Suizan

Zeytinburnu der’in düzenlediği piknik için; sabahleyin erkenden uyanmıştım. Güzelcesine abdestimi alıp; huşu içinde sabah Namazımı kıldık dan sonra yola koyulmuştum,
fatih saraç hane parkı, otobüs durağına vardığım da
(DURAKTA bekleyen şalvarlı cübbeli sarıklı) iki gençte, otobüsün gelmesini bekliyorlardı.
yanlarına yaklaşarak, selam verdim. Selamıma karşılık verildikten sonra;
Otobüsün kaçta geleceğini kendilerine Sordum. onlarda bilmediklerini buradaki esnaflardan öğrene biliriz diye esnafı işaret ettiler;
Bugün günler den Pazar günü olduğundan dolayı, otobüsün saat yedi den aşağı gelinmeyeceğini, buraya yakın tramvay durağı var; tramwaya binerseniz, daha erken gitme fırsatımız olduğunu bize söylediler.
Bu cübbeli iki genç İle, hasbıhal ede ede tranway durağına kadar beraber yürüdük.
cübbeliler den birinin gözleri şalvarı’ma takılmıştı ki; üstündeki o şalvar’mı diye sordu, bende evet diye cevap vermiştim,
siz her hangi bir camiaya mensup musun? diye sordu
bende evet dedim,
hangi camiaya bağlısınız...
bende; peygamber sevdalılara bağlı olduğumu söyledim.
Bana! Siz o camiayı iyi araştırın, demesinin üzerine “ELHAMDÜLİLLAH” bu Camianın hak olduğundan hiç şüphem yok!
ama senin bu kardeşlerini iyi araştırmanı bir Müslüman kardeşin olarak tavsiye edebilirim, diyerek tebessüm ettim kendilerine...
Durakta bekleyen; bir genç yavaş adımlarla, bize doğru yaklaşarak selam verdi;
Bir sıkıntısı olduğunu dile getiren genç; bilgi almak istiyordu..
Sıkıntısı ise; annesi diyer kardeşleri ile eşit muamele edilmemesiydi annesin’in Çocuğu üzerine hakki olduğu gibi; çocuğunda annesi üzerine hakki Var-mı diye öğrenmek istiyordu,
bu iki cubbeli bir türlü gereken cevabi veremeyişi beni derinden üzüyordu.
Bende konuşma arasına girmemek için, bu olayin sonucunu bekliyordum.
20 dk geçmesine rağmen bir neticeye varamamiş; gereken cevab verilmemisdi. Malesef
gence, yunelerek anne ve baba hakki ödenmez. Sana haksızlık etmişler’de olabilirler;
Senin yapacağın tek şey; gece yarıları kalkıp ve sabah namazların da huşu İle Rabimize ellerini açıp;annen için dua etmenizdir. Başkada bir çıkış yolu yok kardeşim.
Zeytinburnu mit-hat paşa durağında indikten sonra;
yol boyunca cübbeli sarıklı şahısla birlikte yürüyorduk.
Bu genç; cübbeli yol buyunca ‘‘Hizbullah cemaati hakkında durmadan atıp tutuşturuyordu,
Gence dönerek bişey sorabilir miyim? dedim
buyurun sorun dedi!
‘‘Hizbullah cemaatini ne kadar tanıyorsun?
Yada hiç gidip araştırdınız mı kendilerini?
Yada hiç bir ferdi ile konuştunuz mu?
Siz kimsiniz diye sorguladınız mı?
Genç; hayır dedi, peki dedim; hucuret suresi 6 ayetinde..
“Ey iman edenler, eğer size bir fasık bir haber getirirse onu iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz., Diye Rabbimiz bizlere haber vermiyor mu?”
“Amenna ve saddakna”
Rabbimiz’in dediği doğrudur. Lakin biz İranda ki Şiileri araştırmıyor-sak,’’Hizbullah’ı da araştırmaya gerek yok. dedi
Peki! dedim. Şiiler Türkiye dışında belki ulaşması zordur, ama bu camia kürdisdan Bölgesin de geçmişi camiler’den gelmedir; araştırmadan, tanımadan, bilmeden, haklarında bil bilgin yoksa bu mustazafları hangi hakla nasıl haklarında kötü düşüne biliyorsun, su’izanda bulunuyorsun kör bakıyorsun?
Kardeşim biz Müslümanlara yakışır-mı bu?
Mırıldanarak diyer cemaatlere bakış açın nasıl? diye soru sordu.
Bende her cemaat İslami esas alanlar bizim kardeşlerimizdir. Hepimizin hatası olabilir;
Gayri meşru insanı, namazlı niyazli ya tercih etmem hatadır. Senle buraya kadar kısa bir yolcuğumuz oldu, Cübben sarığın sakalına sövüpte; namazdan beğeberi sana üstün tutamam.
Biz büyüklerimizden, alimlerimizden, böyle gördük.Vahdeti Öğrendik.
Kardeşlerine ön yargıyla baktığınızdan ötürü; hizbu vahşet dediğinden dolayı kınıyor; suizandan vaz geçip; Hizbullah araştırmaya davet ediyorum! Helallik isteyip gençten ayrırdım...

İbrahim Akçiçek / Çermik – Yaş: 28