HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, Peygamber Sevdalıları Platformunun düzenlediği geleneksel bayramlaşma etkinliğine katıldı.
Burada İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Yılmaz, CHP tarafından başlatılan yürüyüşü ve bayramı değerlendirdi.
Adaletin sadece belli bir kesim için değil herkes için lazım olduğunu söyleyen Yılmaz, en büyük adaletsizliklerin CHP zihniyetinin yönetimde olduğu dönemde yaşandığını belirtti.
Yılmaz, "Yanlış bir isim seçmişler, adalet yürüyüşü değildir o. CHP'nin FETÖ'ye destek çıkma yürüyüşüdür. Adaletsizlik bu memlekette hiçbir zaman yok olmadı, sürekli vardı. En büyük adaletsizlikler de CHP iktidarında ve CHP zihniyetinin yönetimde olduğu dönemde oldu. En büyük adaletsizliği 28 Şubat'ta yaşadık. Camilerimiz, mescitlerimiz kapatıldı, sakallar kestirildi, başörtülülerin başları açtırıldı. Meclisten milletvekilleri kovuldu. Kadın haklarını savunan insanlar tarafından bayan milletvekilleri yaka paça dışarı atıldı. O zaman neredeydi bunlar? Sadece kendine adalet istemekle olmaz bu işler. Adalet herkese lazım ve her daim adaleti savunmak lazım. Yapılan zulüm, haksızlık varsa en başta buna karşı çıkmak Müslüman'ın görevidir. Biz bu hükümetin dört dörtlük olduğunu söylemiyoruz, adil olduğunu da tam manasıyla söylemiyoruz ama CHP zihniyetinin onda biri kadar dâhi şu anki şeyde hukuksuzluk ve adaletsizlik yok. Çünkü âlâsı varken sahip çıkmadılar." dedi.
"Talimatla yapılan bir yürüyüştür, o talimatın gereği yapılıyor"
"Şu an bir milletvekili cezaevine atıldı diye yürüyüş yapılıyor. Bence bu CHP'nin Enis Berberoğlu'na destek yürüyüşüdür, adalet yürüyüşü değil." diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Adalet tüm halkı ilgilendirir. Adalet sadece belli bir kesim için değil, herkes için lazımdır. Eğer dün 28 Şubatlar yaşanırken CHP'lileri Müslümanların yanında görmüş olsaydık samimiyetine yorumlayabilirdik ama maalesef samimi bir yürüyüş değildir. Kanaatimce talimatla yapılan bir yürüyüştür, dışarıdan alınan bir talimat vardır ve o talimatın gereği yapılıyor. 'Acaba tekrar bir şeyler çıkarabilir miyiz?' diye yapılıyor. Bu bayram münasebetiyle onların da gerçekten adalete sahip çıkacağı bir zihniyete kavuşmalarını istiyorum."
"Örgütlere selam vermiş olanlarla örgütlerin bel kemiği olanların birbirinden ayrılması lazım"
Örgütlere selam vermiş olanlarla örgütlerin bel kemiği olanların birbirinden ayrılması gerektiğine değinen Yılmaz, "Sap ile saman birbirine karıştırılmış, daha titiz ve daha hassas olması lazım. Örgütlere selam vermiş olanlarla örgütlerin bel kemiği olanların birbirinden ayrılması lazım. Sayın Cumhurbaşkanının değimiyle altı ibadet, ortası ticaret, üst kesimi de ihanet içerisinde olan bir yapı. Şu an cezaevindekilerin hepsi o ibadet kesiminde olan alt kesimden insanlardır. Samimi duygularla İslami hassasiyetle oraya giden insanlar cezaevinde, ticaretle ve ihanetle uğraşan insanlardan çok az kişi içeride var. Buna dikkat edilmesi lazım, beddua almaması lazım. Bu noktada da hükümeti daha dikkatli olmaya davet ediyoruz." şeklinde konuştu.
Ümmet olmanın Müslümanların en büyük sorumluluğu olduğunu dile getiren Yılmaz, bunun da yolunun kardeşlikten geçtiğini söyledi.
Kardeşliğin gereği olarak dayanışma içerisinde olmak gerektiğini belirten Yılmaz, "Mübarek Ramazan ayını geride bıraktık. Bugün de çektiğimiz meşakkatin mükâfatı olarak Allah-u Teâlâ'nın bize bahşetmiş olduğu Ramazan Bayramı'ndayız. Bu mübarek günde farklı gruplara mensup olan insanlar böyle güzel bir tabloyla kardeşane bir şekilde bayramlaşıyor. İslam'ı ve bize emretmiş olduğu kardeş olma şuurunu bu gibi tablolarda görünce gerçekten sevincimiz ve ümidimiz artıyor. Ümmet olma Müslümanların en büyük sorumluluğudur ve en büyük vazifesidir. Ümmet olabilmenin yolu da kardeşlikten geçiyor, bu tip tabloları artırmaktan geçiyor. Keşke bütün kırgınlıklarımızı, küskünlüklerimizi bir tarafa bırakabilsek. Ümmet olarak Kürt, Türk, Fars, Arap, Pakistanlı, Afganistanlı fark etmez, bütün Müslümanlar, bizler ümmetin bir parçasıyız. Rabbim bizleri kardeş kılmış ve bu kardeşliğimizin gereği olarak dayanışma içerisinde olmamız, yardımlaşmamız lazım. Sevincimizin ve üzüntülerimizin ortak olması lazım." ifadelerini kullandı.
"Rabbim bizlere kardeş olma şuurunu versin"
Son olarak, İslam düşmanlarının hile ve tuzaklarına dikkat çeken Yılmaz, "Maalesef İslam düşmanlarının, haçlı zihniyetinin, Siyonist zihniyetin Müslümanlar arasında kurmuş olduğu fitne ve fesadı bertaraf edemiyoruz, onların oyunlarına geliyoruz. Ümmet olarak birbirimizle didişiyor ve kavga ediyoruz. En azından bu Ramazan ayında ve bayramında bir araya gelip, sergilediğimiz kardeşliği bütün yıl boyu devam ettirebilsek emin olun o zaman Allah-u Teâlâ'nın rızasını kazanmış olacağız ve Rabbimizin bizden istemiş olduğu o ümmet bilincini yakalayacağız. Bir olacağız, beraber olacağız, birleşeceğiz. Bugün İslam coğrafyası işgal altında, bugün İslam coğrafyasında kan var. Bugün İslam coğrafyasını sömüren insanlara baktığımızda haçlı ve Siyonist zihniyet aramıza fitneyi koymuş, onlar kendi siyasi ve ekonomik birliklerini kurmuşlar, güçlenmişler, bizleri ise dağıtmışlar. Mezhep olarak Şii-Sünni kavgasını, Türk-Kürt kavgasını, Arap-Fars kavgasını içimize yerleştirmişler. Bizim uyanık olmamız lazım, İslami bilince sahip olmamız lazım. Müslüman ferasetiyle hareket etmemiz lazım. Bütün bu fitneleri elimizin tersiyle itmeliyiz. Kardeşlerimize Kürt, Türk, Fars fark etmiyor, hangi mezhepte ve grupta olursa olsun en azından bu bayramın hürmetine gidip kucaklayalım, kapısını çalalım. 'Bayramın mübarek olsun kardeş.' diyelim. Köprüleri yıkıp ilk adımı biz atalım. Böylece Rabbimizin bizden istemiş olduğu güzel hasletleri kendimiz yayalım. Kimin ile küssek kapısını çalıp ilk adımı biz atalım. Rabbim bu mübarek bayramlar hürmetine İslam coğrafyasına barış, huzur ve esenlik versin. Müslümanları parçalayıp içine fitne koyanların, fitne ve fesadını onların başına geçirsin. Bizlere de kardeş olma şuurunu versin." dedi. (M. Hüseyin Temel, Emrah Deniz - İLKHA)