Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Tel Abyad ve çevresi tartışılırken, Işid`in yine Kobani`ye bir saldırı gerçekleştirdiği yönünde haberler geldi.
Hayır, öyle ordu savaşı değil, bir sızma operasyonu şeklinde gerçekleşti saldırı.
Saldırıyı yapanların 70-80 civarında kişi olduğu, YPG kıyafeti giyerek kontrol noktalarını geçtikleri ve gece Kobani`de kaldıktan sonra sabaha doğru saldırı başlattıkları iddia ediliyor.
Bombalı araçlarla saldırılar yaptıktan sonra belirlenmiş hedefleri vurdukları ve sivillerle beraber çok sayıda YPG militanını da öldürdükleri söyleniyor.
Taraflar aşağı yukarı bu minvalde şeyler söylüyor.
Ama Kobani`de hastaneye yönelik gerçekleştirilen “rehine kurtarma operasyonu” nedense çok dikkati çekmiyor. O operasyonda YPG güçleri, 5-10 IŞİD militanını etkisiz hale getirmek için hastaneyi havaya uçurdu ve iddialara göre 19 doktor, 28 hemşire ve yüzden fazla hasta hayatını kaybetti.
“Böyle şey olur mu?” diyorsunuz, haklısınız, çünkü yaşananların dehşete düşüren bir “kurtarma operasyonu” olduğu konusunda sizinle hemfikirim.
Tabii dünyada bunun benzerleri de yok değil.
Mesela size tarihe geçen bir kurtarma operasyonundan söz edeyim.
Operasyon Mısırlı Görev Kuvveti 777 tarafından gerçekleşti. Bu, uçak kaçırma tarihinde en kanlı operasyondu.
24 Kasım 1985`de Mısır`a ait 737 uçağı Atina-Kahire seferini yaparken kaçırıldı. 3 hava korsanı uçağı Malta`ya yönlendirdi.
Malta Hükümeti uçağa iniş izni vermeyerek pist ışıklarını kapattı. Buna rağmen yakıtı bitme noktasındaki uçağı, pilot gece olmasına rağmen büyük başarıyla indirdi.
Kaçırmadan hemen sonra Mısırlı özel komando timi Malta`ya geldi. Sabah 08.30`da başlayan operasyonda komandolar uçağa alt bölmeden girdiler ve duman bombası atarak ateş açtılar.
Yolcuların ifadelerine göre komandolar bilinçsizce etrafa mermi yağdırıyorlardı. Rehinelerin bir kısmı kurtarıldı; ama operasyonda çoğu yolcu 57 kişi hayatını kaybetti. Tabii üç korsan da öldürülmüştü.
Tabii Kobani`deki kurtarma operasyonunda kimse kurtulmadığı için uçak operasyonuna benzemiyor.
Kobani`deki hastane operasyonu Moskova`daki tiyatro baskınına benziyor.
2002`de Çeçen eylemciler Moskova`da bir tiyatro binasını bastılar.
Eylemciler 41 kişi idi ve bazı taleplerini dile getirdiler. Ellerinde çok sayıda rehine vardı ve bundan dolayı Rus hükümetinin operasyona girişemeyeceğini düşünmüşlerdi.
Ama yanıldılar.
Rus güvenlik birimleri önce rehinelerin de bulunduğu alana zehirli fentanil gazı attı. Ardından askeri operasyon başlattı.
Operasyonun sonucunda 41 eylemci ile beraber 119 rehine öldü. Ölenlerin hemen hemen tümünün Rus güvenlik kuvvetlerinin silahlarından çıkan kurşunlarla öldükleri çok sonradan ortaya çıkacaktı.
Kobani`de ise her şey aleni idi.
Hastane`nin etrafına bombalar yerleştirilmiş ve patlatılmıştı ki, patlama Suruç`ta bile fark edilmişti.
IŞİD`in katliamlarını sık sık dile getiren kesimden hiç kimse bundan söz etmedi. Öyle ya zaman PYD`nin yıpratılması zamanı değildi. O yüzden PKK oldukça rahat. İşlenen vahşeti dile getirenler hemen IŞİD`çi olmakla itham ediliyor.
PKK, normal prosedürü uygulayacak, işin içinden sıyrılacak ve hatta bir süre sonra orada hayatını kaybedenleri “Vatan şehidi” bile ilan edebilecek.
PKK bunu daha önce defalarca yaptı ve işi çok iyi biliyor.