Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan yağışlar, barajlarda bölgenin su ihtiyacını karşılamaya yetecek seviyeye ulaştığı gibi çiftçileri de olumlu yönde etkiledi.
Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, bölgenin yağışlı süreç geçirmesinin çiftçilere etkisini ve çiftçilerin genel durumunu değerlendirdi.
Yağışların özellikle ikinci kırım diye tabir edilen kalan pamuklara zarar verdiğini belirten İskenderoğlu, bunun dışında zararın olmadığını dile getirdi.
İskenderoğlu, "Özellikle Şanlıurfa bölgesinde pamuk, Kızıltepe yöresinde de ikinci ürünümüz mısırın bir kısmı zarar gördü fakat sulama işi yapan kuyularda boş olan taban doldu. Bütün barajlarımız boştu. Hatta bazı yerlerde yüzde 2-3'e düşmüştü, bunlar doldu. Yağmurun zararı az olsa da büyük yararı oldu." dedi.
"Nasıl üretim yapalım?"
Kimyevi ilaç, gübre, mazot ve tohum fiyatlarının yükselmesinin çiftçilere sıkıntı oluşturduğuna dikkat çeken İskenderoğlu, şunları söyledi:
"Şu anda buğday ve arpada Zabrus diye bir örümcek var. Buna yönelik ilaçlama çalışmaları devam ediyor. Çiftçi için en büyük sıkıntı, kimyevi ilaç, gübre, mazot ve tohum fiyatlarının yükselmesidir. Gübre fiyatları yaklaşık yüzde 26 oranında zamlandı. Can gübre geçen yıl 700 lira iken şu anda bin 150 lira oldu. Üre gübre bin 200 lira iken bin 250 lira olmuş. Deposu 250 lira olan geniş yapraklı kimyevi ilaçlar, 380-400 liraya yaklaşmış. Ayrıca, girdi maliyetleri çok yükseldi. Her ne kadar dolar yükseldiyse de pamuk fiyatları düştü, bir etkisi olmadı. Deposu 100 litre alan traktör, günlük 650 lira maliyetle çift yapıyor. Nasıl üretim yapalım?"
"Bir liraya buğday satıp simit alamıyoruz"
Köyden şehre göçün önlenmesi için kısa, orta ve uzun vadede destekleme primlerinin arttırılması gerektiğini vurgulayan İskenderoğlu, "Sübvanselerin çıkarılması ve ivedilikle iyi bir hibe programının çıkarılıp, üreticilerimizin desteklemesi gerekir. Biz, kilosunu bir liraya sattığımız buğday parası ile çay içemiyor, bir buçuk liraya satılan simidi alamıyoruz. Bu kabullenilecek bir durum değildir. Biz çiftçiler çok zor şartlar altında üretim yapıyor, dünyadaki çiftçilerle rekabet ediyoruz. Bizler bu şekilde ne üretim yapabilir ne de dünyadaki çiftçilerle rekabet içerisine girebiliriz. Biz enflasyon altında boğulduk. Çiftçinin Bağ-Kur primi yüzde 31.46 civarında yükselmeyle 748 lira olmuş, çiftçi bunu ödeyemiyor." ifadelerini kullandı.
"Dışa bağımlılıktan kurtulabilmemiz için Silvan Barajı'nın bitmesi lazım"
İskenderoğlu, tarıma dayalı sanayinin gelişebilmesi için üretimin önünün açılmasının önemli olduğunu anlatarak, "Bizim bir kilo pamuğumuz varsa bir kilo da dışarıdan getiriyoruz. Pamukta Türkiye'nin ektiği ve elde ettiği hasat 900 bin ton civarı iken bir milyon 800 bin tona da ihtiyaç var. 900 bin ton pamuk için 10 milyar liramız dışarıya gidiyor. Dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Dışa bağımlılıktan kurtulabilmemiz için Silvan Barajı'nın acilen bitmesi ve sulamaya açılması lazım. Sulamaya açıldığı zaman 2 milyon 350 bin dönüm arazi suya kavuşacak, bir milyon dönüm de pamuk ekersek 500 bin ton pamuk yapar. 900 bin tonluk ithalatımız 400 bin tona düşer. Silvan Barajı gibi bir barajımız daha olursa ithalat yerine ihracat yapar, diğer ülkelere satarız ama Silvan Barajı yılan hikâyesine dönmüş, bitmiyor. Uzmanların yaptığı hesaba göre, bitirilirse buradan 300 bin kişi faydalanacak." şeklinde konuştu.
"Çiftçi küstürülmemeli, önü açılmalı"
Güneydoğu Anadolu Bölgesi toprağının kaliteli olduğunu belirten İskenderoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Mercimeğimiz dünyadaki en kaliteli mercimektir. Pamuğumuz kalitelidir. Buğdayın hem yumuşağı hem de sert olanı kalitelidir fakat sahip çıkmak lazım. Çiftçi, üretici küstürülmemeli, önü açılmalı. Çiftçi üretmese dışa bağımlı kalacağız."
"Tarım kredi kooperatiflerinde yüzde 28 faizle çiftçiye kredi kullandırılıyor"
Çiftçinin sermayesiyle kurulan tarım kredi kooperatiflerinde yüzde 28 faizle çiftçiye kredi kullandırıldığını kaydeden İskenderoğlu, "Dünyanın hiçbir yerinde kendi çiftçisine yüzde 28 faiz ile para veren kuruluş var mı? Bu kooperatifler yüzde 28 faizle para, ilaç, gübre veriyor ve parası olmayan çiftçiden yüzde 40 ile 45 oranında faiz alıyor. Ayrıca, gübre bayileri gübreyi 2 bin liraya satarken çiftçiye 2 bin 150 liraya veriyor. Yüzde 26'sı amonyum nitrat olan can gübre bayilerde bin 50 lira iken, tarım kredi kooperatiflerinde bin 150 lira. Bunu yapan da devletin malı olan Gübretaş. Tarım kredi kooperatiflerinde denetim yapılması lazım. Cazibeli birliklerde pamuğun geçen yıl sulama dönüm birim fiyatı 30 lira, mısırınsa 35 liraydı. Bu yıl pamuk 50, mısır 60 lira yapılmış. 2018 yılında pompalı sulamalarda pamuk ve mısır 62 liraydı, 2019'da pamuk 120, mısır 130 lira olmuş. Allah'tan reva mıdır? Bu şekilde biz üretim yapamayız, ülke ekonomisine katkıda bulunamayız. Önümüzdeki yıllar da bu şekilde devam ederse araziler boş kalacak. Çiftçi desteklenmeli, sübvanseler verilmeli, Ziraat Bankasından faizsiz kredi verilmeli. Bu parayı başka yerde kullanmıyoruz, çiftçilikte, üretimde kullanıyoruz. Dolayısıyla bunun faizsiz olması lazım." dedi. (Ramazan Zeren, Hamza Adiyaman - İLKHA)