Barıiş Sürecinde Savaş Pozları

Ekleme: 22.08.2014 15:35:00 / Güncelleme: 22.08.2014 15:35:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber Yorum

Bir heykel ve onun sökülmesinin gerginliğe neden olduğu Lice’de sular durulmuyor.

Aslında uzun süredir birçok kimse “Lice’de neler oluyor?” sorusunu soruyor.

Yaklaşık bir ay süren yol kapatma eylemleri müdahale ile sonlandırıldı ama yeni eylemlerle gündemde kalmaya devam ediyor Lice.

“Çözüm sürecine zarar gelmesin” diye çırpınan Beşir Atalay’a sormak gerekir, yörenin idaresini tamamen PKK’ye devretmenin ne anlama geldiğini. Sanırım o da kanın durmasından, cenazelerin gelmediğinden söz edecek yine. Bu arada

PKK’nin faşizan politikalarıyla bölgeyi teksesliliğe, tek renkliliğe zorladığı konusunda diyecek bir şeyi var mıdır Atalay’ın, bilemiyorum.

Biz dönelim heykel meselesine…

Lice’de Mahsum Korkmaz’ın heykeli dikildi.

Barış sürecinde elinde keleş bulunan birinin heykelini dikmek savaş pozu vermektir ve PKK bundan çekinmiyor.

1984 yılında PKK’nin ilk eylemini yapan kişidir Mahsum Korkmaz. 1986 yılında şüpheli bir şekilde ölmüştür.

Öcalan, 1988’de M. Ali Birand’a verdiği söyleşide Korkmaz’ın Eruhlu Ferhat tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti. Oysa

Eruhlu Ferhat, Mahsum Korkmaz öldürüldükten sonra Öcalan’ın özel koruması olmuş, bir süre sonra- da bir yerde cesedi bulunmuştu.

Olayla ilgili Murat Dağdelen’in 2008 tarihli yazısından bir bölüm alıyorum buraya:

“Mahsum Korkmaz’ın ölümünün üzerine somutlaşan üç görüş var.

Öcalan’ın, Şemdin Sakık’ın ve Sarı Baran’ın olaya ilişkin görüşlerini irdelemek istiyorum. Öcalan’ın görüşünden başlayalım.

Öcalan, Mahsum Korkmaz’ı çeşitli dönemlerde, birilerine öldürtüyordu.

Mahsum Korkmaz’ı kimi zaman Şemdin Sakık, Şahin Baliç, Cemil Işık veya başkaları.

Öldürüyordu.

Kim tarafından öldürüldüğü, Öcalan’ın keyfine bağlıydı.

Eğer gündemde Şemdin Sakık varsa, o tasfiye edilmek isteniyorsa Mahsum Korkmaz’ı Şemdin öldürüyordu.

Şahin Baliç, Öcalan’ın günahlarının kefaretini ödemek için öldürülecekse, onun sabıka hanesine, Mahsum Korkmaz’ı öldürmek suçu ekleniyordu.

Ve diğerleri ile devam ediyordu

Yani ortada bir cinayet, cinayeti çeşitli zamanlarda işlemiş birçok ‘katil’ vardı.”

Ortada bir gariplik var öyle değil mi?

Önce adamı öldürteceksin, ardından onu kahraman ilan edecek, adına akademiler açacak, heykelini dikeceksin.

Bu psikolojiyi anlamak zor.

Ben yine de şöyle bir soru sorayım.

PKK ile Fenerbahçe arasında ne fark var?

Alakasız bir soru demeyin.

PKK, öldürdükten sonra elemanının adını akademiye verip heykelini dikiyor; Fenerbahçe ise adamının önce heykelini dikiyor sonra kovuyor.