Bu Çarşaf Ayağınıza Dolanır

Cemal Sadık - Nasıl desem, ne söylesem bilmem ki! Küpün içinde ne varsa dışarı o sızarmış ya, işte son zamanlarda yaşanan bundan başka bir şey değil. İslam düşmanlığıyla malul malum zevat, umumen seferber olup İslam`ın şiarı olan tesettüre ve tesettürün de en esaslısı olan çarşafa diş bilemiş. Hanımlıktan ve beylikten nasipsiz olan bu İblis avanelerine, hanımlar ve beyler diye hitap etmeyi zül addettiğim için zihnimdeki lügat yapraklarını karıştırıyor ve münasip bir hitap bulayım diyorum önce. Olmuyor, kesmiyor hiçbiri. İyisi mi kokteyl olsun diyor ve üçünü beşini bir ederek Allah ne verdiyse sesleneyim derken bu coğrafyanın, sahip olduğunuz zihniyetle belki de en büyük savaşını vermiş bir büyük zatın mütebessim çehresi beliriyor karşımda ve sanki kulağıma fısıldıyor adınızı.

Ey ahmakul humakadan tahammuk etmiş sarhoş ahmaklar! Evet, işte ondan. Anlamadınız biliyorum ama anlıyor olsaydınız zaten bu söz yerini bulmazdı. Biraz daha anlayacağınız dilden konuşayım. Kendinize gelin ve vazgeçin iffetin sembolü olan çarşafa dil uzatmaktan. Nasıl bir hesap içerisindeyseniz bilin ki bu hesabınız ters teper. Kimler fısıldıyorsa kulağınıza bilin ki hayrınıza fısıldamıyor. Ya da ikisi de değil de ahmaklıktansa yaptığınız bilin ki bu kadarı yetişir. Lakin topu birdense yaptığınıza sebep, işte bu yaraya merhem zor bulunur. Eyvahlar olsun benim milletime derim o vakit. Bu ne habis bir urdur ki bedene bulaşıp musallat olmuş böyle.

Bu cerahata bulunur mu bilmem ki em
Hani, Meryemler Aişeler saklar ya sinem
Rücû etsen özüne, ey ahfâd-ı İshak
Benim güzel milletim kine em kine em

Siz, ey ahmakul humakadan tahammuk etmiş sarhoş ahmaklar? Bilesiniz ki bu dilinize doladığınız çarşaf, gün gelir ayağınıza dolanır. Siz öyle pozlar çekinedurun çarşafa alaylı alaylı bakıp; tövbesiz, alayınız sürülecek nâra demedi demeyesiniz. Göreceksiniz, siz saldırdıkça daha çok sarılacak çarşafa bu millet, gözünüze sokacak çarşafı kininizden geberin diye. Siz de bilirsiniz serhıldanlarınızdan, baş eğdirmeye çalıştıkça baş kaldırmak nedir, öldükçe dirilmek nedir iyi bilirsiniz. Gerçi siz bu dersi de bu milletten aldınız ama hafıza-i beşer nisyan ile maluldür lakin sizler pek çabuk unutuyorsunuz. Nisyanın böylesi, asi eder kulu yaradana ki, çoktan çekilmiş kılıçlarınız kınından baksanıza.

Bu millet neler gördü neler. Ne fırtınalar koptu ne kasırgalar, hepsi dindi. Ne dalgalar gördü ne seller hepsi çekildi. Gök suyunu çekti, yer suyunu yuttu; artlarından kimse ağlamadı ve her şey aslına rücû etti. Sizin arşı titreten bu isyanınız bir dokunsun bu imanlı milletin pas tutmuş bam teline, işte o zaman seyreyleyin siz gümbürtüyü. 

Ama siz var ya siz, ne anasının gözüsünüz bilirim ben. Yakında bu çarşafı da çıkarlarınıza alet ederseniz hiç şaşırmam biliyor musunuz? Kemalist zihniyetin çarşaf açılımlarına tanıktır yakın tarih. Önce saldırdılar sizin gibi, olmadı. Alay ettiler olmadı, yasak ettiler olmadı. En son üye ettiler o da olmadı. Sinsiler sizden bir adım önde, geride kaldınız, olmaz böyle. Tutmayınca gerçek yüzünüz, orak çekici indirip bayrağınızdan, taktınız ya maskeyi hani, yine tekerrür edecek icraatınız. Karşı olduğunuz ne varsa sahiplenerek kullandınız ya hani, korkarım öyle olacak yine. İslam kongresi dediniz, barış dediniz demokrasi dediniz… Yakında çarşaf da bizim dersiniz olur biter. Hani diyorum, önünüzde böyle bir ihtimal varken şansınızı zorlamayıp daha fazla haddi aşmasanız.

Vazgeçmek hayrınıza olur her iki cihanda. İman etmezseniz bari hakaret etmeyin, mücadele etmeyin ki iki dünyada ateşiniz harlanmasın daha fazla. Hiç ibret almaz mısınız siz öncekilerden? Adlarının farklı oluşuna bakmayın siz, icraatlarınız bir hep, NE KADAR DA AZ DÜŞÜNÜYORSUNUZ BÖYLE?