Bana zamandan haber ver!

Ekleme: 10.02.2016 10:12:00 / Güncelleme: 10.02.2016 10:12:00 / Söz ve Kalem / Diyarbakır Haberleri
Destek için 

Nedir zaman? Hükmedemediğimiz miras mı? Yoksa saçıp savurduğumuz sermaye mi? Ne demiş Necip Fazıl:

“Nedir zaman, nedir; bir su mu, bir kuş mu? Nedir zaman, nedir; iniş mi, yokuş mu?”

Bana zamandan haber ver!

Bir iniş mi, yokuş mu? Derekelere mi yoksa derecelere mi yükseltiyor bizi? Varoluş mu, yok oluş mu? Şöyle bir düşün! Kur`an-ı Kerim ile düşün! “Siz hiç akletmez misiniz?” , “Siz hiç düşünmüyor musunuz?” ve daha niceleri…

İsraf olan, boşa giden, eriyen ve eridikçe bizleri eritenleri… Siz hiç zamanın nasıl gittiğini, günlerin ayları; ayların yılları devirdiğini düşündünüz mü? Bizden giden dün nereye gitti! Neden geri gelmiyor, hiç düşündünüz mü?

TV, internet, kulis köşelerinde israf edilen zamanlarımızı ne kadar düşünüyoruz? Geçen zamanın hesabı ile beraber geçtiğini neden düşünemiyoruz?

İsraf.

Diz boyu israf. Biz israfı sadece ekmekle sınırlandırdık. Her biri altın hükmünde olan saniyeleri ve dakikaları hangi sarrafta bozdurduk? Sarrafımız kim? Şeytan b-ve yarenleri mi, Allah ve dostları mı? Biz nerede harcadık bu zamanı? Şeytanların cirit attığı pazarda mı yoksa dostlar sofrasın da mı?

Heyhat ki heyhat!

Zaman bizden gidiyor. Bizi de kendisiyle beraber götürüyor. Şu kabristancının nidasını duymayan var mı? Bak bizi çağırıyor. Heybemizi didik didik inceliyor. Hey yolcu! Ne var heybende deyip duruyor. Sahi heybemizde ne var? Ateş mi, su mu?

Yazık.

Boşa geçirdiğimiz ana yazık! Bizden beklenileni tehir edip, israf ettiğimiz zamana yazık. Haşa zaman mı kirlendi? Kirlenen zaman değil, kirleten insan. Yazık değil mi boş uğraşlar uğruna geçirdiğimiz zamanlara. Ne yapılabilir diye şöyle bir kıyas-ı kebir yapalım. Kaybettiğimiz zamanları bir daha düşünelim.

Unutmayalım. Zamanın sahibi hesabın da sahibidir. İsraf ettiğimiz zamanın hesabını bizden soracak. “Gençliğini nerede harcadın” diye bir soru yöneltecek bize…

O(cc), zamana ant içti ve ekledi; “…Gerçekten insan, ziyandadır.Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnadır”(Asr Suresi) dedi. Neden zamana ‘andolsun` dedi. Haşa O(cc), kıymetsiz bir şeye yemin eder mi? Kıymet verdi ve kıymet vermemizi istedi.

Deme.

“Ey nefsim! Deme, “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış. Herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur.” Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalb olup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür`atpeydâ ediyor.”

“Hem deme, “Ben de herkes gibiyim.” Çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.”(On dördüncü söz, hatime)

Üzerine git.

İsraf ettiğimiz zamanın üzerine gitmeliyiz. Elden çıkmadan kıymetini bilmeli, değerlendirmeliyiz. Boş sözlerden, edna işlerden uzak durmalı, zamanı değerlendirmeliyiz.

Onu bize verenin istediği şekilde kullanmalı, O`nun(cc) rızasına nail olmak için çabalamalıyız. Gençlik bizden gidiyor, diğerlerinden gittiği gibi. Gençliğin ve zamanın kıymetini bilmeli, değerlendirmeliyiz. Gençliğin verdiği dinamikliği zamanın kıymeti ile buluşturmalı, onları birbirine kardeş kılmalıyız.

Biz onlardan razı, onlar bizden razı olarak yaşamalıyız. Gençliğin kıymetli zamanlarını yanlış sarrafta bozdurmamalıyız. Onu kirletmemeliyiz. Ona eziyet etmemeliyiz. Ona hak ettiği değeri vermeliyiz.

Yaşadığımız her zaman diliminin bizden gideceği şuuru ile yola çıkmalıyız. Heybemize azık olarak imanı, güzel amelleri almalıyız. Sonsuz bir âlemde bize lazım olacak bu gıdalarla heybemizi doldurmalıyız.

Boş ver!

Birileri israf etsin zamanlarını… Birileri boş uğraşlar peşinden koşup dursun. Biz işimize bakalım. Biz onun kıymetini bilelim. Ona kıymet verelim ki o da bize kıymetli zamanlar bahşetsin. Hani ne ekersen onu biçersin ya işte biz iyilik ekelim, güzellik ekelim. Sen boş ver! Birileri Cehil karbuzu yetiştirme gayreti içerisine girsin. Biz cennet hurmaları ekelim.

Evet şimdi.

Belki geçti benden dersin! Ama deme. Henüz senden geçmedi. Şu satırları okuyorsan şayet senden geçmedi. Şimdi el ele omuz omuza verip geçen zamanlarımızdan dersler çıkarıp yolumuza devam etmeliyiz. Bunu zamana yaymadan hemen yapmalıyız. Evet, hemen şimdi yapmalıyız. Birbirimize hatırlatarak bunu yapmalıyız. Her zaman hatırda tutmak için gayret etmeliyiz.

Sabredeceğiz, çalışacağız, değerlendireceğiz ama zamanlarımız boşa geçirmeyeceğiz. Allah`ın bize bahşettiği bu kıymetli nimeti onun davası uğruna harcayacağız. Ama harcanmayacağız. Ne zaman mı? ŞİMDİ!

SÖZ VE KALEM/RUHİYE YILMAZ