Hüseyin Kaya / Doğruhaber
HDP sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşım yapıldı:
“Yüksekdağ: Mücadelenin özü, cumhuriyetin kurulduğu dönemdeki ruha dönmektir. Ama siyasi iktidar 96 yıl önceki çoğulculuğa dönmek istemiyor.”
Önce şu tespiti yapalım:
Bu metinden kesif bir cehalet kokusu yayılıyor.
Adım adım gidelim.
2016-96=1920
1920`lerin tablosuna bir bakalım. Saltanatın kaldırılması 1 Kasım 1922, Hilafetin kaldırılması 3 Mart 1924`tür.
Yani 1920`de açılan meclis, saltanata ve halifeye bağlı bir meclistir. Hatta ilk meclisin 120 üyesi İstanbul`dan, “Osmanlı Meclis-i Mebusan”ından gelmiştir.
Peki, bu “o dönemdeki ruha dönmek” ne demek?
Şimdi bazıları modern zaman ispirtizmasına (ruh çağırma) kapılıp o dönemin ruhunu çağırsa ve karşısında hiç de hazzetmediği bir resim görse nasıl hayal kırıklığı yaşar, öyle değil mi?
Modernist ve seküler dünyada ruh çağırmanın olamayacağını düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz.
Sizi şok edecek bir örnek vereyim. Ergenekon iddianamesinde geçen bilgiye göre Doç. Dr. Ümit Sayın, MSN`de görüştüğü Üsteğmen Z.Y. isimli şahsa şunları söylemiş: “Nur Serter, ruh çağırma seanslarına katılıyormuş. Atatürk`ün ruhunu da çağırıyorlarmış.”
Evet evet, “ikna odaları”nın mucidi Kemalist Nur Serter`den söz ediyoruz.
Diyebilirsiniz ki, “Yüksekdağ, ‘Cumhuriyetin kurulduğu ruha dönmekten` söz ediyor.”
Tamam, oraya gidelim.
Cumhuriyet, 1923`te kuruldu ve hilafet, cumhuriyetin ilanından 5 ay sonra kaldırıldı. Bunun yanı sıra cumhuriyetin ilanıyla çok partili demokratik hayata geçilmedi, aksine “tek adamlık” Mustafa Kemal`in şahsında tescillendi.
Tüm bunlara bakıp o cümlelerde cehaletin kesif kokusunu fark ettiğimizi söyledik.
Peki, mesele cehalet değil ve Yüksekdağ bunları zaten biliyorsa…
Bu daha tehlikeli bir şey, onu söyleyeyim.
Yüksekdağ, “Şark kurnazlığı” yapıp “fabrika ayarlarını” öneriyorsa Kürtlere yeniden kemalizm dehşetini yaşatmak mı istiyor?
Evet, 96 yıl önce nisbi bir çoğulculuk vardı; ama mesela 90 yıl önce hukukun hiçe sayıldığı İstiklal mahkemeleri, baskılar, dayatmalar ve “Türk`ten başka etnik kimlik tanımama” uygulamaları vardı.
Halihazırda PKK zihniyeti 90 yıl önceki zihniyeti yaşatmaya çalışıyor, bundan şüphe yok!
Yüksekdağ da sayılarla oynayarak, şark kurnazlığı ile “Kemalizmin Kürtçe tercümesi”ni mi öneriyor?
Sanırım asıl mesele burada.