Hüseyin Kaya / Doğruhaber
İstanbul`da Çevik Kuvvet polis aracının geçişi sırasında park halindeki araçta patlatılan bomba 6`sı polis 5`i sivil olmak üzere 11 kişinin ölümüne 36 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Ağır yaralılardan dolayı ölü sayısı artabilir.
Hem Ramazan ayının ikinci günü, hem şehrin işlek bir caddesinde yapılan bu saldırı her açıdan lanetlenmeyi hak ediyor. İlkesizliğin net olarak kendini gösterdiği ve “terör” tanımına tamı tamamına uyan kirli bir eylem… Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın klasik devlet söylemiyle “Terörle mücadele sürecek” şeklindeki açıklamasına Eşbaşkan Selehattin Demirtaş tepki göstermiş. Yine hükümeti suçlamış. Ama hükümeti suçlarken kullandığı bir cümle var ki, evlere şenlik!
“Ben bugün başbakan olsaydım, İstanbul Vezneciler`de bomba patlasaydı ben çıkıp özür diler istifa ederim. Bizim bir onurumuz var.”
Bombalar üzerinden siyaset yapmak ve başkalarını suçlamak çok kirli bir yöntem.
Kendileri neden hiç istifa etmeyi düşünmediler?
Mesele can kayıpları ise daha bir süre önce kendi partilerine oy veren insanlar bile PKK tarafından paramparça edildiğinde istifa etmek gibi “onurlu bir eylem” düşüncesine kapılmadılar.
Ya 6-8 Ekim vahşeti…
Demirtaş`ın yaptığı çağrıyla sokaklara dökülenlerin işlediği vahşet ve yaptığı tahribat karşısında “onurlu bir istifa” nedense hiç gündeme gelmedi.
Ve bozulan “süreç” sonrasında “özyönetim rezaleti” ile ayyuka çıkan akıldışı davranışlar… sonrasında toplamda ölen 8 bin kişi, yerle bir edilen şehirler…
Demirtaş`a göre herhalde istifa edebilecek kadar “onurlu olmak” için başbakan olmak gerekirmiş. Başbakanlığa da hiçbir zaman gelemeyecekleri için hiçbir olayda “istifa etmek” gibi bir durum ortaya çıkmıyor.
Ya da…
İstifa edebilmek için irade sahibi olmak gerektiğini unutmuş Demirtaş.