15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi Türkiye için yeni bir milat oldu. Darbe girişimi duyulduğu ilk andan itibaren birçok kahramanlık yaşandı. Bedenlerini tanklara siper eden yiğitler, helikopterlere ıslık çalıp aşağı indirmeye çalışanlar, alçak uçuş yapan F-16 ların üstüne atlamaya çalışan cesur yürekler, kamyonlarla insan taşıyan koca yürekli anneler ve daha birçok sahne yaşandı. Kuşkusuz belki de duymadığımız birçok kahramanlık hikayesini de duyacağız hep beraber. Darbe girişimine tiyatro, senaryo diyenler de az değildi. Tabi bunlar kendini gizleyemedi. Daha düne kadar millete makarnacı, bidon kafalı diyen zihniyet mensupları benzin istasyonlarını istila etmeye başladı. Arabalarının depolarını doldurmakla kalmayıp yanlarında getirdikleri bidonları da dolduruyorlardı. Banka ATM leri önünde uzun uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. Marketlerde de durum bundan farklı değildi. Özellikle makarna reyonları birkaç saniyede boşalmıştı. İçimizi ferahlatan bir diğer durum ise marketlerde nefisleri uğruna kuyrukta bekleyenlere inat nesilleri uğruna ölüm kuyruğunda ölümü bekleyen yiğitler vardı o gece meydanlarda.
Tabi yukarıda saydıklarım atlatılması gereken şeyler olmamakla beraber bizzat şahit olduğum bazı sahneleri sizlerle paylaşma gereği duyuyorum. Gerçekten insanın içini kıpır kıpır eden şeyler. İlk andan itibaren çarşaflı, yarı açık bayanların el ele verip tekbirler eşliğinde meydanlara inmesi ve her getirilen tekbirle birlikte kalplerin biraz daha yumuşaması ve yapılan muhabbet sonucu yarı açık bacıların da sonraki gece biraz daha tesettürüne riayet etmiş şekilde meydanlara indiğine şahitlik etmek güzel duygu olsa gerek, tabi meydanlarda okunan Kur`anı Kerimler, getirilen tekbirler ve okunan ilahiler de gençlerin kalplerini huzura eriştiriyordu. Belki de hayatında sabah namazına kalkmayan gençlerin meydanlarda kılınan yatsı ve sabah namazlarının saflarına katılması büyük bir kazanım olmuştur diye düşünüyorum. Benim için ise daha çarpıcı olan şey şu olsa gerek. Türkiye`de yaşanan birçok haksızlık ve yapılan birçok zulüm karşısında hayatında hiç meydanlara çıkmamış ya da hoca efendisi çıkmasına müsaade etmemiş değişik cemaat mensuplarının bir arada olması ve bu bir araya geliş ile birlikte yapılan güzel muhabbetler sonucu kendi camiası dışındaki camialar hakkında ortaya atılan iftiralar sonucu kendisinde oluşmuş olan ön yargılar da teker teker kırılıyordu. “Aaa hocam biz sizi böyle bilmiyorduk hakkınızı helal edin” Özürler, sarılmalar ve tebrikler başını alıp gidiyordu. Bu sahneler çok uzun bir süre unutulmayacak inşallah.
İnsanlar bu süreçte farklı liderler de gördü. Belki de Cumhurbaşkanı dışında bu kadar güzel akıcı, çarpıcı ve tek kelimesi bile atlatılmadan dinlenen konuşmaları ilk defa dinliyorlardı. Hem de hayranlıkla belki de hayatlarında ilk defa böylesine sağlam iradeye sahip liderleri de tanımış oluyorlardı. Tanıdıkça sevgi gösterileri ile karşılıyorlardı. İnşallah bu sevgi kardeşliğimizi daha da pekiştirecek ve hür dava kadrolarını hak ettikleri itibar ve değere ulaştıracaktır. Bu duygu ve düşüncelerle şehit ve gazi olan kardeşlerimin mertebelerini tebrik ediyorum. Sözlerimi bitirirken “her bıji bırati, em bı hevdü hene - yaşasın kardeşlik biz birlikte varız.” diyorum. Allah`a emanetsiniz.
Buşra Sevim / Ankara - Yaş: 23
Genç Yazarlar ile HASBİHAL
Ankara İlimizden Büşra SEVİM Bacımız: Meydanlar hak mücadelesine şahitlik yaptı. Geçmişte nasıl ki iman küfür mücadelesi olduysa günümüzde bu anlayış tekerrür etti. Daha önce ‘`her birimiz bir yerlere savrulduk ümmetin hali perişan ey resul ‘`yani şikâyetimizi sitemimizi bir yere atf ederken bu defa zalimlerin karşısında tek yumruk olduk. Bilal olduk, Cafer olduk, Hatice olduk, Nesibe olduk artık uğranda ölebileceğimiz değerlerimizi hatırlayıp sonraki kuşaklara miras olduk.
En güzel duygu ise hayatta bir araya gelemeyeceğimizi düşündüğümüz insanlarla bir araya geldik. Birbirimize bakıp bakıp yusufi hikâyeyi hatırladık. Yusuflardan konu açılmışken belki de yusufilerin dualarıyla ayak da kaldık. Yıllarca bu insanlara zulüm edenler kendi insanına her türlü cezayı reva görüp başkasının ekmeğine yağ sürenler Ebu cehil gibi yerlere savruldu. Abdullah İbni Mesutlar sahneye çıktı. Hep sabrımızı zorlasanız yine karşınızda sabır diyorduk.
Sabır sabır nereye kadar diyenler Allah`ın sabredenlerle beraberliğini çok iyi gördüler. Bu fedakâr tutumlarından dolayı bütün inanç sahiplerini tebrik ediyorum. Duygularınızı tecrübeniz üzerinden güzel yorumlamışsınız. Teşekkürler. Yeni paylaşımlarınızı bekliyoruz. Allaha emanet olunuz.