Mehmet Erkan Yavuz/DOĞRUHABER
Türkiye’de ailesiz bir toplum hedefleyen BATI, sinsi projelerle bunu başarma noktasına geldi. Aileyi hedef alan 6284 gibi garabet bir yasayı dayatıp uygulatan AB’nin, yaptıkları sadece bununla da sınırlı değil. Başta Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (ETCEP) gibi projelerin uygulanması, aile kurumunu adeta yerle yeksan ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı veriler bu korkutucu gerçeği belgeliyor. TÜİK’in açıkladığı 2018 yılı verileri, evlenen çiftlerin sayısının 2017’ye göre yüzde 2,9 azaldığını, boşanmaların ise yüzde 10,9 gibi korkunç oranda arttığını ortaya koydu.
TÜİK’in açıkladığı verileri gazetemize değerlendiren Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Genel Koordinatörü Aynur Sülün, “Öncelikle Avrupa’dan getirilen yasalar bu süreci hazırladığı için acilen bu yasalardan kurtulmalıyız. Aileyi yıkan bu yasalar milletin omuzunda bir kamburdur.” dedi.
AB YASALARI AİLE KURUMUNU YOK EDİYOR
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı ‘Evlenme ve Boşanma İstatistikleri’ aile kurumunun geldiği acı noktayı gözler önüne serdi. Verilere göre; evlenen çiftlerin sayısı 2017 yılında 569 bin 459 iken, 2018’de 553 bin 202’ye düştü. Boşananların sayısı 2017’de 128 bin 411 iken 2018 yılında 142 bin 448’e fırladı. 2018’de aile kuranların sayısı yüzde 3 azalırken, yuvası dağılanların sayısı yüzde 11 gibi korkunç oranda arttı. Evlenen çiftlerin sayısı 2017’de de bir önceki yıla göre yüzde 4.2 azalmış, boşananların sayısı yüzde 1.8 artmıştı.
BOŞANMALARIN EN YÜKSEK OLDUĞU YER İZMİR
Kaba evlenme hızının 2018 yılında en yüksek olduğu il, binde 8,55 ile Kilis oldu. Kaba evlenme hızının en düşük olduğu il ise binde 4,43 ile Gümüşhane olarak kayıtlara geçti. Ortalama ilk evlenme yaşı, 2018 yılında erkekler için 27,8, kadınlar için 24,8 oldu. Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 2,79 ile İzmir oldu. Boşanmaların yüzde 37,6’sı evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleşti. Dağılan yuvaların yüzde 20,4’ü ise evliliğin 6-10 yılı içinde yaşandı.
TÜRKİYE TARİHİNİN EN YÜKSEK BOŞANMA REKORU
TÜİK verileri, boşanmaların Türkiye tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor. 2008 yılında 99 bin 663 olan boşanma oranı; 6284 sayılı kanun, AB’ye uyum yasaları, kadına pozitif ayrımcılık, kadın istihdamı teşvikleri, süresiz nafaka gibi uygulamalarla birlikte 2018’de 142 bin 448’e yükselmiş durumda.
“6284 SAYILI KANUN AİLEYİ DARMADAĞIN EDİYOR”
Boşanma oranlarındaki artışın, aile ile ilgili izlenen politikaların yanlış olduğunu gösterdiğini belirten Aynur Sülün, “Boşanma oranlarının artması aile konusunda izlenen politikaların yeterli olmamakta birlikte aile aleyhine olduğunu gösterir. Özellikle 6284 sayılı kanuna göre sorun yaşayan eşler arasında uzlaşma yapılması yasaktır.
Bundan dolayı ufak sorunlar daha büyük sorunlara kapı açıyor. Bizim inancımız sorun yaşayan iki insan arasında uzlaşma yapılması esasına dayanır. Bu eşlerin ani kararlarla, bir anlık öfkeyle yuvalarını yıkmalarının önüne geçer. Allah’ın en çirkin gördüğü helal, eşlerin boşanmasıdır. İslam her esası ile aile birliğini koruyucu ve kuvvetlendirici yönlendirmeler yapar. Ailede sevgi ve şefkatin hakim olmasını amaçlar. Rum süresi 21. Ayette, “Aranıza sevgi ve merhamet yaratması Onun varlığının delilerindendir” buyrulur. Fakat bugün izlenen politikalar eşleri birbirinden koparıcı, aralarına nefret ve kin ekici bir rol oynuyor.” şeklinde konuştu.
“AİLEYİ YIKAN YASALAR BU MİLLETİN OMUZUNDA BİR KAMBURDUR”
Ailenin sadece kadın üzerinden konumlandırılmasının ciddi yanlışlar doğurduğuna dikkat çeken Sülün, “Kadına karşı şiddet başlığı altında erkeğin evi içindeki fonksiyonunu sona erdiriyor. Aile bakanlığımız eliyle evli kadınlar aile içi sorumluluklarından soyutlanıyor, İş hayatına yönlendiriliyor. Ailede kadın için güvensiz bir yer tanımlaması yapılıyor, aileye kadın odaklı bakılıyor. Hâlbuki eşler birbirinin tamamlayıcısıdır, biri olmadan diğerini konumlandırmak adaletsizliktir. Ne erkek kadını hesaba katmadan konumlandırılabilir, ne de kadın erkek hesaba katılmadan konumlandırılabilir. Her iki varlığı da bireysel bir şekilde hesaba kattığınızda, aralarında birliği sağlamanız mümkün olmaz. Öncelikle Avrupa’dan getirilen yasalar bu süreci hazırladığı için acilen bu yasalardan kurtulmalıyız. Aileyi yıkan yasalar bu milletin omuzunda bir kamburdur
Yakıp yıkıyor tahrip ediyor. Üstelik Tahrip ettiğini onarma yollarının hepsini de kapatıyor.” ifadelerini kullandı.