SİVAS`TA Asıl Unutturulmak İstenen

Ekleme: 16.03.2012 15:50:00 / Güncelleme: 16.03.2012 15:50:00 / Siyaset Gemisi / İstanbul Haberleri
Destek için 
Hüseyin Kaya / haber yorum
 
Sivas Madımak davası, kanuni süre dolduğu için zaman aşımıyla sonuçlandı.
 
Ortalık toz duman, ortalık kıyamet…

Bazıları karardan memnun değil.

CHP ve alevi dernekleri son derece saldırgan bir dil kullanarak konuşuyorlar.

Hükümeti ve yargıyı eleştiriyorlar.

Bazıları artık sokağa çıkmak gerektiğinden söz ediyorlar.

Pkklilerin Molotoflu saldırılarla insanları yakmasına tepki göstermeyen Demirtaş da karardan dolayı hükümeti suçluyor.
Ve bu kıyamet beş kişi için koparılıyor.

Yani sadece beş kişi için dava düşüyor.

Davadan dolayı ağır hapis cezaları alanlar halen içerde. Ki bunların çoğunun olayla da bir alakası yok!

Dönemin hükümeti DYP- SHP koalisyonu; ama onlara yönelik bir suçlama da yok nedense.

Olaylara zamanında müdahale etmeyen jandarma ve polise yönelik de bir şey yok.

Hepsi bir yana bu bağırıp çağırma arasında bir şeyler de unutturulmaya çalışılıyor.

Bir şahıs ve onu kullanan karanlık kişiler…

Salman Rüşdi’nin Türkiye temsilciliğine soyunan Aziz Nesin…

Sivas halkı Hacı Bektaş-ı Veli’ye, Pir Sultan Abdal’a ya da Alevilere tepki göstermek için Madımak otelinin önüne toplanmadı ki…

Kimsenin o alevi-solcu sanatçı ve yazarlarla ilgilendiği yoktu.

Mesele Aziz Nesin’di.

Aziz Nesin bir ateist ve antiteistti.

Din ile, dindar ile mücadele etmeyi kendisi için görev addediyordu.

Alay ediyor, hakaret ediyordu, hemen ardından da düşünce özgürlüğüne sığınıyor, Müslümanların öfkelenmemesini, hakaretlere cevap vermesini istiyordu.

Ortamın iyice karardığı bir dönem…

İşte Aziz Nesin tam o dönemde Hz Peygambere hakaretlerle dolu olan Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” isimli kitabını yayınlama kararı alıyordu.

Kitapta sadece hakaretler vardı ve yayınlandığında tüm dünyada Müslüman halklar ayağa kalkmıştı.

Olaylar günlerce sürmüş çok sayıda Müslüman hayatını kaybetmişti.

İmam Humeyni, Rüşdi için ölüm fetvası vermişti.

Rüşdi, İngiliz hükümetinin koruması altına alınmıştı.

Ve Aziz Nesin bu hakaretlerle dolu kitabı yayınlamaktan söz ediyordu.

Kısa süre içinde düşüncesini pratiğe geçirdi.

Şeytan Ayetleri kitabının bazı bölümleri bir gazetede yayınlandı.

Hangi gazete mi?

Sıkı durun!

Doğu Perinçek’in Aydınlık gazetesi. Doğu Perinçek, daha önce de 2000’e Doğru dergisinde Turan Dursun adlı bir müftü eskisinin hezeyanlarını yayınlamıştı.

Kur’an’a ve Peygambere iftiralarla dolu yazılar…

Sonrasında Turan Dursun öldürüldü. Turan Dursun’un öldürülmesi birinci körfez savaşına denk geldiği için onu sahneye sürenler öldürülmesi üzerinden istedikleri gürültüyü koparamadılar.

Uygun zamanı beklediler bir süre. Ortaya bir yem attılar ve ateist Aziz Nesin bu yeme balıklama atladı.

Ateistlerin şövalyeliğine soyundu Nesin; ama aslında karanlık bir senaryonun figüranıydı.

Pir Sultan Abdal derneğinin bir ateisti davet etmesine de masum bir teklif olarak bakabilir miyiz?

Aslında esas daveti dönemin il valisi Ahmet Karabilgin yapmış. Ki bu şahıs SHP kontenjanından Sivas’a vali olarak atanmış.

Şimdi kimse sormuyor.

Müslümanların tepkisini çeken Aziz Nesin’i davet etmenin anlamı neydi?

Bunlar hiç tartışılmıyor toz duman içinde.

Müslümanların Kur’an’a ve Peygambere hakaret karşısında canlarını feda ettikleri bilinmesine rağmen Aziz Nesin ve Salman Rüşdi’li tiyatro sahneleniyor ve Sivas halkı tahrik ediliyor.

Aziz Nesin için oteli yakmanın elbette ki kabul edilebilir bir tarafı yok.
 
Ama bu sonuçtan yola çıkarak sebebi ve arka planı unutturmaya çalışmanın masum bir şey olduğunu düşünmüyorum.