ORADAN ÖYLE Mİ GÖRÜNÜYOR?

Ekleme: 23.01.2015 11:34:00 / Güncelleme: 23.01.2015 11:34:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Hüseyin Kaya Doruhaber/Haber Yorum

Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cizre olaylarını değerlendirirken sık sık gel-gitler yaşıyor.

Olayların ilk günlerinde “Birileri Kandil`e nanik yapıyor” diyerek sokağa salınan çeteleri eleştirdi; ama taşı nereye attığı tam olarak belli olmadı. Ardından Kandil, meselenin “nanik” olmadığını, çeteleri sokağa salanın kendileri olduğunu çok net olarak belirtti.

Akdoğan bu kez “provokasyon” söylemine sarıldı.

Devreye yeniden Öcalan sokuldu ve Hatip Dicle, Cizre`ye gönderilerek “sakin olun” mesajı verildi.

Ama çetelerin sakin olmaya niyeti yoktu. Nitekim H. Dicle, Cizre`deyken bir çocuk öldürüldü.

Paraleldi, dikeydi tartışmaları arasında başka bir şey keşfetti Y. Akdoğan: Bu işte HDP`nin parmağı olabilirdi. Parmağı yoksa bile en azından durdurma yönünde hiçbir irade ortaya koymuyordu.

Yine mesajını verdi Akdoğan.

“HDP, Cizre`deki olaylara müdahale etmeli!”

Şimdi siz kalkıp “Zaten HDP Cizre`deki olaylara müdahale ediyor” diyeceksiniz; ama Akdoğan sizin gibi düşünmüyor.

Faysal Sarıyıldız`ın olayların tam göbeğinde olduğunu, provokasyonları son derece maharetli bir şekilde idare ettiğini göremiyor.

Ya da Akdoğan`ın baktığı yerden her şey farklı görünüyor.

Görüntüler kimi eleklerden geçiyor, süzülüyor ve “useable” hale geliyor.

Ya da bazılarının iddia ettiği gibi aslında hükümet “de facto” duruma kendini alıştırmış; ama bunun ilan edilmesinin erkene alınmasına kızıyor.

Ne diyelim, Ankara`dan öyle görünüyor.

Belki de bazıları öyle görünmesini istiyor. Mesela akademik ünvanlı ve ekranın değişmez yüzlerinden olan bazıları.

Ankara`nın aralıklarla kullandığı gözleri…

H. Yayman mesela.

Bakın “rapor”unun gazeteye yansıyan kısımlarında ne diyor:

“Ekim olaylarıyla Hizbullah yeniden sahneye çıktı. O da kendisini PKK`lı olmayan dindar Kürtlerin öz savunma gücü olarak konumlandırıyor. Yasal uzantısı HÜDA PAR`la Cizre üzerinden çözüm masasına oturmak istiyor. PKK ile aktörlük mücadelesi veriyor.”

9 saat silahlı saldırı altında olacaksınız, devletluları olayı izlemekle yetinecekler ve en sonunda saldırganlarla aynı başlık altında değerlendirileceksiniz.

Peh, peh, peh!

Ve hükümet, bu bozuk ve kırılma açılarıyla oynanmış gözlüklerle baktığı müddetçe hep yanlış görecek.

Şimdi siz “Bunların hepsi tamam da bu yabancı kelimeleri neden kullandın?” diyeceksiniz.

Bu kadar “ecnebi” bölgenin tarihi ve turistik yerlerine ziyarette bulunurken onlara birkaç kelimeyle de olsa yardımcı olalım, dedik.

İşin kötüsü hiç Almancam yok!