Yapıcıoğlu`ndan `Osmanlıca` Açıklaması

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Osmanlıca dersinin zorunlu olmasına karşı çıkanların Dil`e değil alfabeye karşı çıktıklarına dikkat çekerek, dönemin başkanı İsmet Önünü`nün ‘Harf Devrimi` ile neyi amaçladıklarıyla ilgili yaptığı açıklamayı paylaştı.

Ekleme: 10.12.2014 08:26:00 / Güncelleme: 10.12.2014 08:26:00 / Güncel
Destek için 

19. Milli Eğitim Şurası'nda, anadolu imam hatip liselerinde zorunlu olarak "Osmanlı Türkçesi" okutulmasına yönelik alınan tavsiye kararına ilişkin tartışmalar gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Konunun uzmanları son yüzyılda 'Harf Devrimi' yapan iki devletten birinin Türkiye diğerinin İsrail olduğunu belirterek, İsrail'in Latin alfabesini İbranice ile değiştirdiğini, Türkiye'nin ise Arab-İslam alfabesini Latin alfabesi ile değiştirdiğine dikkat çekiyor.

İsrail'in İbraniceye geçmesinin sebebini hem Yahudi kültürünü korumak hem de geçmişlerine bağlı kalmak olarak açıklayan Uzmanlar, Türkiye'nin ‘Harf Devrimi` yapmaktaki amacının toplumu geçmişinden ve İslam dünyası ile olan bağından koparıp Batı bağımlısı bir ülke haline getirmek olduğunun altını çiziyor.

"Mesele Dil Değil Alfabe"

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu da, yukarıda dile getirilen görüşlere destek niteliğinde bir açıklama yaparak,  "Osmanlıcaya karşı çıkanlar niçin karşı çıktıklarını iyi biliyorlar. Mesele dil değil alfabe. Harf devrimine sahip çıkmak" olduğunu ifade etti.

Açıklamasında, dönemin Başbakanı İsmet İnönü'nün harf devrimiyle neyi amaçladıklarını net olarak ortaya koyan sözlerini paylaşan Yapıcıoğlu, İnönü'nün şu açıklamasını aktardı:

"Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-Islam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.(…) Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. (…)  Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı. (Ismet Inönü, Hatıralar, cild 2,  sayfa 223.)"