İSTANBUL
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Murat Dağıtmaç, teknolojik gelişmeler ve internetin yaygınlaşmasıyla hayatımıza giren siber suçların nitelik ve niceliğinde bazı değişimler yaşandığını belirtti.
Siber suçların hem mali hem de bireysel açıdan insanları etkilemeye başladığını ifade eden Dağıtmaç, "Örneğin, çoğunlukla sosyal medya üzerinden, banka adına açılmış sahte hesapların üzerinden reklam verilerek, mobil bankacılık kullananların şifrelerini ele geçiriyorlar ve daha sonra mobil şubenizdeki tüm parayı başka bir yere aktarıyorlar. Sadece banka bilgilerinizi değil, sosyal medya hesaplarınızı, mail adresinizi, aklınıza gelebilecek her türlü dijital ortamdaki hesaplarınızı çalabiliyorlar." diye konuştu.
Siber suçların, kişisel mahremiyet konusunu gündeme getirdiğini, bunun mali suçlardan daha da tehlikeli bir durum olduğunu vurgulayan Dağıtmaç, bazı gençlerin mahremiyet konusunda aşırı iyi niyetli olduğunu, "Sosyal medyadan zarar gelmez" diyerek bilgilerini ve bazı fotoğraflarını paylaşanların gelecekte bundan etkilenebileceğini söyledi.
- "Sosyal hayatımız da kişisel verilerin korunması kadar önemli"
Dijital ortamda kültürel yapının da korunması gerektiğini ifade eden Dağıtmaç, şunları kaydetti:
"Dünyayı kendi amaçları için yönlendirmeye çalışan yapıların 'big data' toplamasındaki amaçlarından birisi bu. Dijital ortamlar sayesinde edindikleri bireylerin ihtiyaçları ve davranış şekillerini, daha sonraki süreçlerde algı yönetimi için kullanıyorlar. Öyle ki, 'kesinlikle yapmam' dediğimiz bir konuyu, sanki kendi kararımızmış gibi belli bir süre sonra yapmaya başlıyoruz. Yani kişisel davranış şekillerimiz, kültürümüz, dinimiz yani sosyal hayatımız da en az kişisel verilerin teknolojik olarak korunması kadar önemli."
Modern dünyada dijital korsanlığın ve hackerlığın "endüstri 4.0" ve internetin gelişmesiyle çok tehlikeli boyutlara ulaştığını söyleyen Dağıtmaç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sanal para, dijital ortamdaki para transferlerinin yapılmasını kolaylaştırdı. Bunların takibini ise daha da zorlaştırdı. Özellikle şirketlere veya bireylere şantaj yapan siber korsanlar, para transferlerini 'Deep Web'in resmi para birimi Bitcoin ile yapıyor. Bu şekilde olduğu takdirde, paranın takibini yapmak pek mümkün olmuyor. Dijital korsan dendiği zaman aklınızda tek gözü kapalı, yüzü yaralı kişiler aklınıza gelmesin. Artık gayet şık giyinimli, yabancı dili olan, prezantabl kişiler olabiliyor."
- "Verisi işlenen tüm vatandaşların bazı hakları var"
Bilişim Grubu Başkanı Şenol Vatansever ise son aylarda Türkiye'nin gündemine yoğun şekilde girmeye başlayan Kişisel Verilerin Korunması Kanununun tüm vatandaşları ilgilendirdiğini belirtti.
Bu kanunun gerçek kişilere ait verilerin korunmasını amaçlarken tüzel kişilere ait verileri kapsam dışında tuttuğuna dikkat çeken Vatansever, şöyle konuştu:
"Kanun, veriyi işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişileri veri sorumlusu olarak kabul ediyor. Kanun, verinin elde edilmesi noktasından başlayarak açık rızanın varlığını arıyor. Söz konusu rıza alınırken vatandaşların aydınlatılmış olması gerekiyor. Irk, etnik köken, cinsiyet, siyasi görüş ile felsefi inanç gibi, açıklanması durumunda ilgili kişinin ayrımcılığa veya zarara uğraması muhtemel verileri özellikli kişisel veri sayıyor ve bunların işlenmesini gerektiren her işlemde ayrıca rıza talep ediyor. Bu arada her türlü işlemin yapılması ve benzeri şekilde genel geçer nitelikli rızalar da geçersiz kabul ediliyor."
Vatansever, verisi işlenen tüm vatandaşların kanun kapsamında bazı hakları olduğunu ifade ederek, "Vatandaşların veri sorumlularına başvurarak, kişisel verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme, kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, yurt içinde veya dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme haklarına sahip." diye konuştu.
Şenol Vatansever, "Vatandaşlar, kişisel verileri konusunda sahip olduğu hakların farkında olmalı ve harekete geçerek şirketlerin ya da kurumların verileri rızaları olmadan saklamalarına ya da kullanmalarına izin vermemelidir." dedi.
- "Gizli ve özel hayat kavramları yok edildi"
Nöropsikolog Şehadet Ekmen de teknolojik gelişmelerin mahremiyet ve özel hayat konusunda bazı riskleri beraberinde getirdiğine değindi.
Telefon konuşmaları, mesajlaşmalar ve sosyal ağların kullanımı ile kişisel verilerin korunamaz hale geldiğini belirten Ekmen, "Buna bağlı olarak siber suçlar arttı ve önü alınamaz hale geldi. Çünkü, kişisel şifreler ve veriler daha rahat ulaşılabilir hale geldi. Hayatımızın her anını, tanımadığımız, bilmediğimiz insanlarla gönüllü olarak, bilerek ve isteyerek paylaşır olduk. Bu paylaştığımız bilgiler ise kullanılıyor ve işleniyor. Alacağımız kıyafetten tutun da, tatil planlarımıza kadar bilen bir sistem, bize istediği şeyi pazarlayabilir." diye konuştu.
Ekmen, çocukların zamanlarının çoğunu dijital oyunla geçirdiğine dikkat çekerek, birçoğu ücretsiz olan oyunlar aracılığıyla evlerdeki bilgisayarlara ulaşıldığını, siber suçların işlendiğini, gizli ve özel hayat kavramlarının yok edildiği değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak, AA