`Kadının birinci tesettürü evidir`

Bursa`da düzenlenen ‘Bu asra Meryem olma` etkinliğinde konuşan TESSEP Platformu Genel Koordinatörü Aynur Sülün, iffeti korumanın ilk adımının gözleri sakındırmaktan geçtiğini belirterek, “Kadının birinci tesettürü evidir. Onun kimliği ve şahsiyeti sokaklarda değil, evinde gelişip olgunlaşır, kadının layık olduğu yer sokaklar, alışveriş mağazalar, fabrikalar değil, evidir. Onun en önemli vazifesi anneliktir. Anneliği ve evini ihmal etmesini gerektirecek, tesettürüne zarar getirecek her iş onun için kar değil zarardır.” dedi.

Ekleme: 03.01.2019 13:16:00 / Güncelleme: 03.01.2019 13:16:00 / Kadın Aile / Bursa Haberleri
Destek için 

Mehmet Erkan Yavuz/DOĞRUHABER

Bursa Ördekli Kültür Merkezi`nde düzenlenen ‘Bu Asra Meryem Olma` programına ilgi yoğun oldu. Programda konuşan Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Genel Koordinatörü Aynur Sülün, katılımcılara önemli tavsiyelerde bulundu.

“İFFETİ KORUMANIN İLK ADIMI GÖZLERİ SAKINDIRMAKTIR”

Konuşmasına Hz. Meryem`den örnek vererek başlayan Aynur Sülün, “Meryemi çiçek yapan, Yüzyıllardır kokusunu bize duyuran, bizi kendimize getiren özelliği “haya ve iffetli” oluşuydu. Haya ve iffetin amele dönüşmesi olan tesettürüne, hicabına sımsıkı bağlı oluşuydu. Hicabıdır. O sadece bedenini örtmekle kalmamış, söylemlerine, davranışlarına, yürüyüşüne hicap giydirmişti. Yani tüm hal ve hareketlerine haya perdesi örtmüştü. Kuranda hem erkeğe, hem kadına ayrı sesleniliyor. Konunun önemine işaret ediliyor. İffeti korumanın ilk adımı gözleri sakındırmaktır. Dikkatli bakmamak, bakışı düşürmek, uzun bakmamaktır. “Kalbin halatı gözün elindedir”. Göze istediğini vermemek gerekir. Yüce Allah zinaya yaklaşmayın buyuruyor. Zinanın kapılarını kapatın, açık bırakırsanız, tedbir almazsanız, önce kalbiniz kayabilir, düşünceleriniz kirlenebilir. Etki altına kalabilirsiniz. Kendinize o kadar güvenmeyin.  Tedbir almamız isteniyor. Ahlakın bozulması gözlerden başlıyor.

“Peygamber hanımlarıyla konuşurken araya perde çekin, bu hem onların hem de kendi kalbiniz açısından daha uygun bir davranıştır”(Ahzap:53) Araya perde çekmek aynı zamanda ölçü katmaktır. Ağır başlı, hayalı ve edepli konuşmaktır. Bu Nikah düşen kimselere karşı; bu en yakınınız olan amcanız, kayınınız, enişteniz, okuldaki çalışma hayatınızdaki erkeklere, sosyal medyadakilere karşı aramızda kalın perdeler olsun isteniyor. Bu haya ve edep perdelerini en yakınımızdan en uzağımıza kadar gittikçe kalınlaştırmalıyız. Bu perdeler kalınlaştığı oranda kadının erkek karşısında itibarı, saygınlığı hangi ortamda olursa olsun korunur.  Will Durant “Kadındaki kaçınma, sakınma, yüce bir lütuftan, incelikten haber veriyor. Erkek haya dolu gözlere saygı duyar” diyor. Evet erkeğin tabiatı öyle yaratılmıştır ki kendisinde mesafeli davranan, basit hal ve hareketlerin içerisine girmeyen, kırıtmayan, gülmeyen, yılışık hareketler yapmayan, dikkat çekmeye çalışmayan bir genç kıza içten bir saygı duyar. Allah bu duyguyu erkeğe vermiştir. Onun yanında bu özellikleri koruyan haya sahibi bir kız paha biçilmez derecede değerlidir, saygındır. Fakat basitleşen kadın erkek için saygın değil, belki sınırları olmayan bir erkek için eğlencedir.” diye konuştu.

“KADINI SOKAKLARA ÇAĞIRANLAR ÖNCE ANNELİĞİ GÖZÜNDEN DÜŞÜRÜYOR”

Kapitalist sistemin kadına değer vermediğini aksine sömürdüğüne dikkat çeken Sülün, “İşte kapitalist sistem kadına kendi ürünlerini satmak için belli ölçülerdeki kadınları piyasaya sürüp bunlar gibi değilsen mutlu ve özgür olamazsın diyor. Önce kadının kendi fiziksel özelliklerinden nefret etmesini sağlıyor. Akıl ve ruh sağlığını bozuyor. Sonra ürünlerini pazarlıyor. Toplumu kadın üzerinden şekillendiriyor. Kadın bir ayakkabı reklamında malzeme, bir işyerinde cazibesiyle, kadınlığıyla ürün pazarlayan bir pazarlamacı, mağazalarda insanları almaya ikna eden satıcı. Her yerde, onun çekiciliği, ikna edici özelliği kullanılıyor. Adına ekonomik özgürlük deniyor ama bu kadını aşağılamadır. Onu tamamen sömürmedir. Kadının birinci tesettürü evidir. Onun kimliği ve şahsiyeti sokaklarda değil, evinde gelişip olgunlaşır, kadının layık olduğu yer sokaklar, alışveriş mağazalar, fabrikalar değil, evidir. Onun en önemli vazifesi anneliktir. Anneliği ve evini ihmal etmesini gerektirecek, tesettürüne zarar getirecek her iş onun için kar değil zarardır.

İşte kadını sokaklara çağıranlar önce anneliği gözünden düşürüyor. Dünyanın en kutsal mesleğini ayakaltı ediyor. Kadınların annelik konusundaki anlayışlarını değiştirmeye çalışıyor. İş ortamlarını sevdirip evinden nefret ettiriyor. Parayı, makamı bir yavrudan, insan evladından üstün gören bu anlayış iffetsiz, ailesiz, hayasız, edepsiz, sapkın bir dünya isteyenlerin başlattığı bir savaştır. Batı kadından hayasını çalarak anneliğini çaldı. Şimdi bizim toplumlarımız onların yasalarıyla aynı duruma yönlendiriliyor. Kadınlara anneliğin kutsallığı öğretileceğine, Çalışmaya teşvik ediliyor. Anneliği kariyere kurban edin, para, makam, mevki daha önemli sanki. İşte Allah`ın insanın tabiatına kattığı yasalarla savaşmaktır bu. Onlar kadını erkeğe karşı kışkırttıkça, annelik duygularını körelttikçe, cinsel bir meta olacak piyasaya sürdükçe toplum yıkılışa doğru gidiyor. Batı Ülkeleri bitti, şimdi aynı oyun İslam toplumlarında oynanıyor.” şeklinde konuştu. 

“SAVAŞ AHLAKA, İFFETE, İMANA, İSLAM`A KARŞI YÜRÜTÜLÜYOR”

“Allahu Teala Meryemin annesinin duasını kabul etti onu bir çiçek gibi yetiştirdi.” Diyen Sülün, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bir bitkinin yetişmesi için ona uygun havanın, ısının, suyun, toprağın olması gerekir. Uygun şartlarda istenen verim alınır. Haya da insanın fıtratında olan bir duygudur. Tapınma, ilim öğrenme, güzeli sevme, hakikate ulaşma duyguları gibi. Bu duyguları anne ilimle, şuurla, bilinçle beslerse, sularsa bunlar düzgün bir istikamette yol alır. Fakat başıboş bırakırsa Tv, internet, okul ortamı bu duyguları köreltir. Anne çocuğunda bir dünya görüşü oluşturmalı, nerden geldiği ve nereye gideceğini çocuğuna iyi kavratmalı, mal ve makam sevgisi, daha fazla okul başarısının peşine düşmemeli. En büyük başarının Allaha kul olmak başarısı olduğunu öğretmelidir. Özellikle kız çocuğunun giyim kuşamına dikkat etmelidir. Hayasız giydirirse haya duyguları körelir. Allah Resulü (as) “Çocuk avrettir” buyuruyor. Onunda vücudunun teşhir edilmemesi lazımdır. Erkeklerin yanında oturması, kalkması, öğretilmelidir, vücudunu teşhir edecek kıyafetler giydirilmemelidir. Erkelerle olan diyaloğundaki ölçüler öğretilmelidir. Aksi taktirde haya gidecek, haya gittiğinde de ahlak gidecektir. Haya ahlakın teminatıdır. Bu asra Meryem olma zamanıdır. Savaş ahlaka, iffete, imana, İslam`a karşı yürütülüyor. Müslüman kadının bu savaşa karşı kalesi haya ve iffet kalesini koruyarak, çocuklarını bu kalede haya va iffetle yetiştirerek karşı durabilir.”  

 

İlgili Haberler