Hüseyin Kaya / Doğruhaber
7 Haziran seçim sonuçları, ideolojik temsil odakları göz önünde bulundurulmadığı için sonuçlara en çok sevinenler için bile istenen sonuçları vermedi.
Klasik sol ve liberal çevreler HDP karşısında keskin bir duruş sergileyen MHP`nin tutumunu anlamakta zorlandılar. Oysa gerçekten ortada şaşıracak bir şey yoktu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan, İhsanoğlu ve Demirtaş yarışmıştı.
Erdoğan karşıtı cephe büyük oranda İhsanoğlu`nda uzlaşmış, bir kısmı da Demirtaş`a oy vermişti. Erdoğan, ilk turda % 50`yi geçtiği için ikinci tura nasıl bir ittifakın şekilleneceği görülmemişti.
7 Haziranda Ak parti tek başına iktidara geçecek vekil sayısına ulaşamadı.
CHP, MHP ve HDP yine seçime katıldı.
CHP ile MHP yine yan yana gelebilirdi; ama vekil sayılarının toplamı yeterli değildi.
HDP`nin içinde ya da dışında olacağı hiçbir seçeneği kabul etmeyen bir MHP gerçeği vardı.
Hükümet kurulamadı.
MHP`yi suçlayanlar haksızdır. Neden mi?
Ekmeleddin İhsanoğlu, çatı aday olarak ortaya çıktığında HDP Demirtaş`ı alana sürmeseydi ve buna rağmen kazanılamasaydı bir sorun çıkmayacaktı.
Çatıya destek olmayan HDP`nin koalisyona destek olmasını neden kabul etsin MHP?
Bu yüzden Erdoğan karşıtı ittifakın daha başta tutmadığını, farklı vesayet odaklarının etkisindeki yapıların yan yana gelmesinin zor olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi 1 Kasım`da bir “Tekrar seçim” gündemde.
MHP içerisinde seçim hükümetine destek veren bir Türkeş çatlağı var ve bunun seçimleri nasıl etkileyeceği tartışılıyor.
CHP içinde tasfiye edilen ulusalcıların tavrı ve isteksizliği sonuçları biraz daha etkileyebilir. Özellikle HDP`ye destek veren ve bunu açıkça söyleyen parti yöneticilerinin varlığı sıkıntı doğuracak.
HDP`de net olmayan bir durum var. Partide, partinin “Pkk vesayetine” az da olsa tavır almasını isteyen sesler yükseliyor. Şiddetten rahatsız olanların varlığı biliniyor; ama sanki herkes ilk hareketi başkasından bekliyor. Ciddi bir ses domino etkisine neden olup parti politikalarının sorgulanmasına neden olabilir. Ak Partide de bir hareketlilik söz konusu. 7 Haziranın ciddi bir şekilde masaya yatırıldığı ve kimi yerlerde yanlış aday tespitinin oluşturduğu tahribatın restorasyonu için girişimler var. Bu arada seçim sonuçları üzerinden değişik okumaların da gerçekleştirildiği gözleniyor.
Mesela seçim ittifakları meselesi…
7 Haziranda ortaya çıkan sonuçların 1-2 puanlık farktan kaynaklandığını gören Ak Parti bunun için meclise girememiş partilerle temasa geçmiş durumda. İttifak yapılan partilere verilecek 8-10 vekilin ittifakın sinerjisiyle 25-30 ekstra vekil kazandırabileceği gerçeği unutulmuyor.
Seçim ittifakları hem siyasette taşların yerine oturmasına zemin hazırlayabilir hem de temsiliyet noktasında ortaya çıkan adaletsiz tablonun önüne geçebilir.