin doğusunda bulunan Abdullah Sini hükümetini devireceğini ve böylece ülkede tek bir hükümetin kurulmasını sağlayacağını, kendisinin de bir ay içerisinde ya barışçıl şekilde yahut savaşarak Trablus’a gireceğini duyurdu. Haftar, bu çıkışının hemen akabinde Kral Selman Bin Abdülaziz’in davetiyle Suudi Arabistan’a resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin ardından Trablus’ta bulunan silahlı güçlere teslim olmaları için iki hafta süre verdiğini açıklayan Haftar, aksi takdirde bölgeye yönelik operasyon başlatacağını duyurdu. Haftar’ın bu hamlesinin Suud ziyareti ve BM’nin Libya Barış Toplantısı’nın 14-16 Nisan’da Gadames şehrinde yapılacağını açıkladığı dönemde olması oldukça dikkat çekicidir.

Haftar’ın Son Hamlesi

Libya’nın tamamına hâkim olmak isteyen Haftar, Abu Dabi görüşmelerinde varılan anlaşma uyarınca sivil iradeye tabi olmayı kişisel hırsları nedeniyle kabul etmek istemiyor. Fizan’a yönelik yaptığı operasyona uluslararası destek bulması da bu desteğin devam edeceği kanaatine kapılmasına sebep oldu. Haftar ayrıca Libya’nın batısında bulunan bölünmüş durumdaki silahlı güçlerin (Fayiz Serrac’a karşı olan ve Serrac’ı destekleyen gruplar) arasındaki çatışmaların onları zayıflattığını ve aralarındaki düşmanlıktan dolayı birlikte hareket etmeyeceklerini, buna karşın ülkenin batısındaki bazı güçlerin de kendisini destekleyeceğini düşünüyordu. Hem Fizan bölgesinde hızlı bir şekilde hâkimiyet sağlamış olmanın verdiği moral hem halkın şehirlerde fazla yıkım yaşanmaması için hemen teslim olacağına inanması hem de dış destek alacağını düşünmesi, Haftar’ı Trablus’a karşı harekete geçiren en önemli motivasyon kaynağı oldu. Zira Haftar, önümüzdeki haftalarda düzenlenmesi planlanan Libya Barış Toplantısı’nda masadaki en güçlü adam olmak istediğinden toplantıya mümkün olan en geniş toprağa hâkim olarak katılmayı hedefliyor.

Libya’nın Cufra, Mizde, Şufeyrim gibi bölgelerini operasyon merkezi olarak seçen Haftar, Libya’nın batısında bulunan şehirlerdeki silahlı unsurlardan bazılarını da çeşitli yollarla kendisine bağlayıp bağlılıklarını sağlamak istiyor. Bu konuda da özellikle Bin Velid, Giryan, Tarhuna, Verşufanna Surman ve Subrata şehirlerine güveniyor. Bu şehirlerin ortak özelliği ise devrik lider Muammer Kaddafi’ye olan sevgi ve bağlılıklarını halen sürdürüyor olmaları. Haftar, buralardaki güçlerin kendisine bağlılıklarını bildirmelerinden sonra Trablus’a operasyon yapmayı planlıyordu. Operasyonun başarısız olması durumunda ise, bu güçler şehirlerdeki merkezlerini Libya Barış Toplantısı sonuna karar tutmaya devam edecekti. Son operasyonda Haftar’ın askerî gücünün belkemiğini oluşturan başlıca unsurlar şunlar oldu:

• Libya’nın batısında bulunan aşiretlerin ve silahlı grupların askerleri,
• Kaddafi’nin eski güçleri,
• Afrika’dan getirttiği paralı askerler,
• Mısır ordusundan subaylar,
• Fransa’nın lojistik desteği,
• BAE’nin lojistik, askerî ve maddi desteği.

Halife Haftar’ın Başarısızlığı

Libya’da bugün gelinen noktada Halife Haftar -hedef ve stratejileri karşılaştırıldığında- amacına ulaşmaktan oldukça uzak olduğu görünüyor. Haftar’ın yukarıda belirtilen hedefleri ve stratejilerinin ne oranda gerçekleştiğini şöyle özetlemek mümkün:

Halife Haftar’ın Kayıpları

Halife Haftar’ın kayıplarını askerî, siyasi, psikolojik ve toplumsal kayıp olarak dört aşamada ele almak mümkün. Buna göre:

Askerî kayıplar

Halife Haftar’a bağlı 435 asker öldürüldü, 246 asker esir alındı; aralarında Haftar’ın kız kardeşinin oğlunun da bulunduğu beş subay yakalandı. Ayrıca BAE ve Mısır tarafından sağlandığı iddia edilen 21 zırhlı araç, 51 top, 203 roket ve onlarca askerî araç ele geçirildi.
Mısrata güçlerinden Halbus grubu Cufra’daki askerî üsse saldırdı. Haftar’ın yeğeni de bu saldırıda esir alındı.
Serrac hükümeti karşı hamle yaparak Libya şehirlerini temizlemek için “Gazap Volkanı” adıyla bir operasyon başlattı. Burada kastedilen şehirlerin Libya’nın batısındaki şehirler olduğu ifade ediliyor.
Fizan bölgesindeki Tebuların da Haftar’a karşı operasyona başladığı haberleri geliyor.
Mısrata güçleri büyük bir askerî grupla meşru bir şekilde Trablus’a girdi. Bu durum Halife Haftar için ciddi bir kayıp anlamına geliyor; çünkü Trablus’u aldığında kendisini destekleyeceğini düşündüğü güçlerin hiçbir etkinliği kalmamış oldu.

Siyasi kayıplar

Başbakan Fayiz Serrac’ın desteğini kaybetti. Serrac bu saldırılara kadar Haftar aleyhine tek bir konuşma dahi yapmamışken bugün kendisine bağlı bütün askerlere Haftar’a karşı savaşmaları için emir verdi; hatta askerî savcılıktan Halife Haftar’ın tutuklanması için emir çıkardı.
Serrac hükümetine saldırdığı için uluslararası meşruiyeti tehlikeye düştü. Ayrıca bugüne kadar Trablus’taki Serrac hükümetini tanımayan devrimciler, bu operasyonla Trablus hükümetini desteklemeye başladı. Serrac da kurduğu Ortak Askerî Operasyon Birimi’ne bu güçleri de dahil etti. Böylece devrimci güçler de meşruiyet fırsatı yakalamış oldular.

Sosyal kayıplar

Tek adam olarak hareket eden Halife Haftar, sergilediği güçlü imaj sebebiyle halk tarafından eleştirilmiyordu, ancak bu operasyonda istediğini elde edemeyen Haftar’ın güçlü karizması bir hayli sarsıldı.
Libya’nın batısında Serrac’ı destekleyenlerle karşı olanlar arasında husumet vardı. Aynı şekilde şehirler de kendi aralarında husumet yaşıyordu. Ancak Halife Haftar’ın başlattığı son operasyon, herkesi Serrac’ın etrafında birleştirerek toplumsal bir birliktelik oluşturdu.

Psikolojik kayıplar

Halife Haftar’ın amacına ulaşamaması karşıt güçleri umutlandırdı.
Suud istihbaratına bağlı Medahilelerin Trablus’ta Haftar’a karşı savaşması; Suud’un da bu operasyonu desteklemediği ve Kral Selman’ın Haftar’ı tuzağa düşürdüğü yorumlarına sebep oldu.

Serrac Güçleri

Serrac hükümetini destekleyen onlarca grup bulunuyor. Bu grupların en önemlileri şunlar:


Olası Sonuçlar

Libya’da Haftar güçlerinin galip gelme ihtimali zayıf göründüğünden, Serrac hükümetinin önümüzdeki döneme daha avantajlı girdiği söylenebilir. Son hamlesi ile Libya halkının ve milis güçlerin tepkisini çeken Haftar’ın elinde tuttuğu doğu bölgelerinde de otoritesi sarsılabilir. Bu noktada Serrac hükümetinin uluslararası ve bölgesel desteği güçleneceğinden önümüzdeki dönemde tüm ülkenin tek bir siyasi otorite altında birleşme şansı artabilir.

Ancak iç savaşın başlamasından bu yana oldukça değişken olan Libya’daki zemin her an yeni değişimleri getirebilir. Bu aşamada iç dinamiklerin birbiriyle pazarlık süreci bir yana bölgesel ve uluslararası güçlerin hamleleri de iyi takip edilmelidir; özellikle Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Fransa’nın bir blok olarak yapacağı hamleler dikkatle izlenmelidir.

Kaynak, İNSAMER