Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi, Mısır’da cunta yönetiminin darbe karşıtı 9 genci idam etmesini düzenlediği kitlesel basın açıklamasıyla telin etti.
Ulu Camii'de kılınan Cuma namazının ardından ilk önce idam edilen 9 genç için gıyabi cenaze namazı eda edildi.
Cenaze namazının ardından basın açıklamasına geçildi. Basın açıklamasında "Mısır'da idam sehpasına korkusuzca yürüyen 9 kardeşimizin şehadetini tebrik ederiz" pankartı açıldı.
Basın açıklamasını Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi adına Muzaffer Beber okudu.
Açıklamasına "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır! Onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz." ayetine atıfta bulunarak başlayan Beber, yine bir şubat ayında şehadet haberlerinin geldiğine dikkat çekti.
Beber, "Hasan el-Benna'nın, Seyyit Kutup'un, Abdulkadir Udeh'in vatanından gelen acı haber yine ümmeti hüzne boğdu. Zalimler yine zulümlerini icra etti ve 9 gencecik fidan darağaçlarında Rablerine yürüdü." dedi.
"Sisi, tıpkı selefleri gibi acımasızca İslam'ın bugünü ve yarınını hedef alarak Müslümanları katlediyor"
İslami mücadelenin tarihi serüveninde önemli bir yere sahip olan Mısır'da yaşananların, küresel küfrün, ümmeti nasıl muhasara altına aldığına şahitlik ettiğini belirten Beber, "Ümmet, parçalanmışlık halinin nelere mal olduğunu yine acı bir şekilde tecrübe ediyor; sen-ben kavgasının bizleri nasıl da tükettiğine, güçsüz ve zayıf düşürdüğüne, zalimi nasıl da pervasız hale getirdiğine tanıklık ediyor. Cemal Abdülnasır, Enver Sedat, Hüsnü Mübarek gibi çağın Mısır firavunlarının ardından yine bir darbeyle iktidarı işgal eden Sisi, tıpkı selefleri gibi acımasızca İslam'ın bugünü ve yarınını hedef alarak Müslümanları katlediyor." ifadelerini kullandı.
"Tepki göstermek tüm Müslümanların itikadî mesuliyeti, asli vazifesidir"
Beber, "Siyonizmin ve emperyalist ABD'nin üst akıl olarak yönlendirdiği İslam coğrafyasındaki kukla rejimlerin her gün yeni bir cinayet, yeni bir katliamla küresel küfrün siyasi ve ekonomik işgaline karşı direnen İslam gençliğini hedef alması tepkisiz kalınacak bir hadise değildir. Bu vahşete en yüksek perdeden tepki göstermek tüm Müslümanların itikadî mesuliyeti, asli vazifesidir." değerlendirmesinde bulundu.
"İslam ülkelerinin devlet başkanları Sisi ve onun gibilerin zulmünü durdurmak için harekete geçmeli"
Beber, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Başta ABD olmak üzere diğer Batılı ülkelerin ve İslam coğrafyasındaki işbirlikçilerin desteğiyle Mısır'da yeni bir diktatöryal rejim kuran mel'un Sisi'nin, yüzlerce ihvan üyesini şehid ettiği, binlercesini zindanlara hapsettiği yetmezmiş gibi halen cinayetlerine devam etmesine sessiz ve tepkisiz kalmak, ruhen ve bedenen Müslüman kardeşlerimizin yanında olmamak; zulme rıza göstermek ve zilletin karanlığına mahkûm olmaktır. Köleleşmeyen, esir olmayan, hür irade sahibi tüm İslam ülkelerinin devlet başkanları, idarecileri zalim Sisi ve onun gibilerin zulmünü durdurmak için harekete geçmelidir. Masumların kanını döken Sisi ve avenesinden hesap sorulmalıdır."
"Sukut etmek ehl-i imanın sadece dünyasını değil ahiretini de berbat edecektir"
Rabiat'ul Adeviye meydanında hayatının baharındaki Esma'yı ve Mısır meydanlarında binlerce Müslümanı yaylım ateşi altında şehid edenlerden hesap sorulmadığı için bugün hâlâ darağaçları kurulmakta, mazlumların yargısızca infaz edilmekte olduğunu dile getiren Beber, "Sessizliğimizden, ümmetin sinmişlik halinden cesaretle cüretkâr bir şekilde Keşmir'de, Uygur'da, Arakan'da, Mısır'da Müslümanlar katledilirken sukut etmek ehl-i imanın sadece dünyasını değil ahiretini de berbat edecektir. 'Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir.' Yeryüzünün neresinde bir kardeşimiz acı çekiyorsa onun acısını hissetmek ve yardımına koşmak en büyük mükellefiyetimizdir. Unutulmamalıdır ki Allah; kâfirlerin ve zalimlerin karşısında 'birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever." diye belirtti.
"Çığlıklarımızın bir gün muhakkak zalimlerin tahtını sallayıp onları alaşağı edeceğini müjdeliyoruz"
Beber, açıklamasının sonunda şu dua ve temennilerde bulundu: "Bizler Türkiye'den, Kürdistan coğrafyasından, Saidlerin vatanından; tıpkı Seyit Kutup gibi idam sehpasına çıkarılarak şehid edilen kardeşlerimizin şehadetini tebrik ediyoruz. Çığlıklarımızın bir gün muhakkak zalimlerin tahtını sallayıp onları alaşağı edeceğini müjdeliyoruz. Rabbimizden, zayıflığımızı gidermesini, bizlere güç ve kuvvet bahşetmesini niyaz ediyoruz. Yemen'de, Suriye'de, Libya'da, Afganistan'da, Mısır'da ve Müslümanların baskı ve zulüm altında inlediği her yerde akan kanın durmasını, zulmün ve işgallerin sonlanmasını, tüm Müslümanların ittifakına, ittihadına vesile olacak sebepler yaratmasını diliyoruz." (Hamza Adiyaman, Ramazan Zeren- İLKHA)