Esenyurt köyiçi meydanında '28 Şubat mahpuslarına özgürlük!' adıyla gerçekleştirilen basın açıklamasına, 28 Şubat mağduru aileler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
28 Şubat ve FETÖ Mağdurları İnisiyatifi ile işbirliğiyle düzenlenen basın açıklamasını toplanan grup adına Abdullah Gengi okudu.
28 Şubat mağdurlarının çeyrek asırdan fazla bir zamandır cezaevlerinde olduklarını anımsatan Gengi, "Bizler çeyrek asrı aşkındır eşleri, babaları, kardeşleri, oğulları dört duvar arasında olan mağdurlarız. Yakınlarımız adil bir yargılamayla suçlu bulunarak cezaevine atılmadılar. Kimileri, 28 Şubat darbe sürecinin o meşum döneminde Müslümanlara karşı yürütülen cadı avıyla gözaltına alındılar, haftalarca işkence gördüler, basın ve medyada afişe edildiler. Düzmece ifadeler kendilerine zorla imzalattırıldı ve dönemin DGM'lerinde yargılanarak uzun süreli cezalar verildi." dedi.
FETÖ yargısının mahkum ettikleri görmezden geliniyor
Gengi, "Onlar, 28 Şubat'ın brifingli yargısı ile FETÖ yapılanmasının emniyet ve yargıdaki unsurlarınca 20-25 yılı aşkın zamandır zindanlarda olan Yusufilerdir. Bin yıl sürecek denen 28 Şubat darbesinin bugün de etkin oluşuna ve Yusufilerin içinde bulunduğu durum şahitlik etmektedir. 28 Şubat darbecilerini yargılayacak, mahkûm edeceksiniz ama onların brifingleriyle mahkûm ettiklerini görmeyecek, haklarını iade etmeyeceksiniz. FETÖ elemanı polis, asker, savcı, hâkimleri terörist diye derdest edeceksiniz, fakat onların terörist diye mahkûm ettiklerini görmeyecek hepsini aynı zindanda tutacaksınız. Adil ve tarafsız karar vermediklerinden dolayı DGM ve Özel Yetkili mahkemeleri kapatacaksınız ama vermiş olduğu kararları iptal etmeyeceksiniz. Bunun izah edilir ve savunulabilir hiçbir yanı yoktur!" ifadelerini kullandı.
"Anneler ciğerparelerinin ismini sayıklayarak bu dünyadan göçtüler"
Yakalandıklarında henüz 18 yaşında olan gençlerin içeride yaşlandığını vurgulayan Gengi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"İçerde baba olanlar dede oldu. Sağlam ve dinç olanlar kansere ve değişik hastalıklara duçar oldular. Maalesef sağ ve canlı girenler cenazeleri çıkmaya başladı. Kimisi de cezaevlerindeki kötü koşullardan dolayı çıktıktan sonra vefat etti. Aileleri dışarda orta yerde kaldı. Bu cezaevi senin bu cezaevi benim diyerek kar kış demeden cezaevleri yolunda ve önlerinde bir ömür tükettiler. Oğullarına hasret anneler-babalar ciğerparelerinin ismini sayıklayarak bu dünyadan göçtüler. Babasız büyüyen yavrular, anne-baba oldular. Yetmez mi? Bu cezaevlerinde kimler bu kadar uzun süreli ve bu kadar sahipsiz kaldı? Darbeciler mi? Katiller mi? Tecavüzcüler mi? 28 Şubatçılar mı? Ajanlar mı? Hiç biri... Hiç kimse bu kadar uzun süre kalmadı. Eşlerimiz, oğullarımız, babalarımız ne suç işledi ki bu zulümler onlara ve ailelerine reva görülüyor? Yakınlarımızın çıkması için elinden bir şeyler gelip de yapmayanlar, onları içeri atanlarla aynı vebali taşıyacaklardır. Bu vebalin altından kimse kalkamayacaktır."
"Biz adaletin tecelli etmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyoruz"
Beklenti ve isteklerinin yıllardır haksız ve hukuksuz gerekçelerle zindanlara mahkûm edilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için adalet mekanizmasının işletilmesi gerektiğini belirten Gengi, son olarak şu ifadelere yer verdi:
"Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ki kendisi Mısır zindanlarında Muhammet Mursi'nin çıkması için açıklama yapıyor. Elbette ki bunu önemsiyoruz. Fakat kendi ülkesinde dönemin Sisileri tarafından zindana doldurulan Mursileri de görmeli, duymalıdır. Adalet Bakanına, tüm siyasi partilere ve kamuoyu vicdanına sesleniyoruz? Biz kimseden af istemiyoruz. Biz adaletin tecelli etmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyoruz. Ayrım yapmadan içerde olan Yusufiler dışarı çıkarılmalıdır." (Nizamettin Aşkın-İLKHA)