31 Mart yerel seçimlerine ilişkin sorular üzerine Turhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın itibarı, milletin gönlünde sevgisi olduğunu ve mitinglerde meydanların dolduğunu söyledi.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki mitinglerde insanların devletine, milletine duyduğu güveni camlara bayrak asarak gösterdiğini belirten Turhan, "Geçmişte insanlar bizim konvoyumuza bakmaktan çekiniyorlardı, şimdi öyle değil. Bu çok önemli." dedi.
Batı bölgelerinde insanların duygularını karşı tarafa hissettirmesinin daha belirgin olduğunu dile getiren Turhan, bunda son günlerde Türkiye'ye karşı yurt içi ve dışındaki bazı odakların eylemlerinin, verdiği mesajların etkisi bulunduğunu ifade etti. Turhan, "Özellikle ezan hadisesi milletimizi bilemiş." diye konuştu.
Zaman zaman saldırılar olsa da ülke ekonomisinin güçlü olduğunu vurgulayan Turhan, "Milletimiz, geleceğe ilişkin olarak bu ülke üzerinde gerçekten kim aklıselimle hareket ediyor, kim ülkesinin bekasını, geleceğini, bağımsızlığını her şeyden önce onurunu, şahsiyetini, kişiliğini koruyor, buna bakıyor. Bu çok önemli bir kriter. (Seçim sonuçları) Ben umutluyum. Bu seçim sadece yerel yöneticilerin belirleneceği bir seçim değil." değerlendirmesinde bulundu.
Turhan, milletin; ülkenin, milletin layık olduğu yere sancağı kimin dikeceğine baktığını belirterek, "Her şey maddiyat da değil. Bizim insanımızın tarih boyunca böyle yaklaşımı vardır, buna kamu vicdanı diyoruz. İnşallah 31 Mart seçimlerinden sonra ülkemiz, milletimiz, özellikle yerel yönetimlerde kendisine hizmet edecek deneyimli, becerikli, liyakatli, kendine layık olan kişilerin tercihini yapacaktır ve buna herkes saygı duyacaktır, kim olursa olsun ama ülkenin bekasıyla ilgili kararı da bu seçimde kararını verirken önemli bir kriter olacaktır." ifadesini kullandı.
Seçim güvenliği önlemleri
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, seçim güvenliğine yönelik sorular üzerine, seçimde kullanılacak matbu malzemelerin yerlerine ulaştırılmasının PTT tarafından yapıldığına işaret ederek, bununla ilgili diğer kargo işlemlerinden tecrit edilmiş bir süreç izlendiğini, tutanakların gideceği yerlere özel bir kurye ile teslim edildiğini söyledi.
Seçim sonuçlarının vatandaşlara zamanında ve doğru ulaşmasının önemine işaret eden Turhan, "Günümüzde haberleşme elektronik sistemler üzerinden yapılıyor. Bu sistemlerin hızlı ve çabuk olmasının yanında bazı tehditler de söz konusu. Siber saldırılara karşı da bakanlık olarak Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezini (USOM) kurduk. Bu sadece seçim amaçlı kurulmadı. Başarıyla işletiyoruz. Bugüne kadar da yüzbinlerce saldırıyı önlemiş olduk." dedi.
Turhan, USOM ve bunun yanında siber olaylara müdahale ekiplerinde bin 300'e yakın kişinin sürekli görev yaptığını bildirdi.
"Siber saldırılara karşı tedbir alındı"
Seçimlere yönelik siber saldırıları engellemek için gerekli tedbirleri aldıklarını ve seçime hazır olduklarını belirten Turhan, şunları kaydetti:
"Vatandaşın doğru bilgilendirilmesi, 'seçim sonuç anarşisinin' sokaklarda oluşmaması için zamanında, doğru haber alınmasına yönelik, özellikle Türkiye'de bir haber kaynağı olarak en güvenilir ve herkese en yaygın teşkilatıyla sonuçları ileten Anadolu Ajansı başta olmak üzere diğer ajanslara, haber kanallarına yapılabilecek siber saldırıları engellemek için gerekli tedbirleri USOM'da alıyoruz. Gerçi Anadolu Ajansı da kendi tedbirlerini almış."
İstanbul Havalimanı
İstanbul Havalimanı'nın dünyanın en büyük havalimanı olacağını belirten Bakan Turhan, "Yeni havalimanımızdaki pistlerin 5'i kuzey-güney, 1'i doğu-batı yönünde planlandı. Bunların hepsi yedekli. 3'ünün taksi yolu normal pist gibi kullanılabiliyor." bilgisini paylaştı.
Turhan, İstanbul Havalimanı'nın 1 milyon 450 bin metrekarelik kapalı alanı olacağını kaydederek, terminalin her yerinin akıllı elektronik sistemlerle donatıldığını söyledi.
Havalimanının uluslararası aktarma yapacak yolculara da hizmet vereceğinden bagaj güvenliğinin önemine işaret eden Cahit Turhan, "Yolcu hangi ülkeden geliyor, hangi uçaktan iniyor, nereye gidiyor, bagajı alınıyor bilgileri elektronik çiple yükleniyor ve bineceği uçağın saatinde ambardan alınıp uçağa konuyor. Bagajların fiziki güvenliği açısından da bantların üzerinde değil, özel korumalı sepet içinde hediye gibi uçağa kadar götürülüyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul Havalimanı'nın açılışından 5 ay önce tüm sistemlerinin test edilmeye başlandığını aktaran Turhan, elektronik, mekanik ve enerji sistemlerinin test edildiğini ve hata olması durumunda neler yapılması gerektiğinin belirlendiğini anlattı.
Yeni havalimanında 225 bin kişinin çalışacağını ve an itibarıyla 140 bin kişinin görev yaptığını ifade eden Bakan Turhan, yolcu memnuniyetini çok önemsediklerini ve gelen yolcularda iyi izlenim bırakılması için çalıştıklarını dile getirdi.
Yeni havalimanına taşınma işlemi
Turhan, Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul Havalimanı'na taşınma işleminin 5 Nisan saat 03.00'te başlayacağını belirterek, şunları kaydetti:
"7 Nisan 00.00'da bitecek. Tüm yurt içi ve yurt dışı yolcu taşıyan operatörler bu tarihten sonra İstanbul Havalimanı'ndan hizmet verecek. 18 Mart'a kadar iç hatlar terminalinden 1671 uçuş, dış hatlardan 1231 uçuş olmak üzere toplamda 2 bin 902 uçuş yapılmış. İç hatlarda 226 bin 40, dış hatlarda 146 bin 78 kişi olmak üzere toplam 372 bin 118 kişi yeni havalimanımızı kullandı. Yeni havalimanımızın şanına yakışır şekilde yolcuların uçak bekleme saati, check-in işlemleri ve havalimanına ulaşımıyla ilgili hizmetlerde her türlü ihtiyaçlar tespit edildi, gerekli tedbirler alındı. Gerek taksiyle, gerek toplu taşımayla, gerekse İstanbul Büyükşehir Belediyesinin şehrin 18 farklı yerinden hareket edecek 150 özel bagajlı otobüsü havalimanına yolcu taşıma hizmeti verecek."
Cahit Turhan, gelecek yıl mart ayında Gayrettepe'yi, haziran ayında da Halkalı'dan yeni havalimanına metro sistemlerini diğer ulaşım hizmetleriyle entegre bir şekilde hizmete almayı hedeflediklerini bildirdi.
Atatürk Havalimanı'nda mevcut kargo ambarları, depolar, hangarlar ve teknik bakım yapan şirketler bulunduğunu ifade eden Turhan, şöyle devam etti:
"Bunlar bir müddet daha yeni havalimanındaki yerlerini tesis edene kadar hizmet verecek. Yolcu taşıma işlemi tamamen yeni havalimanında olacak. Alanın önemli bir kısmını millet bahçesi yapacağız, bir kısmını da havacılıkla ilgili fuar hizmetinde kullanacağız. Havacılık ülkemiz için gelecekte stratejik sektörlerden biri. Teknofest'i de bu sene Atatürk Havalimanı'nda yapacağız. Ayrıca orayı ulaştırma ve havacılık alanında eğitim merkezi olarak kullanmayı düşünüyoruz. Terminallerin olduğu yerlerde revizyonlar yapılarak, fuar, turizm merkezi ve insanlarımızın rahat nefes alacağı bir şehir parkı olacak. Küçükçekmece-Bakırköy istikametinde oturanlar da havayolu trafiğinden kaynaklanan sesten de kurtulmuş olacaklar."
Gebze-Halkalı arasında kesintisiz ulaşım
Gebze-Halkalı Banliyö Hattı'nın 12 Mart'ta açılmasından bu yana tam kapasiteyle hizmet vermeye başladığına değinen Bakan Turhan, Marmaray hattının bu hatla birleştirilmesiyle günlük yolcu sayısının yüzde 112 artışla ortalama 468 bine çıktığını kaydetti.
Turhan, toplu taşımanın tercih edilebilmesi için güvenli ve konforlu olması gerektiğine işaret ederek, "Bunları sağladığınız zaman insanlar buraya geliyor. Vakit avantajı da var. Gebze ile Halkalı arasında kesintisiz bir ulaşım var ancak dikey taşıma ihtiyacı olursa, o istasyonda inip metro sistemiyle veya diğer toplu taşımayla istediğiniz yere ulaşma imkanı veriyor." şeklinde konuştu.
Gebze-Halkalı Banliyö Hattı'nın bir başka önemli avantajının da yaklaşık 76 kilometreyi 115 dakikada gidilmesi olduğunu vurgulayan Cahit Turhan, bu hizmetin 5,70 liraya ve indirimli olanlar için de yarı fiyatına verildiğini de sözlerine ekledi.
Kanal İstanbul Projesi
Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin sorular üzerine Turhan, "Buradaki gecikmenin sebebi biziz. Kanal Projesi aynı zamanda bir şehircilik projesi. İstanbul'un marka değerini yükseltecek olan bir proje." değerlendirmesinde bulundu.
Turhan, projenin yapım ve planlama ile ilgili kısmının büyük ölçüde tamamlandığının altını çizerek, "Proje kapsamında inşa edilecek kanalın yeri belli. Kanal boyunca etrafındaki deniz yapıları, liman yapıları, iskeleler ve ticari alanlar, bunların hepsi ayrıntılı şekilde hazırlandı, tamamlandı. Biz bunu imar planlarına işlenmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ilettik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu kanalın etrafında oluşacak diğer şehir planlarını 1/100.000 ölçeğinde tamamladı. Bunun ÇED aşamasıyla ilgili son değerlendirmeler yapılıyor." ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul Projesi'ni yap işlet devret yöntemiyle yapmayı düşündüklerini belirten Turhan, projede toplam maliyetin yaklaşık 15 milyar dolar olduğunu söyledi.
Turhan, boğazların mevcut kapasitesinin uluslararası deniz trafiğindeki araçları taşımaya yetmediğine işaret ederek, "Deniz trafiğine hizmet verecek kapasiteyi artırmamız zorunlu. Burası uluslararası bir deniz yoludur. Burada ticari taşıma yapan araçları geçirmek zorundayız. Bunun kurallarını da belirleme yetkimiz var. Deniz ulaşımı için Kanal İstanbul'un yapılması ve her türlü işletme kullanma hak ve yetkisinin Türkiye'de olması çok önemlidir." diye konuştu.
"Kanal İstanbul'a müşteri bulunamaması durumunda, kendi imkanlarımızla 2019 içerisinde start verme hedefimiz var." ifadesini kullanan Turhan, proje güzergahı üzerinde 7 karayolu köprüsü, biri köprü diğeri yer altı geçişi olmak üzere toplam 2 demiryolu geçişi, 2 metro geçişi planlandığına dikkati çekti. Turhan şunları kaydetti:
"Bunlarla birlikte ana su iletim hatlarının geçişi kapsamında, 8 adet tünelli geçiş planlanmıştır. Mevcut 14 enerji nakil hattı için 4 koridordan, mevcut 7 doğalgaz hattı için 5 koridordan ve mevcut telekomünikasyon hatları için de 3 koridordan olacak şekilde geçiş planlaması yapılmıştır. Kanal İstanbul'u 2025'te ülkemize kazandırmış oluruz. Tam teşekküllü olarak buradan deniz araçları geçmeye başlar ve burada yaşam başlar."
"Operatörler 'makul' olmalı'
Bakan Turhan, internette Adil Kullanım Noktası (AKN) uygulamasının kaldırıldığını hatırlatarak, daha önce abone olanların fiyatlarına ilişkin de herhangi bir sorunun olmadığını söyledi.
Yeni aboneler için fiyatlandırma yapılırken operatörlerden "makul" olmalarını istediklerini dile getiren Turhan, "Örneğin TTNet tarafında AKN kaldırılmasından önce 97,90 lira olan 16 Mbps hızındaki limitsiz internet paketi, halihazırda 94,90 liraya düştü. Bunlar paket fiyatlar. Vatandaşlarımızın şikayet ve talepleri doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz." diye konuştu.
Havalimanlarına giden otobüslere de internet hizmeti konulduğunun hatırlatılması üzerine Cahit Turhan, lise öğrencilerine ilişkin daha sonra açıklayacakları yeni bir düşüncelerinin olduğunu bildirdi.
"10 tren setinde ilk teslimat kasımda"
Turhan, Siemens'e sipariş edilen Yüksek Hızlı Tren (YHT) setlerinin teslimat zamanına dair soru üzerine, Ankara-İstanbul arasında hizmete açılan hızlı trenin Halkalı'ya kadar uzanmasının yolculuk talebini artıracağını kaydetti.
Söz konusu talep artışının bir beklenti olduğunu vurgulayan Bakan Turhan, şu anda bile biletlerin "yok sattığı"nı, ilave setlerle hattın beslenmesi gerektiğini ifade etti.
Turhan, Ankara-Sivas hattının gelecek yıl devreye girmesiyle bu hat için de tren ihtiyacının artacağına işaret etti.
Geçen yıl yapılan sözleşme kapsamında sipariş edilen 10 YHT'nin ilk partisinin kasım ayında teslim edileceğini belirten Cahit Turhan, "Kalan 9 seti de her ay bir set olmak üzere 2020 yılı içinde teslim edecekler. Bunları hizmete alacağız. Bunlar aynı zamanda mevcut çalışanların yedeklemesi olacak." ifadesini kullandı.
Bakan Turhan, demir yolu işletmeciliğine özel sektörü de dahil etmek istediklerine dikkati çekerek, Avrupa'da bu alanda faaliyet gösteren firmaların konuyla ilgilendiğini, kendileri için konfor ve kalitenin önemli olduğunu söyledi.
"Projelerimizde şu an bir durgunluk yok"
Bakanlık olarak planladıkları projeleri zamanında hizmete açmak için programlarını yaptıklarını belirten Turhan, "Projelerimizde şu an bir durgunluk yok. Biz bugüne kadar yatırımlarımızı ağırlıklı olarak ülkemizin acil ulaşım ihtiyaçlarını gidermek, hizmetleri bir an önce gerçekleştirmek için ülkenin tüm sathında kara ve demir yolu altyapısını iyileştirerek yaptık." diye konuştu.
Turhan, Türkiye'deki ulusal ve uluslararası ulaşım hareketinin ağırlıklı olarak doğu-batı koridoru üzerinde gerçekleştiğine işaret ederek, bu koridor üzerinde bulunan Cumhuriyet tarihinde yapılmış ve atıl kalmış demir yollarının da tamamını iyileştirdiklerini söyledi.
"Demir yolu altyapısının yüzde 45'i elektrikli ve sinyalli"
Demir yollarının kapasitesinin daha da artırılması için elektrik, sinyalizasyon ve iletişim altyapısını tesis ederek daha güvenli ve konforlu hale getirdiklerini anlatan Turhan, şöyle devam etti:
"Demir yolu ulaşımında konvansiyonel sistemde sinyalizasyonunuz, elektrifikasyonunuz, iletişim sisteminiz yoksa taşıyıcı tren setleri bir istasyona vardığında arkadaki tren hareket edebiliyor. Yaptığımız bu haberleşme sistemiyle trenler birbiriyle iletişim sağlayabilecek ve takip edebilecek. Bu, güvenlik için önemli. Kazalardan sonra "sinyalsiz hattı açtınız, işlettiniz" diye eleştirilere maruz kalıyoruz. Ülkemizdeki demir yolu altyapısının yüzde 45'i elektrikli ve sinyalli. Altyapıyı yaptık, rayları değiştirdik, balansları, traversleri iyileştirdik, güçlendirdik."
Ulaşımda miktar-mesafe ilişkisinin önemine dikkati çeken Turhan, "Ülkemiz büyüdü, gelişti, mal ve insan hareketi arttı. Ülkemizdeki yolculuk hareketleri 3'e, yük hareketi de 3,5'e katlandı. Bu, ülkemizin ekonomik olarak büyüdüğünü de gösteriyor." ifadesini kullandı.
"Demir yollarına ağırlık verilecek"
Turhan, yeni dönemde demir yollarına daha fazla ağırlık vereceklerini belirterek, şunları söyledi:
"Demir yollarımızın kapasitesini artıracağız. Demir yolu, ulaşım maliyetleri girdisi açısından, bir malın dünya piyasasında rekabet edebilmesinde kara yoluna göre 3 kat daha ucuz olabiliyor. Bu çok önemli bir konu. Önceden miktar-mesafe ilişkisinden dolayı bir mal ve hizmette ulaşım maliyetleri girdisi, 2000'li yıllarda yaptığımız hesaplara göre yüzde 15'e yakındı. Biz bölünmüş yolları yaptık, yollarımızı iyileştirdik, standartları yükselttik ve bunu yüzde 10'lara çektik."
Son 17 yılda 537 milyar liralık yatırım yaptıklarını, yatırımların 139 milyar liralık kısmını yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirdiklerini aktaran Turhan, bunların ülkedeki yatırım ortamının iyileştirilmesi ve daha güvenli hale getirilmesiyle hayata geçirildiğini dile getirdi.
Turhan, Türkiye'ye hem sermaye çektiklerine hem de ihtiyaç duyulan projelerin hayata geçirildiğine işaret ederek, "İstanbul Havalimanı 10 milyar dolarlık tesis. Bunda kamu kaynağı harcamadık ve işletmeye açıldı. İşletmeci bize her yıl 822 milyon avro kira ödeyecek. Bunlar AK Parti'nin ülkede oluşturduğu siyasi ve ekonomik istikrarın sonucudur." değerlendirmesinde bulundu.
"Yüksek standartlı yollar Türkiye'nin tercih edilmesini sağlıyor"
Yap-işlet-devret projelerine örnekler veren Turhan, şöyle konuştu:
"Kuzey Marmara Otoyolu'nun Avrupa tarafını Çatalca'ya kadar, Anadolu tarafını da İzmit-Dilovası'na kadar hizmete açtık. Bunlar yap-işlet-devret projeleri. İstanbul-İzmir Otoyolu'nun kritik noktaları olan Akhisar ve Balıkesir geçişlerini trafiğe açtık. Bu proje de 10 milyar dolarlık bir proje. Önceki yıllarda Osmangazi Köprüsü'nün Bursa, Manisa geçişlerini, İzmir-Kemalpaşa hattını hizmete açmıştık, kalan 190 kilometrelik Bursa ile Balıkesir arasındaki kesimle Balıkesir-Savaştepe-Akhisar hattındaki şehir geçişlerinin dışında kalan kesimlerini 6 ay sonra açacağız. Yine İzmir-Çandarlı Otoyolu'nu yap-işlet-devret modeliyle yapıyoruz, hizmete açacağız. Ankara-Niğde Otoyolu'nda hedefimiz, bu yılın sonu itibarıyla Kulu Kavşağı'na kadar olan kesimi tamamlamak ve ardından Gölbaşı geçişindeki sıkıntıyı da rahatlatarak 2020'nin sonunda bu hattı tamamlamak. Yatırımlarımızla Avrupa'dan gelen bir araç otoyoldan çıkmadan, şehir trafiğine girmeden Şanlıurfa'ya, Cilvegözü'ne kadar gidebilecek."
Yüksek standartlı yolların uluslararası ticarette Türkiye'nin tercih edilmesini sağladığını ifade eden Turhan, "Dünyanın en büyük köprüsü olan Çanakkale Köprüsü'nü yapıyoruz. Çanakkale Köprüsü, 2022'de dünyanın bir numaralı köprüsü olarak hizmet vermeye başlayacak." dedi.
Turhan, Çanakkale Köprüsü'nün hem Marmara Denizi'nin çevre yolunu tamamlayacağını hem de Ege ve Akdeniz bölgelerinde üretilen malların Avrupa'ya hızlı bir şekilde ulaştırılmasında önemli bir güzergah olacağını dile getirdi.
"Demir yolu, Pekin-Londra hattında ulaşım aksı olacak"
Yatırımların devam edeceğini vurgulayan Turhan, "Yatırımlarımız bundan sonra ağırlıklı olarak yaptığımız yolların üstyapısının iyileştirilmesine, yollarımızın yap-işlet-devret yöntemiyle yapılmasına, demir yollarımızın kapasitesinin artırılmasına yönelik olacak." dedi.
Turhan, demir yolunun Pekin-Londra hattında bir ulaşım aksı ve omurgası olacağına işaret ederek, "Avrupa Birliği hibe kredilerinden aldığımız parayla bir ay önce ihalesini yaptığımız İstanbul-Kapıkule Hızlı Tren Projesi'nin temelini 3 Mayıs'ta atacağız." bilgisini paylaştı.
Bakanlığın şehir içi ulaşıma yönelik çalışmalarına da değinen Turhan, trafiğin yer altına alınması ve raylı sistemlerin yaygınlaştırılması gibi altyapı çalışmalarına devam edeceklerini bildirdi.
"Kentler arası ayrım yapıldığı" iddiasına yanıt
Turhan, şehir içi altyapı çalışmalarında "kentler arasında ayrım yapıldığı" yönündeki eleştirilere tepki gösterirken şunları kaydetti:
"Seçimde bana oy vermiş, vermemiş, belediye farklı partiden olmuş diye bakmadık. Buna en güzel örnek EGERAY Projemiz. İzmir'in ulaşım altyapısında çok önemli bir hizmet ifa eden EGERAY Projemizi biz yaptık, belediye ile ortak kurduğumuz bir şirketle işletiyoruz, altyapımızı ortak kullandırıyoruz. Projelerimizden biri de bunun Buca'ya kadar ulaştırılması, devamını da yapacağız. İzmir'de seçimi alsak da almasak da yapacağız, programımızda var. Böyle bir konu AK Parti iktidarlarında hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Özellikle ulaşımla ilgili en çok yatırımı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yaptık. 'Bunlar bize oy vermedi' diye düşünmedik. Orası benim vatanım, toprağım, ne olursa olsun benim vatandaşım."