Hamza Çetin / Doğruhaber
Batının ve israil’in Sudan’la uğraşması her Müslüman’ın dikkatini çekmesi gerekir. Çünkü Sudan üzerindeki hesaplar sadece Sudan’ı ilgilendirmiyor. Batının gözünde nüfusu ve toprağıyla büyük olan tüm İslam ülkelerini ilgilendiriyor.
Batı ve israil uzun zamandır Sudan’la uğraşıyor. Batının Sudan’la uğraşmasını mevcut yönetime bağlamamak gerekir. İlginçtir batılılar kendilerine tamamen bağlı olan yönetimlerin olduğu ülkelerle de uğraşabiliyor. Bunun Pakistan, Endonezya ve daha birçok yerde örneğini zikredebiliriz.
Batı ve israil uzun zamandır Sudan’la uğraşıyor. Batının Sudan’la uğraşmasını mevcut yönetime bağlamamak gerekir. İlginçtir batılılar kendilerine tamamen bağlı olan yönetimlerin olduğu ülkelerle de uğraşabiliyor. Bunun Pakistan, Endonezya ve daha birçok yerde örneğini zikredebiliriz.
BATI, NÜFUSU VE TOPRAĞIYLA GÜÇLÜ İSLAM ÜLKESİNİ İSTEMİYOR
Batılılar, yönetimleri kendilerine bağlı olduğu halde neden bazı İslam ülkeleriyle özelikle uğraşıyor. Bunun birçok sebebi olabilir. Ama en önemli sebebi kuşkusuz Batılıların nüfusu ve toprağıyla güçlü İslam ülkeleri istememeleridir. Çünkü nüfusu ve toprağıyla geniş ve güçlü bir ülke her zaman onlar için tehdit arz etmektedir. Bu nedenle sistemleri onlar gibi, yöneticileri onlara bağlı olsa da batılılar İslam âleminde güçlü ülkeler istememektedir. Nitekim baktığımızda İslam âleminde Hindistan, Rusya ölçeğinde bir İslam ülkesi bulunmamaktadır. Göreceli olarak büyük olan İslam ülkeleriyle de özellikle uğraşılmaktadır. İslam âleminin en büyük ülkesi olan Endonezya misyonerlik ve bölücü faaliyetlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu faaliyetler bir ölçüde sonuç vermiş ve 2002’de Doğu Timur Endonezya’dan koparılmıştır. Aynı şekilde Güney Sudan da, Sudan’dan ayrılmıştır. Kısacası Pakistan, Mısır, Irak, Türkiye gibi Müslüman ülkeler sürekli benzer tehditlerle karşı karşıya kalıyor.
Sudan, batının bu hesaplarının odağında yer alan ülkelerdendir. Çünkü çok verimli ve geniş topraklara sahiptir. Nil nehrinin en önemli kaynakları Sudan’dadır. Ayrıca Sudan tarihi olarak Mısır’ın bir parçasıdır. Bütün bunlar Batılıların Sudan’la uğraşması için yeterli gerekçelerdir. Özellikle israil, Sudan’ı parçalayarak ve zayıflatarak ilerde olası bir Sudan-Mısır birliğinin önüne geçmeye çalışıyor. Güney Sudan’da çok önemli varlığı bulunan İsrail, bu şekilde Mısır’ı güneyden kuşatmış oluyor. Nil kaynakları üzerinde bulunan Güney Sudan ilerde Mısır’ın başına büyük işler açabilir. Bunu gayet iyi bilen İsrail, hem Güney Sudan’la çok yakın ilişkiler kuruyor. Hem de ana vatan Sudan’ı iç karışıklıklarla ve uluslararası baskıyla zayıflatmaya çalışıyor.
İSRAİL, SUDAN’IN; MISIR VE İRAN’LA YAKINLAŞMASINI İSTEMİYOR
Geçen ayın sonunda israil Sudan’ın başkenti Hartum’da, Yermuk adlı silah fabrikasını bombaladı. Ardından İran, Sudan’a iki savaş gemisi gönderdi. Bu olayın ardından her ne kadar gözler Sudan-İran ilişkisine çevrilmişse de aslında Mısır-Sudan yakınlaşmasını da bu olayın altında yatan sebep olarak görmek gerekir. İsrail, Sudan’ın hem Mısır’la hem de İran’la yakınlaşmasını istemiyor. Özellikle de Mısır-sudan ilişkilerinin büyük bir birliğe dönüşme potansiyelini taşıması israil’i derinden kaygılandırıyor. İşte bu bombalama olayı bu yönde Sudan’a verilmiş bir mesaj olabilir.
İslam âleminde büyük ülkelerin varlığına ihtiyaç vardır. Elbette arzulanan ümmetin birliğidir. Ama bundan önce büyük İslam ülkelerinin varlığını koruması ve daha da büyümesi gerekir. Çünkü büyük ülke olmak, bağımsız olmanın yolunu açar. Tam manasıyla bağımsız olan bir ülke başkalarını değil kendisinin çıkarlarını düşünür.