ANKARA - Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, yaptığı açıklamada, tehlikeli kimyasal içeren ayakkabılara ilişkin tahlillerde, 15 numuneden 12'sinin uygunsuz çıktığını ve bu ürünlerin tamamının Çin malı olduğunu hatırlattı. Ancak numuneleri alan firma yetkililerinin söz konusu ayakkabıların "yerli malı" olduğu yönünde bir açıklama yaptığını kaydeden Canikli, "Bu bilgilendirme kesinlikle doğru değil" dedi.
Söz konusu numuneler alınırken görevlilerin bir tutanak düzenlediğini ve malın menşeinden tüm teknik özelliklerine kadar bütün bilgilerin bu tutanakta kayıt altına alındığını anlatan Canikli, "O numune alınırken arkadaşlarımız düzenledikleri tutanakta malın ithal olduğunu ve Çin menşeli olduğunu belirtiliyorlar. O tutanakta firma sahibinin de orijinal imzası var. Dolayısıyla bu numunelerin tamamının Çin malı olduğu, yerli malı olmadığı çok açık bir şekilde görülüyor. Dolayısıyla bu şekildeki bir yanıltma doğru bir bilgilendirme değil. Neden kamuoyuna böylesi gerçek dışı bir bilgilendirme yapıldı bilemiyorum. Doğru olmadığı kesin" diye konuştu.
Açıklamanın yerli üreticilere bir haksızlık olduğunu vurgulayan Canikli, sözlerine şöyle devam etti:
"Sanki yerli ürünler de zehirli ve sağlığa zararlı kimyasallar içeriyorlarmış gibi olumsuz bir durum oluşturma gayreti söz konusu. O nedenle bu bilginin mutlaka düzeltilmesi gerekiyor. Özellikle ithal gelen malları masum gösterme gibi bir çabanın da olduğu havası seziliyor. Bütün bunlar ortadayken 'Bu ithal değildir yerli malıdır' demenin açıkçası çok fazla bir anlamı yok."
Tüketicinin Korunması Mevzuatı çerçevesinde ilgili birimler tarafından sürekli olarak raflardaki şüpheli ya da şüpheli olduğu yönünde ihbarlarda bulunulan malların denetlendiğini belirten Canikli, "Şu an itibariyle bu rakam 800 bine ulaşmış durumda. 800 bin üründen alınan numuneler tahlile tabi tutulmuş ve uygunsuz olanlar toplatılmıştır. Uygunsuz olduğu belirlenen ayakkabı olabilir, oyuncak olabilir, emzik olabilir, kırtasiye ürünleri olabilir, aklınıza geliyorsa tüm bu ürünlerin piyasadan toplatılması için ilgili firmalara gerekli uyarılar yapılıyor. Gereğini yapmadıkları takdirde o işi biz yapıyoruz" dedi.
Denetlenen 800 bin üründen yaklaşık 60 bininin uygunsuz bulunduğu için toplatıldığının altını çizen Canikli, "Ancak tüketicilere satılmış olan uygunsuz ürünlerin toplatılması ya da karşılığının tüketiciye ödenmesi noktasında gerekli uyarı ve ikazları yapıyoruz" diye konuştu.
Piyasaya satılan ürünlerin geri çağrılması ve toplatılması konusunda ilgili firmaların yüksek tirajlı iki ulusal gazete ile iki televizyon kanalına ilan vermesi gerektiğini vurgulayan Bakan Canikli, şunları söyledi:
"Firmalar verecekleri gazete ve televizyonlara 'şu ürünümüzle ilgili toplatılma kararı alınmıştır, bu ürünü alanlar varsa biz onların paralarını iade edeceğiz' diye ilan vermeleri gerekiyor. Bu şekilde piyasaya sürülen ürünleri toplatarak imha etmeleri lazım. Özellikle duyurunun mümkün olan en geniş şekilde kamuoyuna aktarılmalı. Bu nedenle kanun yüksek tirajlı ulusal gazete ve televizyonlarda ilan edilme şartını koşuyor. Sadece bu işi laf olsun diye yerine getirmek amacıyla tirajı az olan gazetelerde bu ilan yayınlanırsa insanların bundan haberi olmaz. Firmalar bunu yapmadıkları takdirde ilanı bakanlık olarak biz vereceğiz ve parasını o firmadan tahsil edeceğiz."
Vatandaşlara da çağrıda da bulunan Bakan Canikli, sağlığa zararlı uygunsuz ürünler satın alan vatandaşların kendilerine en yakın Ticaret İl Müdürlüklerine getirilmesini isteyerek, "O ürünlerin hem parasını iade ettiriyoruz hem de o ürünleri imha ettiriyoruz. Masrafını da firmadan alıyoruz" dedi.
Yeni ürün ve markaların kamuoyuna ilan edilmesi
Canikli, söz konusu denetimlerde sağlığa zararlı ürün ve markaların kamuoyuna ilan edilmesi süreci hakkında da bilgi vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz bu şekilde ürün ve markaları kamuoyu ile paylaşmıyoruz. Yakalama ve tespitler olduğu zaman kamuoyuna açıklandığı an bu tür ürünleri satanlar tedbir alıyorlar. Ellerindeki bu tür ürünleri kaçırıp delillerin ortadan kaldırılması için çalışma yapıyorlar. Bunların çok ani ve gizli yapılması gerekiyor. Biz bütün soruşturma ve yargı süreçleri tamamlandıktan sonra kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ama bezen ayakkabı ve kaçak et olayında olduğu gibi kamuoyuna sızıyor. Nitekim bunlar bizim işimizi zorlaştırıyor. Biz tamamen yasadışılığın ortadan kaldırılması ve olayın bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması için tedbir almasına fırsat verilmeden üzerine gidilmesini istiyoruz. Onun için bu denetimlerin gizli yürütülmesi gerekiyor."