Yine özür meselesi

Ekleme: 27.02.2016 22:09:00 / Güncelleme: 27.02.2016 22:09:00 / Siyaset Gemisi / İstanbul Haberleri
Destek için 

HÜSEYİN KAYA / SİYASET GEMİSİ / DOĞRUHABER 

Gülen grubu, hükümete karşı giriştikleri “darbe teşebbüsü” başarısız olunca karşı tarafın hamleleri ile darbeler yemeye devam ediyor.

Polis ve yargı marifetiyle yaptıklarından dolayı çok sayıda insanın “ah”ını alan grup, şimdi yaşananlardan dolayı kendini “mazlum ve mağdur” yerine koyuyor ve hükümeti suçluyor.

Operasyonlar ardı ardına gelince önemli isimlerin tümü soluğu dışarıda aldı ve tabanı intikam duygusuyla saldıran kişilerin insafına terk etti.

Bu arada hükümet karşıtı her kişi ve grupla ittifaka girerek bir şeyler yapmaya devam ediyorlar.

Fethullah Gülen de arada bir yaptığı ve adına “sohbet” dedikleri motivasyon seanslarıyla grubu bir arada tutma çabasında.

Son “sohbet”inde söyledikleri dikkatimiz çekti. Bir kısmını sizinle paylaşalım istiyorum:

“Allah zalimi imhal (mühlet verme) etse de ihmal etmez. Yakında onlara acıyacak duruma geleceksiniz. Bir yönüyle köksüz birer ağaç gibi devrilecekler. Bir bir devrilecek ve sizden yardım, medet, istiane bekliyor gibi acı acı yüzünüze bakacaklar.”

Kendisinin Amerika`da yaşıyor olduğu ve oradan destek aldığı ortadayken bu dönemde yaşananları Haçlı Seferleri`ne benzeten Gülen şöyle devam etti:

 “Bu dönemde aile fertlerinin dahi birbirine düşman edilmesi nedeniyle Haçlı seferlerine rahmet okutturacak bir tabloyla karşı karşıyayız. Topyekûn İslam dünyasında, kendi ülkenizde bile, o korkunç ayrıştırmalar, insanları birbirine düşürmeler… O zaman böylesine bir tablo yoktu.”

Allah Allah!

Hoca, Haçlı Seferlerine tepki mi gösteriyor, yoksa ben mi yanlış anladım?

Oysa Haçlı Seferlerini savunan Papalık ile her zaman iyi ilişkileri vardı Hoca`nın.

Küresel bakamadığımızdan olsa gerek meseleyi anlayamıyoruz herhalde.

Bir ibadetin icrasına son derece post modern bir yorum getirdiklerinde gelenekten gelen bir refleksle itiraz etmiştim de Gülen grubundan bir “abi” bana küçümser nazarla bakmış ve “işte sizin fıkhınız buraya kadardır” diyerek golünü atmıştı.

Bir bölüm daha alalım sohbetten:

 “Bin türlü bela gelse, çarpsa, toslasa, götürüp darağacında assalar bile tebessümle öbür tarafa yürümeliyiz. Darağacına götürdükleri zaman size tebessüm eden Azrail`i görüyor gibi tebessüm ederek öbür tarafa yürümeli. Ama asla Rum Mehmetlere, zalimlere eyvallah etmemeli. Özür dilememeli, hata ettik dememeli. Hata etmediniz. Hatayı başkaları yaptı siz değil. Unutmamalı, bir mü`min asla bir zalimden özür dilemez.”

Baştaki çelişkileri bir tarafa bırakıyorum; ama son cümleye takıldım.

“Bir mü`min asla bir zalimden özür dilemez!”

Bu sözün Şehid Seyyid Kutub`a ait olduğu söylenir. F. Gülen`in has şakirdlerinden ve görüşlerinin müfessiri sayılan Ali Ünal daha önceden yazdığı bir yazıda şunları söylemişti:

“Bülent Arınç kalkıyor diyor ki “Özür dilesinler, nedamet etsinler kurtulsunlar.” Seyyid Kutup`un sözünü hatırlatırım ona. Nasır da “Seyyid Kutup özür dilesin çıkaralım.” deyince “Bir mümin, münafıktan özür dilemez” demişti.”

“Sözün aslı tam olarak hangisidir”, tartışmasına gerek yok; ama Gülen ve söylediği söz arasında çelişkiler var.

Seyyid Kutup bu sözü zindanda söylüyordu, F. Gülen ise Amerika`da lüks bir yerde.

Seyyid Kutup İslami eserlerle insanların ahiretini kurtarmaya gayret ediyordu, Gülen`in adamları ise İslami hizmetlerde bulunanlara kumpaslar kurup onları zindana attırıyordu.

Seyyid Kutub`un özür dilemediği kişi sosyalist Arap milliyetçisi Cemal Abdünnasır`dı, Gülen`in özür dilemeyin dediği kişi ise Milli Görüş geleneğinden gelen ve Gülen grubu için “Ne istediler de vermedik” diyen Erdoğan`dır.

Sanırım bu kadar yeter.