İslam`a hizmetin adı: MOLLA SADREDDİN YÜKSEL

Ekleme: 29.12.2014 10:53:00 / Güncelleme: 29.12.2014 10:53:00 / Kim Kimdir?
Destek için 

Doğruhaber / Haber Merkezi

Âlimler bıraktıkları eserler ile bilinir ve değerlendirilirler. Mevlana, Mesnevi`siyle; Molla Cezeri, Divan`ıyla; Bediüzzaman, Risaleleri ile anılırlar. Molla Sadreddin Yüksel hocamız ise hem eserleri ile hem de İslami davaya kurban verdiği evladı ve tevhidi bilince hizmet eden ailesiyle yâd ediliyor.

SIKINTILARLA DOLU BİR HAYAT

Konya`nın Sarayönü ilçesinde dünyaya gelen Molla Sadreddin Yüksel, Aslen Bitlis`in Adilcevaz İlçesi`nin Koçeri köyündendir. Yukarıdaki başlıkta belirttiğimiz sıkıntılar aslında daha hocamız dünyaya gelmeden önce başlamış. Çünkü dedesi Ali Ağa Kafkas cephesinde şehid olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı esnasında Doğu Anadolu Bölgesi, Rus ve Ermenilerin saldırısına uğrayınca babası Tahir Efendi, Konya`nın Sarayönü kasabasına göç etmek zorunda kalmıştır. Burada 1919 yılında Sadreddin dünyaya gelmiş. İsmini ünlü sufi Muhyiddin-i Arabî`nin üvey oğlu Sadreddin Konevi`nden almış. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Rus ve Ermeniler çekilince aile, Koçeri köyüne geri döner. Sadreddin Yüksel yedi yaşında babasını kaybeder. Ailenin hicreti sonucu gidiş-gelişi ve sonradan baba Tahir Efendi`nin kaybedilmesi Sadreddin`i yalnızlığa iter. On yaşındaki Sadreddin artık okumaya başlayacaktır. İlk etapta Muş`un Bulanık ilçesine bağlı Hırkaşin köyüne gider. Burada Molla Zübeyr`den ders aldıktan bir süre sonra Norşin`e gider. Burada da bir yıl gibi bir süre kalır ve Ohin köyüne geçer.

MİLLİ ŞEF`İN  BASKILARINA ALDIRMADAN TALEBE YETİŞTİRDİ

1945 yılında Bediüzzaman ile tanışır. Kendisiyle mektuplaşır. 1972 yılında evinde Risale-i Nur bulundurduğu için takibata uğrar. Uzun süre Şeyh Mazhar ve Molla Muhiddin`den ders alır. Sonra Norşin`de ders vermeye başlar. 1951 yılında Şeyh Masum`un kızı ile evlenir. Milli Şef(İsmet İnönü) döneminde İslam`a çok şiddetli baskılar uygulanır. Müslümanlar ağır imtihanlardan geçerler. Buna rağmen Molla Sadreddin, talebe yetiştirmekten vazgeçmez. 1958 yılında Türkiye geneli yapılan müftülük sınavını birincilikle kazanır. Siirt`in Baykan ilçesine müftü olarak atanır. Fakat bu resmi görevi yapmak istemez ve istifa ederek tekrar ilim yuvalarına döner.

İSLAM DAVASINA SAHİP BİR AİLE

Kişiler bu dünyada bıraktıkları eserler ile değerlendirilir ve değer görürler. Sadreddin Yüksel Hocamız, bıraktığı pek çok eserle insanları imanın hakikatlerine çağırmış birisidir. Ayrıca yetiştirdiği talebeler ile de bu hizmetin devamını temin etmiştir. Bir de çocuklarını çok iyi yetiştirir. Oğlu Metin Yüksel`i İslam yolunda şehit veren Molla Sadreddin Hocanın kızı Süreyya da, ömrünü İslam`a vakfeder ve arkasından nice talebeler bırakır.

ONUN DERDİ    DÜNYA DEĞİL AHRET İDİ

Sadreddin Hoca usul, kelam, siyer, fıkıh, sarf ve nahiv derslerinde üstad olarak anılırdı. Ayrıca şiire de önem verir ve Gülistan, Molla Camii Divanı, İbn-i Farız Divanı, Hafız Divanı, Halid-i Bağdadi Divanı gibi eserleri okuturdu. Çağdaş âlimlerden de istifade eden merhum hocamız özellikle Hasan el-Benna ve Seyyid Kutub`un eserlerini okur ve ders verirdi. Üstad Bediüzzaman`ın İşaratü`l-İcaz adlı eserini yayına hazırlamış ve Arapça takriz yazmıştı.

Türkiye`deki aykırı düşüncelere karşı reddiyeler yazıp onlara karşı ilmi makaleler kaleme aldı. Dört mezhebe de vakıftı ve fetvalarını bunlara dayandırdı. Şunu çok açık şekilde diyebiliriz ki onun derdi dünya değil, ahiret idi. Molla Sadreddin Yüksel, derslerini genellikle Nakşî üstatlardan aldı.

Dolayısıyla kendisinin yetiştiği medreseler aynı zamanda birer Nakşibendî tekkesiydi.

SİSTEM İLE PROBLEMLİYDİ

Sadreddin Hocamız sistemle barışık değildi. Belki de bu nedenle tam olarak tanınmadı. Basın kendisine layıkıyla ilgi göstermedi. Sadreddin Hoca, Şeriatın uygulanması düşüncesindeydi. Bu nedenle sistemle ters düşüyordu. İslami düzenin hayatın her safhasına hâkim olması gerektiğine inanıyor ve bu uğurda çalışıyordu.

METİN`İN ŞEHİT OLDUĞU  YERDEN UĞURLANDI

Bütün ömrünü İslam`a adayan bu ilim deryası hocamız, 84 yaşında 25 Aralık 2004 yılında aramızdan ayrıldı. Sadreddin Yüksel, 26 Aralık 2004 oğlu Metin Yüksel`in şehit olduğu Fatih Camii`nde, cami avlusunu dolduran on binlerce sevenin cenaze namazını kıldırmasının ardından ebediyete uğurlandı.

Allah cümle müminleri şefaatinden eksik etmesin! Allah rahmet eylesin.