Gülen Grubu Hizbullah Cemaati`ni de Mağdur Etti

14 Aralıkta Paralel yapı diye adlandırılan operasyonların gerekçesi olarak Gülen Grubunun Tahşiye Grubuna yönelik hukuksuz operasyonu gösterildi. Operasyonunun yapılmasının ardından mağdur olan kesimler seslerini yükseltmeye başladı. Tehdit, şantaj ve hukuksuz operasyonlara maruz kalan kesimler Gülen Grubunun yaptıklarını, yapılan operasyondan sonra tek tek anlatmaya başladı.

Ekleme: 18.12.2014 11:53:00 / Güncelleme: 18.12.2014 11:53:00 / Güncel
Destek için 

DOĞRUHABER / ÖZEL - Gülen Grubunun mağdur ettiği kesimler arasında Hizbullah Cemaati de bulunuyor. Yaşanan mağduriyeti birinci ağızdan Hizbullah Cemaati Rehberi Edip Gümüş açıkladı.

Mart ayı içerisinde Hizbullah`ın resmi internet sitesi olan hüseynisevda.biz sitesinde bir röportajı yayınlanan Gümüş, Gülen Grubuyla ilgili sorulan sorulara çarpıca cevaplar veriyor.

Gülen grubu tarafından ciddi bir şekilde mağdur edildiklerini belirten Gümüş, bu mağduriyeti şu cümlelerle açıklıyor: “Gerek Emniyet teşkilatlarındaki gerekse yargıdaki adamlarının hukuksuz tutum ve davranışlarından dolayı yüzlerce Müslüman ceza almış, birçoğu da yurt dışına hicret etmek zorunda bırakılmıştır.”

Gümüş`ün yaptığı bu açıklama Gülen Gurubu mağdurları içerisinde yükselen ilk yüksek ses olma özelliği de taşıyor.

12 Mart`ta basın kuruluşlarına gönderilen röportajın Gülen Grubuyla ilgili bölümünü olduğu gibi paylaşıyoruz.

EDİP GÜMÜŞ`LE YAPILAN ROPÖRTAJIN İLGİLİ KISMI

Fethullah hoca grubunun özellikle Emniyet teşkilatı ve Adliyedeki örgütlenmesi bir anda Türkiye`nin gündemini işgal etti. Bu böyle nereye kadar gidecek, bu konuda neler söylemek istersiniz?

Bismillahirrahmanirrahim
Biz bunun böyle olacağını öngörüyorduk. Yıllar öncesinden; bunların, başbakanın açıklarını yakalayamasalar bile, çevresi ve özellikle de çocukları ile ilgili mutlaka bir şeyleri yakalamak için ve onlara lazım olacağı zaman kullanmak üzere peşlerinde olacakları kanaatinde idik. Bu yapılanma, ekonomiden siyasete, eğitimden hukuka birçok alanda darbe vurmaya ve hükümeti yıpratmaya çalışıyor. Konuşulan yurtdışı bağlantılarının yanında, ülkedeki holdingler ve farklı siyasi çevrelerle ilişkiler ağı ve elde ettikleri imkânlarla yıllardır ülke gündemini istedikleri gibi evirip çevirerek muhalif gördükleri kesimleri tasfiye etmeye çalıştılar. Her fırsatta muhalif gördükleri kesimlere karşı kamuoyunda çirkin imaj oluşturmaya çalışmaları, emellerine ulaşmak için Müslümanlara düşmanlığı kendine meslek edinmiş kesimlerle işbirliği içine girmeleri ve daha çok kaos oluşturmak için PKK içindeki derin yapılar vasıtasıyla Hizbullah ile PKK arasında çatışma çıkarmayı bile gündemlerine almaları endişe vericidir. Rabbim Müslümanları her türlü fitneden korusun.

Fethullah hoca veya çevresiyle herhangi bir ilişkiniz oldu mu?
Fethullah hoca ve çevresiyle yakın ilişkimiz olmadı. Zira gerek ülke içinde gerekse ülke dışında kendileri dışındaki İslami yapı ve oluşumlara bakışlarını; devlete, rejime, islam ülkelerini işgal eden emperyalistlere, Siyonistlere, İslam ve Müslümanlara bilerek düşmanlık yapan bazı aydınlara bakışlarını ve onlarla ilişkilerini hiçbir zaman tasvip etmedik. Buna rağmen tabanlarında samimi insanların olduğuna inanıyoruz. 90`lı yıllarda etkin olduğumuz yerlerde onlara yakın duran Müslümanları kendi imkânlarımız dâhilinde korumaya çalıştık, İslamı yaşama konusunda yardımcı olduk.

Fethullah hoca çevresinin aleyhinizde girişim ve faaliyetleri oldu mu?
Bu kesim, şu anda üzerine gittiği AKP`den, İslami oluşum ve yapılardan hatta Ergenekonculardan önce bizim üzerimize geldi. Bize ve bizim üzerimizden İslami hassasiyeti olan Müslüman kardeşlerimize iftiralar attılar. Şu anda başbakan başta olmak üzere birçok kesimin kendilerinden şikâyetçi oldukları; hayali ihbarlar, telefon dinlemeler, cd`ler, birlikte çalıştıkları itirafçılar, polis–yargı işbirliği gibi faaliyetleriyle Hizbullahi Müslümanlar üzerinde uyguladılar. Gerek Emniyet teşkilatlarındaki gerekse yargıdaki adamlarının hukuksuz tutum ve davranışlarından dolayı yüzlerce Müslüman ceza almış, birçoğu da yurt dışına hicret etmek zorunda bırakılmıştır.

Fethullah hoca çevresinin aleyhinizdeki bu hukuksuz tutum ve davranışları karşısında hiçbir girişiminiz olmadı mı?
Bir önceki röportajımda da belirttiğim üzere, onlara karşı İslami sorumluluklarımızı yerine getirmek için alt düzeyden tutun da en üst düzey yetkililerine kadar mesaj gönderdik. Mesajlarımızın Fethullah hocaya ulaştığını aracılardan öğrendiğimiz gibi, tabanlarından arkadaşlarımızla bir şekilde tanışan mensuplarından sızan bilgilerden de biliyoruz. Buna rağmen tavırlarında bir değişiklik olmadığı gibi Fethullah hocaya verdikleri raporlarında bizi; “potansiyel tehlike” olarak gördüklerini öğrendik.

Yine Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Konya, Adıyaman, İstanbul ve diğer pek çok yerde İslami derneklere yönelik yapılan operasyonlar sırasında savunma avukatları polis yetkililerine; “Bunlardan ne istiyorsunuz? Bunların yaptıkları hizmetler hayırlı işlerdir. Halka hizmet ediyorlar, Müslümanlar da bunlardan istifade ediyor. Bu Müslümanlara karşı yaptıklarınız doğru değildir” dediklerinde; “bunlar potansiyel tehlikedirler” cevabını almışlardır. Aynı ifadelerin Fethullah hocaya yazılan Hizbullah raporunda da geçtiği göz önünde bulundurulduğunda görülen o ki, ya bu raporu hazırlayanlar aynı polislerdir veya onların emrinde çalışan bazı yetkililerdir.

Hasılı, bu yapının içinde samimi insanlar vardır. Ancak aralarında İslam ve Müslümanlara karşı samimi olmayan insanlar da fazladır. Bu gerçek birçok açıdan kendini göstermiş durumdadır. Rabbim, bu yapının içinde samimi duygularından dolayı yer alan insanları korusun. Yine Rabbim, tüm Müslümanları, bu yapının içinde düşünce ve pratikleriyle Müslümanlara zararlı konumda olan insanların şerrinden muhafaza etsin. Bilmeden yanlış yapanlara da Rabbim hakkı hak olarak göstersin.

Kaynak: Doğruhaber