Cennet ya da Cehennem; Bütün Mesele Bu İşte!

Yeryüzünde, İslam kadar garip bir din ve Mümin kadar, düşman sahibi bir topluluk yoktur. İslam'a bağlı Müminlerin, Şeytan, düşmanıdır. Nefis, Şeytanın kuklasıdır. İnsan, nefsin tutsağıdır. Müminlerin, bunlara karşı inancı, kalkandır. Kur'an, Şeytan'ın düşmanıdır. Oruç, nefsin kırbacıdır. Namaz, insanın pusulasıdır. İslam'a bağlı Müminlerin, Allah, dostudur; Hz. Muhammed, rehberidir; İman, silahıdır; güzel ahlak, huyudur; zikir, süsüdür; Allah rızası, hedefidir; sevap, emeğidir; Cennet, gidecek yerleridir.
İşin içine dünya girerse, Mümin o dünyayı Ahiret karşılığında satar. Çıkar ve menfaat söz konusu olunca, hak yemeyi aklından çıkarır. Dünyasının aydınlık olması, nurunun kendi etrafını aydınlatmasından kaynaklanır.
Cahili bir din ve ideolojiye ve mensuplarına baktığımızda ise; aklımıza gelen tek şey karanlık ve bataklıktır. Bu karanlıkta gezenlerin ve bataklığa batanların, dostu şeytanlarıdır; ortağı nefisleridir; aklı, mideleridir. Onların kibir, huylarıdır; riya, süsleridir; günah, hedefleridir. Cehennem, gidecek yerleridir.
İşin içinde, dünya hırsı, mal ve makam olunca; dostu olur düşman; düşmanı olur dost. Çıkar ve menfaat söz konusu olursa; dostunun postunu söker; düşmanına kürk diye giydirir. Kendi dünyası o kadar karanlıktır ki, bastığı yeri göremez. Düşmesi an meselesidir ve bu düşme korkusu onu ruhen bitirir.
Bir tarafta İslam, bir taraf ta da dünyanın bütün sistem ve ideolojileri ve tek kurtuluş yolu vardır. Yeryüzünde meydana gelen bütün kötülükler, bu iki tarafın mücadelesinden ibarettir ve tarih buna şahittir.

Muhammed Sıddık Bilge / Diyarbakır (Bağlar) - Yaş: 23