Kürdistan nereden yönetilemez?

Ekleme: 15.07.2015 15:30:00 / Güncelleme: 15.07.2015 15:30:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber

Pkk içerisinde Öcalan`ın tasfiye edilmeye çalışıldığına dair iddialar gündeme gelmeye devam ediyor. Öcalan`ın 2 yıl içinde yaptığı iki çağrının havada kalması da aslında bunu doğruluyor.

Bir de daha önceleri yüksek sesle dillendirilmeyen kimi şeylerin artık aleni olarak ifade edilmesi de söz konusu. Artık KCK yöneticileri çok açık bir şekilde Öcalan`ın kendileri ve silahları hakkında nihai kararı veremeyeceğini söylemeye başladılar.

Bazı analizciler ise Ortadoğu`da küresel güçlerin büyük bir operasyon yürüttüğünü ve Öcalan`ın tasfiyesinin de bu operasyonun sadece bir parçası olduğunu söylüyorlar.

Öcalan ile birlikte başka tasfiyelerin de gündemde olduğu ve özellikle Barzani`nin tasfiyesi ile Türkiye`nin beraber çalıştığı aktörlerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığı tezi de gündemde.

Kurtuluş Tayiz, bu konularla ilgili oldukça ilginç şeyler yazdı.

“Sadece Erdoğan üzerinde değil, bu dönemde Mesud Barzani ve Abdullah Öcalan üzerindeki baskılar da arttı. IŞİD, Erbil`in üzerine sürüldü. Barzani sıkıştırıldı, yetkileri kısıtlanarak etkisizleştirilmek üzere. Irak Kürdistan Bölgesi`nde İsrail ve İran`ın desteklediği siyasi aktörler güçlenmeye başladı. 

Abdullah Öcalan`a Erdoğan`ı güçlendirecek ilişkilerden kaçınması yönünde tehditler gönderildi. Hemen ardından da sorgu kasetleri piyasa sürüldü, hakkında peş peşe yazı dizileri patlatıldı. Sonunda Öcalan`a karşı Kandil ve HDP`de Demirtaş`ın hâkim olduğu klik desteklenerek güçlendirildi. 

Şimdi geriye dönüp baktığımda daha iyi anlıyorum; kulislerde Apo`nun nedense hep Demirtaş`tan çekindiği, korktuğu söylentileri dolaşıyordu. Öcalan`ın liderlik serüvenini az çok izleyen biri olarak bunun saçma olduğunu düşünüyordum. Aslında Öcalan devletin göremediğini görüyordu; Apo, Demirtaş`tan değil, arkasındaki büyük ittifaktan çekiniyordu. Bu endişesi hiç yersiz değildi; zira Apo`yu İmralı`ya kapatan güç ile Demirtaş`ı destekleyen güç aynı. Medyadaki unsurları bile geçen sürede pek değişmedi, neredeyse bire bir aynı. 

Dünyanın, Türkiye`de İslamcıları güçlendirecek hiçbir siyasi ilişkiye tahammülü yok. Öcalan, bu kuralı ihlal edince liderliği tehlikeye girdi. Basında dün yer alan haberlere göre de Kandil`de, Öcalan`ın “Onursal başkan” ilan edilerek yetkilerinde kısıtlanmaya gidilmesi için lobi çalışmaları hız kazanmış. Öcalan, hâlâ “KCK Genel Başkanı” resmi sıfatına sahip. Barzani`nin yetkileri nasıl kısıtlanmaya çalışılıyorsa, Öcalan için de benzer bir süreç işletiliyor. 

Hatırlanacak olursa Kandil`in “Kürdistan artık Erbil`den yönetilemez” yönündeki bir açıklamasına Mesud Barzani son derece sert bir tepki göstermişti. Hatta PKK`yı “Hain örgüt” ilan etmişti. Bana orantısız bir tepki gibi gelmişti ilk başta; ancak Barzani,  Kandil`in açıklamasında PKK`nın üstlendiği yeni ve tehlikeli misyonu fark etmişti. O tehdit dolu açıklama, Erbil ile sınırlı değil, aynı şekilde İmralı`yı da kapsıyor; “Kürdistan artık İmralı`dan yönetilemez!”

Sahi, KCK yöneticileri Kürdistan`ın nereden yönetilmesi gerektiğini düşünüyor?

Washinton mu, Paris mi, Berlin mi?

Yoksa yeniden dizayn edilmiş bir Ankara mı?

Hangisi?