30 Bin Siber Güvenlik Uzmanına İhtiyacımız Var

Başbakan Binali Yıldırım, Gelecek 5 yıl içinde dünyada 1,5 milyon siber güvenlik uzmanı ihtiyacı olacak. Bu hesabı Türkiye`ye uyarladığımızda, en az 30 bin siber güvenlik uzmanına ihtiyacımız var. Gençlerimiz iş diyor, işte iş önünüzde. Demek ki 30 bin tane gencimize bu alanda ihtiyaç var. Gençlerimizin bu alana yönelmesini istiyoruz, dedi.

Ekleme: 20.10.2017 23:46:00 / Güncelleme: 20.10.2017 23:46:00 / Bilim & Teknoloji / Ankara Haberleri
Destek için 

TEKNOLOJİ SERVİSİ

Ana teması ise “Siber Güvenlik ve Yapay Zeka” olarak belirlenen 10. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu`nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Program bilimsel ve endüstriyel çalışmalarının paylaşıldığı, Üniversite-kamu-endüstri işbirliğinin geliştirildiği, toplumun bilgi güvenliği farkındalığının arttırıldığı, bunlara ilaveten bilim insanları, araştırmacılar ve sektörel uygulayıcılar arasında bilgi alışverişinin sağlandığı en önemli etkinlik olarak kabul ediliyor.

Konferans; Gazi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Bilgi Güvenliği Derneği`nin ortak koordinasyonuyla gerçekleştirildi.

Programa Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Fatih Sayan ve Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Atalay, üniversite ve sektör temsilcileri katıldı.

“30 Binden Fazla Siber Güvenlik Uzmanına İhtiyacımız Var”

Başbakan Binali Yıldırım, 2012'nin Ekim ayında Siber Güvenlik Kurulunun kurulduğunu söyleyerek, "Bu işin kurumsal bir yapıya sahip olması gerektiğine karar verdik. Ulaştırma Bakanlığının sorumlu olduğu yasal altyapıyı o zaman gerçekleştirdik. Amaç, herhangi bir altyapılarımıza, bilişim altyapılarımıza saldırı olması halinde gereken adımları, karşılığı anında vermek, herhangi bir olumsuzluk ve tahribat yaşamamak. O zaman biz bunu kurduğumuzda, dünyada bu işin farkında olan bir düzine olan ülke vardı, onlardan biri de Türkiye'ydi. Acaba geldiğimiz nokta, hızımız aynı mı orasını konuşacağız, orada yapacak çok işimiz var. Bugünkü hesaplara göre 30 binden fazla siber güvenlik uzmanına ihtiyacımız var. Yetişmiş insan açığımız da ciddi bir boyutta" dedi.

Teknoloji Hayatımızın Her Alanında

Dünya tarihinde kırılma anları olduğunu ve şu an endüstri 4.0 ile yeni bir sanayi devrimine şahit olduğumuzu kaydeden Yıldırım, “Alışkanlıklarımızı, hayatımızı derinden sarsacak, tamamen değiştirecek yeni bir olaydan bahsediyoruz. Artık teknoloji hayatın her alanına girmiş olacak. Gözümüzün gördüğü her nesne akıllanmaya başladı, bütün nesneler akıllı olmaya başladı. Makineden makineye iletişim. Nesneler kendi arasında konuşmaya başladı. Kısa süre içinde makinelerle nesneler konuşmaya başlayacak, aslında başladı bile. Bir şey söylüyorsunuz otomobil sağa dönüyor, park ediyor. İnsan ve makine arasındaki iletişimde, zihin makineye uygulanabilir hale geldi. Vücudumuz öyle bir zaman gelecek ki sensörlerle dolup taşacak. Hastane ile ilgili bir işimiz var, o sensör harekete geçecek, doktorlarla görüşecek bütün hikayene bakacak, ondan sonra tedavi olacak. Kapsamlı check-up için saatler harcamayacaksınız, tam teşekküllü hastaneye gitme ihtiyacı hissetmeyeceksiniz. Bunlar hayal değil, gerçeğe çok yakın şeylerden bahsediyoruz" açıklamasında bulundu.

Siber Tehditler Ucuz Maliyetle Elde Ediliyor

Başbakan Yıldırım siber güvenliğin ülke ve insan güvenliği için önemli bir etken olduğunu belirtirken "Eski dönemlerde ulusal güvenlik politikaları anlatılırken, güçlerden bahsediliyordu, hava, kara, deniz kuvvetleri, özel kuvvetler, jandarma. Şimdi artık bir de başka bir boyut var, o boyutun adı ne? Siber güçler. Şimdi artık siber güçlerden bahsediyoruz. Milyarlarca, milyonlarca para vererek elde ettiğimiz uçaklar, tanklar, yüz dolarlık bir yazılımla devre dışı bırakabilir. Binip gittiğiniz araba dışarıdan bir müdahale ile durdurulabilir. Dolayısıyla, siber tehditler ucuz maliyetle elde ediliyor. Ancak, buna karşılık da koruma tedbirleri ve caydırıcılık için ciddi bir insan kaynağına ihtiyacımız var" dedi.

Amerika, 2009'da Siber Savaş Komutanlığı Kurdu

Bu yıl içinde, İngiltere'de hastaneye yapılan siber saldırı sonucu hastanelerin bütün verilerinin şifrelendiğini ve çalışamaz hale geldiğini hatırlatan Yıldırım, "Şu anda siber dünya ile bağlantılı 5 milyar insan, 5 milyar makine var. Bu 10 milyar bağlantı anlamına geliyor. 2020 yılında bu 20 milyarı aşacak, bu çok ciddi bir durum. Ciddiyetiyle orantılı olarak da ülkelerde alınacak tedbirler artıyor. Amerika, 2009'da Siber Savaş Komutanlığı kurdu. Siber saldırıların ülke ekonomilerinde ciddi yıkıcı etkileri var. Geçtiğimiz sene dünyada bilişim güvenliğine harcanan para 81 milyar dolar. Bu rakam önümüzdeki sene 170 milyar dolara çıkacak. Her geçen yıl katlanan bir hızla bu maliyetler artacak.” dedi.

Sorunları Torunlara Havale Etmememiz İçin Tedbir Almamız Lazım

Yıldırım, Türkiye`nin dünyada haberleşme, iletişim teknolojilerine yaptığımız alt yatırımlarla hızlı bir dönüşüm sağladığını belirterek, “Türkiye'de geniş bant internet yoktu. Çeviriyorsun çeviriyorsun daha bitmeden numaralar karın gurultusu gibi bir ses geliyor, düştü diyor. O devirler hayal gibi oldu, bunlar gitti. Şimdi geniş bant da var. İletişim alt yapısında büyük bir mesafe kat ettik. 21 milyar, bilgi iletişim teknolojilerinin oluşturduğu ciro varken bu 100 milyarı aşmış durumda. 77 milyon mobil, 11 milyon sabit geniş bant abonemiz var. Aslında, bilgi toplumu demek internet erişimi demek, bilgi toplumu oldu Türkiye. Ortalama 65'in üzerine çıktı. Neredeyse gelişmiş ülkelerin düzeyine geldi. Türkiye, bu altyapı iletişim, internet konusunda ciddi bir mesafe aldı. Doğal olarak bilgi ve iletişim teknolojilerindeki kullanım ağının gelişmesiyle birlikte sorun başlıyor. Bu iletişim öyle bir şey ki yerinde kullanırsan ilaç, yerinde kullanmazsan zehir. Burada tedbirleri almak mecburiyetindeyiz. İleride karşılaşacağımız sorunları şimdiden görmemiz, sorunları torunlara havale etmememiz için tedbir almamız lazım" açıklamasında bulundu.

“Gençlerimizin Siber Güvenlik Alanına Yönelmesini İstiyoruz”

Gerek siber güvenlik, gerek bilişim, gerekse bilgisayar teknolojileri konusunda insan kaynağının arttırılması için çalışmalar yapıldığını kaydeden Yıldırım, özellikle bu alanda gençlerin etkin olması gerektiğine dikkat çekti ve “İnsanın olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Bütün iyilikler de kötülükler de insanın olduğu yerde. Makine kendi kendine bir iş yapamaz. O yapay zekayı üreten de insan. Siber güvenliğin ilk halkasında insan var. Teknolojiyi hayatın merkezine alan insanı, yani kullanıcıyı bilinçlendirmek işin başlangıç, burada da atılacak ilk adım farkındalık. Bu, işin başı. Okul çağında gençlerimiz gelirken gördüm, daha ilkokulda siber güvenlik, bilgi güvenliği bunlarla ilgili dersler başlatılmış, çok memnun oldum. Bu çok önemli. Bu farkındalığın oluşturulması bizim için en güzel bir başlangıç. Çok yönlü bilinçlendirme farkındalık faaliyetini sürdürmeliyiz. Bunu yaparken de bir yandan uzmanların yetişmesi lazım. Siber güvenlik uzman eksikliği kurumsal güvenliği de tabiatıyla yakından ilgilendiriyor. Gelecek 5 yıl içinde dünyada 1,5 milyon siber güvenlik uzmanı ihtiyacı olacak. Bu hesabı Türkiye'ye uyarladığımızda, 30 bin en az siber güvenlik uzmanına ihtiyacımız var. Gençlerimiz iş diyor, işte iş önünüzde. Demek ki 30 bin tane gencimize bu alanda ihtiyaç var. Gençlerimizin bu alana yönelmesini istiyoruz." dedi.

Yerli Çip Üretimi, Yerli Yazılım Ve Teknolojilere Geçiş

"Hükümet olarak Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde en temel hedefimiz, siber güvenliği milli güvenliğe entegre etmek" diyen Yıldırım, milliliğin önemine dikkat çekerek, “Başkasının aklıyla yapılmış ürünlere bel bağlamak, ileride bizi yalnız bırakabilir, çaresiz bırakabilir, o halde kendi aklımızın içinde olduğu ürünlere daha çok zaman ve para ayırmamız lazım. Teknoloji ve yerli ürün noktasında demek ki daha çok gayret edeceğiz. Ekonomimiz ve milli güvenliğimiz de çok daha gelişmiş olacak. Buradaki en önemli alanlarda yerli mikro elektronik sanayi. Yani yerli çip üretimi, yerli yazılım ve teknolojilerine geçiştir. Yerli yazılımı sadece kastetmiş olmuyoruz. Bizim iyi kod yazan yazılım mühendislerimiz var, ancak yerli yazılım platformları üzerinde yazılan yazılımlara ihtiyacımız var. İçeride tarlayı süren adam lazım ama tarlanın da bizim olması lazım. Tarlaya sahip olmazsak günün birinde çeker altımızdan alır, ondan sonra ortada kalır. O bakımdan bunu çok önemsiyoruz. Bu yerli yazılım geliştirme programlarının inşa edilmesine azami önem göstermemiz lazım" açıklamasında bulundu.

Olası Zararları Önlemek İçin Koordineli Çalışmak Önemli

UDH Bakanı Ahmet Arslan, siber güvenliğin toplumun tüm aşamalarında önemli bir noktaya geldiğini belirterek, özellikle bilişim altyapıları konusunda ülke olarak yapmamız gereken çok fazla şey olduğuna dikkat çekti ve “Biz bu sektörde yerlilik önemliydi, ancak artık milliliği de ön plana çıkardığımız dönemde elimizden bütün gayreti öne koyacağız. Bu, sektörün paydaşları olarak daha çok mesafe almamız lazım. Sektörün, tarafların işin içine daha çok girmesi gerektiğini, bizim de koordinasyon görevini daha iyi yapmamız gerektiği bilincindeyiz. Özel sektörümüze de diyoruz ki daha fazla koordineli çalışmak, olası zararları engellemek için önemli” dedi.

USOM, İletişimin Kalbi Durumunda

BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan gerek 5G`nin ülkemize kazandırılması gerekse yetişmiş insan yetiştirilmesi ve toplumsal bilincin arttırılması noktasında gerekli olan faaliyetlerin titizlikle yürütüldüğünü belirtirken, “5G ile ilgili organizasyonumuzda ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi ile operatörlerimiz bulunmakta. Güvenli internet merkezi faaliyete geçti, BTK akademiyi kurduk, siber güvenlik ve internetle ilgili her türlü eğitimi burada vermeye başladık. Artan bir ivme ile çalışmalar sonucunda USOM (Ulusal Olaylara Müdahale Merkezi) 460 operatörün bağlantı noktasında iletişimin kalbi durumunda ve siber olayları kaynağında tespit etme imkanı bulunmakta. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız WannaCry ve benzeri tüm olaylarda bu sayede adeta teğet geçti diyebiliriz. Akıl yolları olan fiber altyapının gerçek zamanlı haritasını hazırladık. Artık ülkemizin fiber altyapısı her türlü tehlikelere karşı haritalanmış durumda. 1285 kayıtlı siber güvenlik uzmanımız bizim siber USOM`da ki siber iletişim platformumuzun bünyesinde her an bizden mesajları almak durumunda. Sayın Başbakanımızın açtığı yolda önümüzdeki süreçte başta düzenleyici kurum olarak bizler tüm çalışanlarımız sektörümüz ve özellikle sektörde yerlilik ve milliliğin sağlanmasına yönelik çalışmalarımız ile birlikte 7/24 çalışmaya devam edeceğiz. AVCI, AZAD, Kasırga gibi sistemlerle anbean siber güvenliği takip ediyoruz.” açıklamasında bulundu.

Programın açılışına katılım yoğun olurken, program 21 Ekim Cumartesi günü de yapılacak çalıştaylar ile devam edecek.