Nobel Barış Ödülünün adaylarından biri de Donald Trump. Gerçi Trump ödülü kazanamayacağını düşünüyor ama farkında değil; ödülü alma şansı çok yüksek. Kendisinin aday gösterilmesi ile ilgili konuşan Trump Eski ABD Başkanı Başkanı Barack Obama'nın 2009'da, görevdeki ilk yılında bu ödülü aldığını hatırlattı: “Ödülü verdiklerinde göreve geleli daha 15 saniye olmuştu. Nobel Ödülü kazandı, 'Bunu hak edecek ne yaptım ki' dedi. Bense, muhtemelen hiç kazanamayacağım"
Sadece Obama’ya mı verdiler? Hayır. Tarih boyunca pek çok kez kanlı diktatörlere, siyonizme hizmet eden satılık liderlere o kadar çok verildi ki bu ödül.
Mesela Nobel Ödüllü siyasetçilerden biri 1973-1977 yılları arasında ABD'nin Dışişleri Bakanlığını yapan Henry Kissinger'dır. ABD siyasetinin beyni sayılan Kissinger aslen Yahudidir ve Vietnam işgalinin mimarıdır. Savaş Mimarı Kissinger’e barış ödülü vermek ilginç olsa da 1973 yılında ödülünü aldı
1978 yılındaki ödülü 2 katil ortaklaşa aldı. Mısır Firavunu Enver Sedat ülkenin zindanlarında binlerce İhvan üyesi işkenceler altında inlerken siyoniszme kuyruk sallamanın ödülü olarak işgal rejiminin katil başbakanı Menahem Begin ile beraber bu ödüle layık görülür. Begin’i anlatmak için Der Yasin dersek sanırım mesele anlaşılır. Ama yine de duymayanlar için ekleyelim: 1948 yılında kadın erkek çocuk yaşlı ayırımı gözetilmeden 254 müslümanın katledildiği bir vahşettir. Vahşetin baş sorumlusu ise Nobel Barış Ödüllü Menahem Begin’dir
1991 yılında ödülü ömrü zindanlarda ve ev hapsinde geçen Myanmar’ın seçilmiş otoritesi olan San Suu Çi kazandı. Cuntaya karşı mücadelesi ve savaş karşıtı söylemleri ile taktir toplauan Çi yıllar sonra Myanmar’da yönetimin başına geçti. Ama Çi döneminde de soykırım politikası sürdü. Çi diğerlerinden farklı olarak katil olduğu için ödül almadı ama ödül aldığı halde katliamı durdurmadığı için suçlu bir liderdir.
1994 yılında bu ödül yine bir katile verilir. Siyonist katil Şimon Peres… 24 yaşında terörle tanışan Peres Siyonist terör örgütü Haganah üyesi idi. İsrailde savunma bakanlığı yaparken kaç Müslümanın katledildiği bilinmiyor. Zaten Siyonist rejimde bir siyasetçinin üst düzeylere gelebilmesi için mutlaka ellerinin kanlı olması gerekir. Peres de ödüllü elikanlı siyasetçilerden biriydi.
Ödül her zaman katillere verilecek değil ya… Bazen de uşaklara verilir. Örneğin BM Genel Sekreteri Kofi Annan gibi. ABD Irak’ı işgal ederken Annan neredeyse tek kelime konuşmadı. Zaten yüzü siyahi olsa da Batı emperyalizmi taa öğrenciliği sırasında onu beyazlaştırmıştı.
2005 yılında ödülü Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Mısırlı Başkanı Muhammed El Baradey alıyordu. Mısır darbesi sırasında Batı’dan rol bekleyen Baradey… Mısır devrimi yeni başladığında umut diye pompalanan ama darbe sonrasında yokları oynayan Baradey… Ödülünü aldığı barışı korumak için bir emek sarf etmeyen Baradey…
2009 yılında Barak Obama’ya neden ödül verildiğinde kendisi de anlamadı. Zira Obama henüz ABD koltuğuna oturmuştu ve somut olarak yaptığı bir şey de yoktu. Nitekim Trump’ta yukarıda ifade edildiği gibi Obama’nın Nobel Barış Ödülü almasını anlamsız görüyor.
Evet, bu yıl adaylardan biri de Donald Trump…
Onun da Yemen’de ciddi bir savaş tecrübesi var. Öldürme konusunda Suud’a verdiği destekler ortada… Kaşıkçı cinayetinde Veliahd Prens Selman’ı kollayan tavrı da biliniyor. Kendisi “bana vermezler” dese de şansı yüksek gibi görünüyor.
Bunca katilin, yanaşmanın aldığı Nobel Ödülünü Trump da yeterince hak ediyordur!