Mısır zindanlarında idam kararları onanan 50 kişinin olduğunu belirten İhvan-ı Müslimin (Müslüman kardeşler) Şura Meclisi Üyesi Mühendis Mithat Haddad, bin 500 kişinin idamla yargılandığına dikkat çekti.
İLKHA muhabirine çarpıcı değerlendirmede bulunan İhvan-ı Müslimin cemaatinin şura meclisi üyesi ve Türkiye’deki Mısır Dernekleri Birliğinin idare meclisi başkanı Haddad, bugüne kadar Mısır zindanlarında 42 fertlerinin idam edildiğini, bin 500 kişinin ise idam ile yargılandığını belirterek, "Şu ana kadar Mısır zindanlarında 42 ferdimiz idam edildi. İdam kararlarının onandığı 50 kişi de her an idam edilme eşiğinde. Bununla birlikte bin 500 kişi daha idamla yargılanıyor. Her an idam kararları onanıp infaz edilebilirler.” dedi.
"Sisi'nin kendisine söylenen tüm plan ve projeleri yerine getirmekten başka yaptığı bir şey yok. Bu adam sadece israil ve Siyonist emellere hizmet ediyor. israil şu an tüm gücüyle Sisi’yi koruyor. Netenyahu bizzat Avrupa ülkelerine Sisi'ye destek vermeye zorluyor. Mısır halkını zelil ve fakir düşürme siyaseti izleniyor.” diyen Haddad, şunları söyledi:
"Mısır’da 200 binden fazla kişi tutuklandı. Ama hâlâ içerde olanların içerisinde 60 binden fazla İhvan üyesi var. İnsan hakları kurumunun verilerine göre bu sayı 60 ile 90 bin arasında değişiyor. Kimse gerçek sayıyı bilmiyor. Mısır hükümeti de gerçek sayıyı hiçbir zaman açıklamıyor. Belirttiğimiz sayıdaki tutuklular, şiddetli işkencelerden geçiriliyor. Bu eziyet ve işkenceler bazen aklın anlamakta güçlük çektiği seviyeye ulaşıyor. Halkın bizzat seçtiği Muhammed Mursi bile 6 yıldır zindanda tutuluyor. Bu süreç içerisinde ailesini sadece 3 kere görebildi. Bazı tutukluların üzerine kapılar kapatılmış güneşi dahi göremeyecek halde tutuluyor ve kesinlikle oradan çıkarılmıyorlar. Başta Muhammed Mursi olmak üzere İhvan-ı Müslimin liderlerinin tutulduğu 'akrep' adıyla anılan zindanda tutulanlar, kesinlikle güneş yüzü görmüyorlar. Yakalanmadıkları hastalık kalmadı. Kemik erimesinden tutun kalp yetmezliğine, şeker, tansiyon ve ayakta duramamaya kadar birçok hastalıkla imtihan olmaktalar. Onlara verilen yiyecek hem çok az hem de çok zararlı. Aileleri, uzun uğraşlar sonra onlarla görüşme iznini aldıklarında bile getirdikleri yiyecekleri içeri almıyorlar. Getirdikleri ilaçların bile kesinlikle girişi sağlanamıyor. Hastaneye dahi götürülmüyorlar. Tıbbi ihmaller sonucu zindanda ölenlerin sayısı bine ulaştı.”
“Sisi'nin şu an tek hedefi Mısır'ı iç savaşa sürüklemek”
Darbeci Sisi'nin bu idamlarla Mısır halkını iç savaşa sürüklemeyi hedeflediğine dikkat çeken Haddad, hiçbir şekilde buna fırsat vermeyeceklerinin altını çizdi.
Haddad, "Sisi'nin şu an tek hedeflediği şey Mısır halkını iç savaşa sürüklemek. Mısır'da Suriye gibi olsun istiyor. 12 milyondan fazla Suriyeli şu an ülkelerinden uzak bir şekilde hicret hayatı yaşıyor. Bunların 3 buçuk milyonu sadece Türkiye’de ikamet ediyor. Sisi'nin şu an tek hedefi İhvan-ı Müslimin cemaatini iç savaş çıkarmaya alet etmektir. Ama biz hiçbir zaman ona bu fırsatı vermeyeceğiz. Onunla meşru ve barışçıl bir mücadele içerisinde olmaya devam edeceğiz. Bizden bu konuda hiçbir hata göremeyecek. Ancak o Mısır halkına karşı savaş suçu işleyen bir katildir.” dedi.
“Halkı yargılayan hâkimlerin askerlerden olması olacak şey değil”
İslam ümmeti başta olmak üzere tüm insanlığa, Mısır halkını yalnız bırakmama çağrısında bulunan Haddad, idamların durdurulması için uluslararası tepki gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Şu ana kadar Mısır zindanlarında 42 fertlerinin idam edildiği hatırlatan Haddad, sözlerini şöyle sürdürdü: "İdam kararlarının onandığı 50 kişi her an idam edilme eşiğinde. Bununla birlikte bin 500 kişi daha idamla yargılanıyor. Her an idam kararları onanıp infaz edilebilirler. Bu sayısını verdiğimiz insanlar, Mısır halkının adeta özetidir. En iyilerimizdirler diyebileceğimiz konumdadırlar. Bunlar üniversitelerde eğitim görevlisi, mühendisler, doktorlar ve bu halkın öncüleri olan insanlar. Sisi, bunların hepsini öldürmek niyetindedir. İslam ümmetine çağrımız şudur, idamların durdurulması ve uluslararası çapta bir tepkinin ortaya konabilmesi için bunlar yapılabilir. Mısır rejimine karşı eylemler düzenlemek, Mısır konsoloslukları önünde idamların durdurulmasına vurgu yapan protestolar düzenlemek, uluslararası insan hakları örgütüne ve af örgütüne beyanat göndermek, insan hakları konusundaki cemiyet ve derneklerin Birleşmiş Milletler gibi kurumlara sadece tek talepleri olan şeyin biran önce idamların durdurulması olduğunu deklare etmek. Çünkü Mısır'da gerçekleşen tüm meseleler siyasi meselelerdir. Hâkimler ya askerlerden ya da halktan seçilmelidir. Halkı yargılayan hâkimlerin askerlerden olması olacak şey değil. Asker onu neyle yargılayacak? Mısır’da idam kararları durdurulmalı.”
“Darbe sonrası Sisi’yi destekleyen yüzde 80’lik halk kitlesinin yüzde 5’i bile kalmadı”
Mısır halkının hâlâ direndiğini ve Sisi'nin her geçen gün güç kaybettiğini ifade eden Haddad, “Sisi şu an ihvanın fikriyatını tamamıyla Mısır'dan silme çabası içerisinde. Amerika ve israil istihbaratının desteğiyle çalışıyor. Ancak ne hikmetse yaklaşık bir buçuk ay önce yapılan bir seçim anketinde, Mısır halkının yüzde 33’ü İhvan-ı desteklediği ortaya çıktı. Bu kadar baskı ve karalama politikalarına rağmen Mısır halkı onlara itimat etmedi. Bu anketi de bir Amerikan şirketi gerçekleştirdi. Biz gerçekleştirmedik. Darbe sonrası Sisi’yi destekleyen yüzde 80’lik halk kitlesinin yüzde 5’i bile kalmadı. Halk artık ondan bıkmış durumda. Onun sofrasından nemalananlar hariç tabi. İhvan, şu an geçmişte nasılsa hâlâ Mısır'daki teşkilatlı çalışmaları devam ediyor. Halkın içinde en sakin şekilde hareketlerini sürdürüyor. Allah, Mısır ahalisine yeni bir devrim nasip edene kadar bu çalışma ve mücadele devam edecek.” diye konuştu.
“Mısırda idamları gerçekleştirilen bu gençler bizim evlatlarımızdırlar”
Son olarak 9 gencin idam edilmesine de değinen Haddad, sözlerini şöyle tamamladı: "Mısır'da idamları gerçekleştirilen bu gençler bizim evlatlarımızdır. Biz onlara karşı çok aşırı hüzün içerisindeyiz. 20’li yaşlarda ömürlerinin baharında olan gençler. İçlerinde okudukları üniversitenin birinciliğini kazananlar var. İsimleri şeref panolarına asılanların bedenleri, darağaçlarında sallandırıldı. Bu makul bir şey değil. Mısır’da işlenen suçları bizzat istihbarat tarafından uygulanıyor. Sina’da terörü yayan da aynı kaynaktır. Herkesi bu katliamlara karşı Mısır halkından yana taraf tutmaya çağırıyorum.” (Zeyd Varol, Nizamettin Aşkın-İLKHA)