Bingöl'ün Solhan ilçesinde Çağrı Derneği tarafından 'Şubat Ayı Şehadet Ayı' adlı etkinlik düzenlendi.
Solhan Belediye Kültür Merkezi'nde Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, seslendirilen ilahi ve başta şubat ayı şehitleri olmak üzere İslam Coğrafyası'nda İslam davası adına şehit olmuş bazı şahsiyetleri anlatan sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Solhan ilçesinde düzenlenen 'Şubat Ayı Şehadet Ayı' programında katılımcılara hitap eden Eğitimci İbrahim Yaz, şubat ayının şehadet ayı olduğunu, bu açıdan bir başka anlam daha taşıdığını belirtti.
"Şeyh Said Efendi Hazretleri ve dava arkadaşları aziz İslam önderleriydi"
Yaz, "Şubat ayı aynı zamanda Şeyh Said Efendi hazretlerinin kıyamının başlangıcıdır. Bu vesileyle bu aziz İslam şehidini, onun kıymetli yoldaşı Şeyh Abdullah Melekani hazretlerini rahmetle anıyoruz. Bizi onların şefaatinden mahrum etmesin bizi onların yolunun takipçilerinden eylesin İnşallah. Onlar bir çığır açtılar zulme karşı, baskıya karşı 'İslam'ın mukaddesatları ayaklar altında çiğnenirken ben ve asam bile olsa biz bunun mücadelesini vereceğiz' diyen aziz İslam önderleriydiler. Onlar korkmadılar, çekinmediler, dostlarıyla, sevdikleriyle beraber bu yola girdiler. Sonu şehadetle bile olsa bunun mücadelesini verdiler. Şeyh Abdullah Efendi aynı zamanda bunun mücadelesini verdi." diye konuştu.
"Şehadet yok olmak değil, bilakis var olmaktır"
"Şehadet yok olmak değil, bilakis var olmaktır. Şehadet dirilmektir, şehadet inandığı dava uğrunda kendini feda etmektir." diyen Yaz, şunları söyledi: "Onlar ayeti kerimenin deyimiyle ölmediler, onlar sağdırlar, onlar diridirler, onlar aramızdadırlar. Onların nail oldukları lütuf ve ikramları biz bilmiyoruz. Hani Habib-i Neccar diyordu, keşke kavmim bilseydi, keşke bilseydi Allah'ın dini için Allah'ın rızası için bizi şehit edenlerin bu lütufla Allah'ın bizi nasıl bu ikrama mazhar kıldığını."
"Şehadet her Müslümanın duasıdır"
Şehit ve şehadetin birbirinin ikizi iki kavram olduğuna dikkat çeken Yaz, "Şehidin hayatına şahitlik ediyor şehadet. Şehadet, her Müslümanın duasıdır. Her Müslümanın gözyaşıyla Allah'tan istediği bir armağandır. Bizden öncekiler bu lütufa erdiler. Şehadeti isteyenler, Şehadet lütfunun peşinde koşanlar bu lütufa erdiler." dedi.
"Hakkıyla ümmet olabilseydik İslam düşmanları, kardeşlerimizin üzerlerine bombalar yağdırabilirler miydi?"
"Öyle ya biz hakkıyla ümmet olabilseydik, biz hakkıyla şahit olsaydık, İslam düşmanları İslam toprakları içerisinde kardeşlerimizin üzerlerine bombalar yağdıra bilir miydi? O betonları o binaları bizim üzerimize yıka bilir miydi?" diye soran Yaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz şehadeti artık sadece dualarda talep ettik. Lakin hayatımıza yansıtmadık, hayatımıza yansıtmayıp ölümden korkunca da Allah Teâlâ üzerimize musibetler yağdırdı. 'Allah'a yemin ederim ki ya iyiliği emredersiniz ve kötülükten men edersiniz ya da Allah u Teâlâ üzerimize bela ve musibetleri yağdıracak. Sonra dua edersiniz dualarınızda kabul olmayacak' diyor Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem). Efendimiz bu günkü ümmetim bu mazlum halini çok önceden bize bildirmiyor mu? 'Bir gece üzerimize üşüşecekler suyun üzerindeki çer çöp gibi olacaksınız' suyun üzerindeki çer çöpü hepiniz biliyorsunuz. Bir o yana bir bu yana sallanır. Hiçbir değeri, hiçbir hükmü yok 'O zaman bizim sayımız az mı olacak' diyor sahabeler, hayır bilakis o gün sizin sayınız çok olacak lakin sizde vehm hastalığı olacak. O hastalık nedir ya Resul Allah? Dünya sevgisi ve ölüm korkusu."
Yaz, "Bizler ölmek istemedikçe Allah'ın dini ve Allah'ın davası için kendimizi, bedenimizi, çocuklarımızı Allah'ın davasına kurban etmedikçe, işte bugün tam da ümmetin halini yok satıyor. Bu zillet elbisesi öyle bir hal aldı ki; biz artık videolardan fotoğraflardan şehitlerimizin yüzüne bakamaz hale geldik. Her gün Suriye'den, doğu Guta'dan hayatını kaybeden sivillerin haberleri geliyor, vallahi onlar bizlerden şikayetçi olarak gidiyor. Bizler Allah'ın dini ve Allah'ın davası için elimizi taşın altına koymadığımız için onlar bizim kurbanlarımız oluyor ve gidiyor. Filistin, Çeçenistan hakeza öyle. İslam coğrafyasının her tarafı yıkık, her tarafı kan, her tarafı viran olmuş ve ümmet olarak bizler işte bu öncülerimizin hayatlarını eğer anlamazsak vallahi bir gün biz de o kurbanlıklardan olacağız." ifadelerini kullandı.
"Bize düşen şehitlerin bırakmış oldukları kutlu davayı sahiplenmektir"
Şehitlerin Allah'ı andığını belirten Yaz, "Bize düşen onları anmak ve anlamaktır." diyerek, şöyle devam etti: "Onların mücadelesini anlamak, onların misyonunu anlamak, onların bizlere bırakmış oldukları bu kutlu davayı bu kutlu mirası sahiplenmektir, bizim misyonumuz. Onlar öncü olup gittiler, vallahi onlar kazandılar, onlar şehadete öylesine sevdalıydılar ki onların özü de bir, sözü de bir. Onların sözleri pratiklerinde, amellerinde vardı. Bir sözle, bir kıyamla Şeyh Said Efendi çoluk çocuklarını bırakıp yola düşmedi mi? Bir kutlu dava uğruna Şehit Hasan El Benna daha ortaokul döneminde İslami hizmete başlamış, ömrünün sonuna kadar bu mücadeleyi sürmüş, türlü türlü eziyetlere ve işkencelere maruz kalmış, bela ve musibetler üzerine sel gibi yağmış buna rağmen davasından vazgeçmemiştir. Binler, on binler ve milyonları yetiştirerek misyonunu tamamlamış, görevini icra etmiş ve Rabbine doğru yol almıştır."
"Allah'ın davası için şehit edilene kadar mücadeleye devam ettiler"
Bazı şehitlerin ismini zikir ederek mücadelelerine değinen Yaz, "Şehit Mehmet Yüksel, İskilipli Atıf Hoca düşünün, öyle bir memleketteyiz ki İskilipli Atıf Hoca daha şapka kanunu çıkmadan önce şapkaya karşı bir Risale yayınladığı için onu alıp idam ediyorlar. O zaman ki İstiklal Mahkemelerinin bakış açısı neydi? 'Önce asalım, sonra yargılayalım' mantığına sahiptiler ve cellatlar kaybettiler. Onlar cellatlarından uzun yaşayacaklar, halen onları bugün anıyoruz. Ve tarih boyunca da Allah'ın izniyle de onlar anılacaktır. Şehit Malkom X siyahilerin üçüncü sınıf insan bile sayılmadığı ortamda, her türlü suça bulaşmışken, hidayet nuru kalbine yerleşiyor ve Allah'ın davası için şehit edilene kadar mücadeleye devam ediyor. Hangi şehitleri sayalım ki işte şehitler, işte onların hayatları, işte mücadeleleri, işte zalimler, işte zorbalar ve onlar asla cellatlarına boyun eğmediler, onlar asla teslim olmadılar, onlar dünyanın saltanatına zevki sefasına boyun eğmediler. Onlar bir kere Allah dedik mi artık bu yoldan dönüş yoktur diyen muvahhitlerdi." diye konuştu.
Yaz, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Bu dünyada kiminin isteği şehadettir bunun için hayatını ortaya koyar şahitlikte bulunur. Kimisi ise mal ister, istikbali için başka şeyler ister. Bizler imtihan ve sınavdayız herkes istediğine nail olacak. Allah bizi hakkıyla, şehadet anlayışıyla hareket edip onu özümseyen, isteyen kullarından eylesin."
Program, yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)