Üstad Hasan El Benna diyor ki;
İslama hizmeti hedef alan birçok cemiyetler bulunmaktadır. Bunun neticesi olarak da çeşitli cihad metodları ve çeşitli gayeler ortaya çıkmıştır. Allah'a hamdolsun, bütün bu kuruluşlar faydalıdır, inşallah hem müslümanlar için ve hem islâm için hayırlı ve faydalı olacaklardır.
Bütün bu cemiyetler, İslam kültürünü yaymaya, cahilliği önlemeye, hastahaneler, dispanserler, okullar kurmaya, iyilik yapmaya, yardımda bulunmaya, milleti irşad etmeye çalışmaktadırlar. Şüphesiz ki bütün bunlar hoştur, güzeldir. Bu faaliyetlerin daha da çoğalmasını, istenilen gayeye kavuşmasını candan temenni etmekteyiz. Ancak yaşamak isteyen, istikbâlini kurmak isteyen genç bir millet; daha başka türlü tedaviye muhtaçtır. Bu tedavi yolu, millet için daha faydalı ve gayesine ulaştıran daha yakın bir yol olabilir.
Bu yol; eğitim ve öğretim yoludur, insanları üstün bir ahlak, sarsılmaz bir iman, samimi bir inanç sahibi yapmanın çaresi burada yatar.
İslami müesseselerden hangisi bu tedavi yoluna başvursa millete büyük faydası dokunacaktır. Kalkınmaya yardım edecektir. Gaye ve hedeflere ulaştıracak en kısa yolu gösterecektir.
İşte Müslüman Kardeşler, her şeyden önce bu gaye için kurulmuştur. Müslüman Kardeşler, dersler okutur, konferanslar verir, binalar tesis eder.
Müslüman Kardeşler müteaddit mescidler, çeşitli okullar, fabrikalar ve enstitüler kurmuşlardır. Fakat asıl gayeleri bunların üstündedir. O da, insanları yetiştirmek, ahlak kalesini kurmak, insanı yüce amellere sevkeden doğru itikada ulaştırmaktır.
Hakkının ne olduğunu bilen bir millet, elbette ki ondan asla taviz vermeyecektir. Başkaları da böyİe bir milletin hakkına saldırmaya cesaret edemeyeceklerdir.
Şayet hakkını bilen bir milletin hakkı, çeşitli baskılar altında çiğnenilse veya gafletinden, cehaletinden istifade edilerek hakkı elinden alınsa bile, bunu idrak eden o millet, elbette susmayacaktır. Çiğnenilen hakkını istemesini bilecektir. Böylece ne hak kaybolacak, ne millet susacaktır…