Ah Ana (Doğrugenç Haftanın Yazısı)

Sabah olmuştu. Fatma ana ebediyete uçmuştu. Haber geceden beri uyuyamayan oğluna gelmişti. Soğukkanlı görünmek istiyordu ama yüreği onu çok sıkıyordu. Benliğini toplayıp, "İnna lillahi ve inna ileyhi raciûn." Dedi sessiz çığlıklarıyla. Ve bir an gözleri uzun uzun daldı. Küçükken sertçe yere düşmüştü, koşa koşa annesinin yanına gelmişti...

Ekleme: 02.11.2015 08:00:00 / Güncelleme: 02.11.2015 08:00:00 / Doğrugenç / Van Haberleri
Destek için 

Oda karanlık ve sessizdi. Fatma ana usulca yerinden kalkıp ağır ağır adımlarla ışığa doğru ilerleyip, ışığı açtı. Her zamanki gibi abdestini alıp gece namazına durdu. Oda hala çok sessizdi. Sadece uzaklardan gelen köpek sesleri sokaklara ses veriyordu. Fatma Ana namazını bitirmiş duaya duracakken bir öksürük tuttu. Bu öyle basit bir öksürük değildi, yılların acısının tecrübesiydi. Hayatında çektiği çilelerin özetiydi. Öksürüğü bitmişti. Dua için ellerini kaldırıp, "Ya Rabbi, oğluma yardım et. Havalar gittikçe soğuyor, şimdi orası soğuktur." dedi ve sustu... İkinci defa "Oğlum" diyecekken boğazı düğümlendi ve konuşamadı. Gözyaşları yılların yaşlandırdığı pamuk ellerini çoktan ıslatmıştı...
Aynı anda ranzasından inerken kolunu çarpan oğlu istemeden, "Ah Ana" dedi. Annesi aklına geldi, ağlayacak gibi oldu ama kendini tuttu. Abdestini alıp gece namazına durdu. Dua için ellerini açtı, "Allah'ım anama yardım et. Hastalığı çok ilerlemiş. Bu hasret onun takatini günden güne düşürüyor." Birden gözyaşları dua için açtığı ellerine düşmüştü...
Sabah ezanının sesiyle Fatma ana ve oğlu ayrılıklarla imtihanlanan Yusufi ve Yakubi bir teslimiyetle gözyaşlarını silip namaza durmuşlardı.
Fatma ana dayanamıyordu, artık elinden bir şey gelmediğini anlamıştı. Ama son kez oğlunu dünya gözüyle görmek istiyordu. On dört yıldır kireçli dört duvar arasında oğluna hasretken şimdi bir kere olsun onu görmek ve ona sarılmak istiyordu. Hem geçenlerde haberlerde izlemişti, onca suçlara rağmen mahkûmun biri kalkıp annesini hasta yatağında ziyaret etmişti; oğlunu görememesi onu çok sinirlendiriyordu. Aslında Fatma ana asi biri değildi ama nefesinin artık sayılı olduğunu hissedince herkesten hesap soruyordu. Ve saatler ilerledikçe Fatma ana rahatsızlaşıyordu.
 

Yusuf-i Medresede heryer karanlık ve sessizdi. Herkes yatağında uyuyordu. Birden Fatma ananın oğlu yatağından kalktı. Gördüğü rüya uykusunu kaçırmıştı. Rüyasında annesi ona "Oğlum, ben uzun bir yola çıkıyorum, havalar soğuyor, üşütme oralarda..." demişti. Fatma ananın oğlu çok endişeli idi, "acaba" dedi. Karanlık ve derin kuyulara düşen Yusuf-i bir teslimiyetle başını yastığına koyup, düşündü...

 

Sabah olmuştu. Fatma ana ebediyete uçmuştu. Haber geceden beri uyuyamayan oğluna gelmişti. Soğukkanlı görünmek istiyordu ama yüreği onu çok sıkıyordu. Benliğini toplayıp, "İnna lillahi ve inna ileyhi raciûn." Dedi sessiz çığlıklarıyla. Ve bir an gözleri uzun uzun daldı. Küçükken sertçe yere düşmüştü, koşa koşa annesinin yanına gelmişti. Acıyan yüreğini annesinin kollarında unutmaya çalışıyordu. Şimdi artık annesi de yoktu yanında. Çok acıyordu yüreği. Bir yerde haksızlığın olduğunu söylüyordu ama sağır olan kulaklara kimin sözü geçebilirdi ki. Anneler oğullarına doyamadan ebediyete uçuyorsa, hangi katı kalp bundan vicdan azabı duyabilir ki? Hangi insanoğlu kalkıp bu yaptığınız, "Adalet mülkün temelidir" sözüne aykırıdır diyebilirdi ki... Oğlu derin bir nefes aldıktan sonra "Ah ana kavuşmamız bu dünyada olmadıysa ahirete kalsın" dedi. Bütün acıları kalbine gömüp adalet adı altında yapılan bütün adaletsizliğin hesabını Mahkeme-i Kübra'ya bıraktı.

Fatma Ananın oğlu ve bunun gibi nice zindan bahadırları o günü sabırsızlıkla bekler...

 

Eslem Ekinci / Van – Yaş: 20

 

Genç Yazarlar ile HASBİHAL

Van`dan Eslem Ekinci bacımız, dünya hayatı insanın Rabbine karşı kulluğunu ve teslimiyetini gösterdiği bir duraktır. Elbette bu durakta birçok hesap yarım kalıyor. Çünkü bu durak bir geçiş yeridir. Kumaşını/kaliteni belli etme yeridir. Varılacak esas menzilde ise tüm yarım kalan hesaplar tamamlanır. Tüm haksızlıklar giderilir. Mümin`in tüm arzusu Mahkeme-i Kübra`da Rabbinin karşısına kara yüzlü çıkmamaktır, Rabbinin gazabına uğramamaktır, rızasına erişmektir. Hayattaki her sıkıntı ve musibete bunun için katlanır. Günümüzde Allah için yaşanan birçok hayattan birisini içten cümlelerinizle ifade etmişsiniz. Hikâyeleştirme kabiliyetiniz iyi. Bu kabiliyetinizi işleyin, yeni hikâyecikler yazmaya devam edin. Anı ve tecrübelerinizi de paylaştığınız yeni yazılarınızı bekliyoruz.