Araştırmacı gazetecilik ya da müflis tüccar meselesi

Ekleme: 09.11.2015 10:10:00 / Güncelleme: 09.11.2015 10:10:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber

Önce söz konusu araştırmacımızdan birkaç cümle ile söz edelim.

Yalçın Doğan, duayen bir gazeteci, derinlemesine tahliller yapan bir araştırmacı ve dikkatli bir gözlemcidir.

Gazeteye ve televizyonlara verdiği pozlar da onun meselelerdeki derin vukufiyetini destekler mahiyettedir.

Bir dönem Mısır İhvan-ı Müslimin ve Lübnan Hizbullah hareketi ile ilgili yazılar yazdı ve bazı isimler zikretti ki, bu birçok kişinin dikkatini çekti. İsimler ve hareketler hakkında Türk basını fazla bilgi sahibi değildi ve daha Ruşen Çakır da bu konularla ciddi biçimde ilgilenmeye başlamamıştı.

Yalçın Doğan televizyon tartışma programlarına “uzman” diye çağrılmaya başlandı.

Ama dikkatli bir okuyucu, Doğan`ın bilgi dağarcığının pek geniş olmadığını en fazla 3 yazı okuduktan sonra anlayabilirdi. Amir Taheri`nin yazdığı “Kutsal Terörün içyüzü Hizbullah” adlı kitabının tercümesini okumuş ve oradan aktarımlarda bulunarak “uzmanlığa” kadar yükselmişti Yalçın Doğan. Kitabı tercüme edenler İslâm dünyasından o kadar habersizdiler ki, isimleri olduğu gibi yazmışlardı. Y. Doğan da alıntılar yaptığında aynen kitapta geçtiği gibi “Ayatullah Matahari”, “Hasan al Banna”, “Sayyed Kutb” şeklinde yazıyordu isimleri.

Sonra devran değişti ve Doğan`ın uzmanlığı dikkati çekmemeye başladı. Yazacak gazete bulamadı ve yazılarını internet sitelerinde yayınlattı.

Artık “dedektif hassasiyetinde” yazdığı yazılarından sadece internet okuyucuları faydalanabiliyordu.

Biz de 1 Kasım sonrası yazdığı araştırma ve tespitleri faydalanmanız için paylaşalım dedik.

Bakın neler söylüyor sonuçlarla alakalı:

“Asıl konu, AKP`nin bu zaferi nasıl elde etmiş olduğu. Pek çok etken olsa bile, dikkat çeken bir rakam dizisi var. Önce şu, MHP 7 Haziran`a göre 4.29, HDP 2.37 puan daha az oy alıyor. CHP`nin oyu 0.35 puan artıyor. AKP`ye bunların toplamında 6.31 puan oy gidiyor. Ama AKP`nin oy artışı 8.54 puan.  Aradaki fark nereden ileri geliyor?

Sanırım sizin de dikkatinizi bu ayrıntı çekmemiştir. Araştırmacı gazetecilik bu olsa gerek!

Devam edelim.

Seçmen sayısındaki artıştan. Çok garip bir artış var. 2002`de seçmen sayısı 41.4 milyon. 2007`de 42.8 milyon. Tamam makul. Ama 2011`de aniden fırlıyor, tam on milyon artıyor, 52.8 milyon. Hele de, 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki artış dudak ısırtıyor. 7 Haziran`da 54 milyon 813 bin 376 olan seçmen sayısı beş ayda, yani önceki gün 56 milyon 965 bin 100`e yükseliyor. Beş ayda seçmen sayısı 2 milyon 151 bin 724 artıyor. Biri bunu demografik olarak açıklasın.

1-Seçmen sayısı her seçimden diğerine nasıl bu ölçüde anormal artıyor?

2-Çok daha çarpıcı alan beş aylık artış, beş ayda iki milyondan fazla seçmen artışı nereden kaynaklanıyor? Demografik olarak mümkün değilse, ne?”

Açık söyleyin hanginizin aklına böyle bir sebep geldi?

Yani CHP yöneticileri ve Ar-Ge uzmanları ne iş yapıyor anlayan var mı?

Neden mümtaz gazetecilerimizin görüşlerinden faydalanıp başınıza örülen tuzağı göremiyorsunuz? Anlamak zor…

Şimdi birileri kalkıp “müflis tüccar eski defterleri karıştırır” diyecek; ama bu öyle değil ki.

Müflis tüccarlığı kabul edenler dükkânı kapatıp gitsinler; ama cumhuriyetin has koruyucuları son ana kadar çalışıp hileleri ortaya çıkaracaktır.