Bunların Derdi Başka Sapkınlardan Nikâh Düşmanlığı

Genç yaşta severek evlenip yuva kurdukları için cezalandırılan ailelere yönelik meclise getirilmesi düşünülen ‘af tasarısı` sapkınların tepkisine neden oluyor. Getirilmesi düşünülen affı, ‘çocuk istismarı` ve ‘tecavüzcülere af` gibi toplumu derinden sarsan kavramlarla çarpıtan feminist, LGBTİ derneklerinin tek derdi aile ve nikah düşmanlığı.

Ekleme: 19.01.2019 06:00:00 / Güncelleme: 19.01.2019 06:00:00 / manşetler
Destek için 

ENES DURMAZ- DOĞRUHABER

Kadına yönelik şiddetin engellenmesi amacıyla çıkarılan yasalar, şiddetin önüne geçmediği gibi aile yapısına döşenmiş bir dinamit gibi aileleri tehdit ediyor. Gün geçmiyor ki bu yasaların mağdur ettiği bir aile dramı gün yüzüne çıkmasın. Özellikle azgın azınlığın desteği ile meclise getirilen ve yasada yer alan ‘evlilik için 18 yaşını doldurma şartı` sonucu resmi nikâhlı binlerce aile mağdur edildi. Geçmişe yönelik işletilen bu yasa ile on yıllık evli, çocuklu babalar zindanlara sürüklenirken geride kalan aileler paramparça edildi, ediliyor.

2 KADIN DAHA CANINDAN OLDU

Kocaları cezaevine giren bu kadınların bir kısmı yaşadığı zulme dayanamayıp intihar ederken diğer bir kısmı da yaşadığı acılar sonucu ağır hastalıklara yakalanıyorlar. Bu dramlardan biri de geçtiğimiz gün meydana geldi. 18 yaşındaki eşiyle 16 yaşında yuva kuran Emine Karakaya, kamu davası sonucu kocasına 8 yıl hapis cezası verilmesinin ardından, cezaevindeki eş görüşü sonrası üzüntüden felç geçirdi ve hastanede son nefesini verdi. Genç yaşta yuva kuran, eşine 10 yıl hapis cezası verilen Fatma Aydın ise 2016 yılında TBMM gündemine gelen yasal düzenlemenin feministlerin tepkisi sonrası geri çekilmesi üzerine tarım ilacı içerek canına kıydı. Eşleri hâlâ cezaevlerinde olan her iki kadın da arkasında iki öksüz çocuk bıraktı.

FITRATA SAVAŞ AÇIYORLAR!

Sapkınların aile düşmanlığını gazetemize değerlendiren TESSEP Genel Koordinatörü Aynur Sülün, insan fıtratına aykırı tüm çabaların nafile uğraşlar olduğunu belirtti. Sülün, “İnsanoğlunun en doğal hakkı evlenmek ve yuva kurmaktır. Bizim Peygamberimiz (sav) "Evleniniz, çoğalınız" buyuruyor. Aslında insanoğlunun fıtratına hitap diyor. Fıtrat kanunları yer çekimi kanunu gibi her insanın bünyesinde bulunan kanunlardır. Evlenmek, aile olmak da insan fıtratının temel gereksinimlerindendir. Bu gereksinime karşı koymaya çalışmak tıpkı yerçekimi kanunu ila savaşmak gibidir. Fıtrata aykırı tüm çabalar nafiledir. İnsanoğlunun kendi kendisiyle savaşmasıdır. Bu savaşın sonucunda yenilen yine insan olacaktır. Bugün batı medeniyetinin yaşadığı ruhsal buhranlar, intiharlar, işlenen suçlar da insanın kendi fıtrat kanunlarıyla yaptığı savaşın bir sonucudur." ifadelerini kullandı.

SAPKIN YAPILAR AİLENİN YIKILMASI ADINA CİDDİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORLAR

“Şeytan ve onun izinden gidenler tarih boyunca aileye düşman olmuştur.” diye konuşan Sülün, “Aile insanın kendisini haramlardan ve kötülüklerden koruduğu kaledir. Aile yıkıldığında insanın korunağı da yıkılmış olur. Aile düşmanlığı yapan feminist ve sapkın yapılar ailenin yıkılması adına ciddi çalışmalar yürütüyorlar. Maalesef onların istekleri, baskıları sonucu aile kanunları şekillendi. "Aileyi koruma ve kadına karşı şiddeti önleme" yasasının içeriği tamamen aile aleyhine işlev görüyor. Genç evliliklere yönelik kanun yürürlüğe girdiğinden bu yana 8 bin aile, 16 bin çocuk mağdur edildi. Bu kanunu Avrupa`daki fonlarla beslenen aile düşmanları istedi ve Aile Bakanlığı onayladı. 18 yaş altı biriyle evlilik yapan erkekler cezaevine "çocuk istismarcısı" suçlamasıyla atıldı. Bu insanlar zinayı tercih etmedi, fıtratlarının gereğini yaptılar ve Allah`ın verdiği hakkı kullandılar. Bu hakka karşı çıkmak bir insanlık suçudur. Kocaları istismarcı denilerek cezaevine atılan kadınlar çocuklarıyla birlikte çok ciddi mağduriyetler yaşıyor. Özellikle namuslu bir erkeğe iftira atılması o erkek için büyük bir zulümdür. Genç evli mağdur kadınlar ve onların yanında olan insaf sahibi kimseler mağduriyetlerin giderilmesi adına bir ses oldular. Aile bakanlığında bu konu üzerinde bir çalışma başlatıldı. Fakat aile düşmanları yine devreye girdi. Astıkları pankartlarla, söylemleriyle konuyu çarpıtmaya, toplumun algılarıyla oynamaya çalışıyorlar. Bunlar sadece nikâh düşmanlığı yapıyor. Aile konusunda yaptıkları baskılar sonucu çıkartılan yasaların iptalinden korkuyorlar. Ailesiz, tüm değerlerini yitirmiş ve sapkınlıkların çoğaldığı bir toplum istiyorlar. Onlara karşı biz Müslümanlar ciddi bir kamuoyu oluşturmak durumundayız. Aileyi yıkan, genç evliliklerin önünü kapatan yasalar yürürlükten kalkana kadar mücadele etmeliyiz. Batının bize dayattığı yasalara mahkûm değiliz.” dedi.

DERTLERİ ÇOCUKLARI KORUMAK OLSAYDI ZİNAYA KARŞI DURURLARDI

Sülün son olarak şunları söyledi; “Şayet feminist yapıların derdi gerçekten gençleri veya çocukları korumak olsaydı 18 yaş altı zinaya karşı bir mücadele başlatırlardı. Onlar için 18 yaş altı zina eden çocuk sayılmıyor. Adına flört ilişkisi diyorlar. Kız çocukları için dağıttıkları broşürlerde flört ilişkisi "12 yaşında başlıyor" diye bir ifade var. Hatta bu broşürlerde flört eden kızların, zina yaparken nelere dikkat edecekleri konusunda yönlendiren cinsel içerikler var. 12 yaşında bir kız zina edince genç oluyor, ama 16-17 yaşında kendi rızasıyla evlenenler çocuk oluyor. Bu işin hiçbir şekilde bir mantığı yok. Bu sapkınların ve aile düşmanlarının baskısından kurtulup, toplumun aile yapısına uygun yasalar yapılmalıdır.”

İlgili Haberler