İtalya`da Düzenlenen Libya Konferansı ve Libya`nın Geleceği

Ekleme: 01.12.2018 19:02:00 / Güncelleme: 01.12.2018 19:02:00 / Analiz / İstanbul Haberleri
Destek için 

Libya'da bölünmenin önüne geçebilecek tek yapı, toplumun ezici çoğunluğunu bir araya getirebilecek ve tarihsel süreç içinde Senusî tarikatının yerini almış İslamî yapılardır. Ancak uluslararası sistem, Libya'nın anti-emperyalist bir İslamî yaklaşım karşısında laik kalmasını çıkarına daha uygun bulmakta, Suudi, Mısır ve BAE bağlantılarını Libya'nın seküler kalması için kullanmaktadır. General Halife Hafter'in Libya denkleminde ortaya çıkması bu bağlamda olmuştur. Hafter, Libya petrollerinin neredeyse tamamını kontrol altına almış ve Batılı şirketlere bırakmıştır. Buna karşılık Batı, Hafter'e alanını genişletme imkânı vermiş; onu Libya'nın lideri gibi öne sürmüştür

12-13 Kasım tarihleri arasında İtalya'nın Sicilya adasının Palermo kentinde “For With Libya (Libya İçin Libya ile Beraber)” başlıklı bir konferans düzenlendi. Bu, yıl içinde düzenlenen ikinci Libya Konferansı'ydı. Zira daha önce 29 Mayıs 2018'de Fransa'nın başkenti Paris'te Elyese Sarayı'nda bir Libya Konferansı düzenlenmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde ve Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'un ev sahipliğinde düzenlenen Paris'teki konferansa 20'ye yakın ülke, dört uluslararası kuruluş ve Libya'daki taraflar katılmıştı. Fransa'nın Afrika ve Libya'daki etkinliğinin gösterisine dönüşen konferansta,  “seçimler için anayasal bir çerçevenin oluşturulması ve 10 Aralık tarihinde güvenilir ve barışçıl seçimlerin düzenlenmesi amacıyla 16 Eylül 2018 tarihine kadar gerekli seçim yasalarının kabul edilmesi” kararlaştırılmıştı. Ayrıca taraflar, “seçim sonuçlarını kabul etmeyi ve güvenlik bakımından uygun finansman kaynakları ile sağlam önlemlerin oluşturulmasına hassasiyet göstermeyi taahhüt etmişlerdi. Anlaşma, hükümet kurumları ve yapılarının zamanla tek çatı altında toplanmasını, Libya Merkez Bankası'nın birleştirilmesine dönük çalışmaların derhal başlatılmasını ve güvenlik güçlerinin birleştirilmesine yönelik çaba sarf edilmesine devam edilmesini” öngörmekteydi. BM himayesinde yeni bir konferansın düzenlenmesi de tarafların kabul ettiği hususlar arasındaydı.[1]  Söz konusu konferansın tarihi olarak da Ocak 2019 belirlenmişti. Dolayısıyla Palermo'daki konferans Paris'te ön görülen konferans değil, İtalyanların kendi inisiyatifleri ile düzenledikleri bir etkinliktir.

Konferansın açık amacı Libya'da çatışan tarafların uluslararası toplum gözetiminde buluşturulup uzlaştırılması olarak açıklandı. Konferansın perde arkasında ise İtalya'nın Fransa ile Libya konusunda rekabeti ve İtalya'nın yeni dış politikasını uygulama amaçları görülmektedir.

Ekonomik problemler içinde olan İtalya, Avrupa Birliği (AB) içinde zayıf olan konumunu daha da yitirmekte; AB'nin karar mekanizmalarında sorunlu bir ülke olarak ele alınmaktadır. Libya sahasında da 2011'den bu yana ağırlıklı bir güç olarak bulunan ve petrol şirketi Total üzerinden Libya petrollerinden büyük pay alan Fransa'nın açık ara gerisine düşmüş durumdadır.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ve Vladimir Putin, konferansa davetli oldukları hâlde katılmadılar. ABD, konferansta alt düzeyde temsil edilirken Rusya adına Başbakan Dmitry Medvedev'in katılması İtalya için başarı kabul edildi. Mısır Diktatörü General Abdülfettah es-Sisî ise devlet başkanı sıfatıyla konferansa katılan tek kişiydi.

Konferansa Libya'dan Trablus'ta Kurulu ve uluslararası sistemin tanıdığı Başbakan Fayiz es-Serrac ve Tobruk merkezli güçlerin komutanı General Halife Hafter katıldılar. ABD-Suudi Arabistan-Mısır-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) koalisyonu adına sahada olan Hafter, Katar'ın katılmasını engelledi.[3] Konferansa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'la katılan Türkiye de konferansı terk etmek zorunda kaldı. Oktay, çekilme gerekçesini “Son dakikadaki emrivakisiyle bazıları İtalyan ev sahipliğini suiistimal ederek sürece tek taraflı müdahalede bulunmuştur. Kimi ülkelerin süreci kendi çıkarları doğrultusunda sakatlamaya çalışmaları devam ettiği müddetçe Libya'da istikrar sağlanamaz” sözleriyle açıkladı ve Türkiye'nin büyük bir hayal kırıklığı içinde olduğunu belirtti.[4]  Vakanın perde arkasındaki gerekçesi ise Hafter'in ve bağlı olduğu ABD güdümündeki koalisyonun Türkiye'yi Libya sahasında görmek istememesidir. Türkiye, Katar ve Sudan'la birlikte söz konusu koalisyona karşı İhvan-ı Müslimin'i ve ona yakın Serrac'ı desteklerken bütün taraflarla diyaloğa açık olduğunu belirtmekle birlikte Hafter'i tanımamakta, onun öne çıkarılmasından rahatsız olmaktadır. Buna karşılık ABD güdümündeki koalisyon, soruna tamamen Hafter'e bağlı güçlerin Libya'ya hâkim olması için yapılacaklar penceresinden bakmaktadır.[5] Nitekim Hafter'in talebiyle Türkiye'nin dışarıda bırakıldığı bir toplantı yapılmış ve İtalya Başbakanı Conte, o toplantıda çekilen fotoğrafın altına, “İtalya Akdeniz'in başrol oyuncularını bir araya getiriyor ve Libya için diyaloğu yeniden başlatıyor” cümlesini yazmıştı. Türkiye, Sisi ve Hafter'in içinde yer aldığı fotoğrafın altındaki “Akdeniz'in başrol oyuncuları” ibaresinden özellikle rahatsız olmuştu.

Konferans, Libya'nın geleceğine çok şey katmadı. Ancak Batı'nın Libya konusundaki eğilimlerini de ortaya koydu.

Analizin Tamamına Ulaşmak İçin Tıklayınız

KAYNAK: SDAM