İyi Düşünmek ya da Tükürdüğünü Yalamak

Ekleme: 18.07.2014 18:25:00 / Güncelleme: 18.07.2014 18:25:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Bavé Hesen / Doğruhaber

3 gün önce HDP / BDP / DBP ve bilimum PKK menteşeli ne kadar güruh var ise katledilen Gazzeli Müslümanların kanıyla doldurulmuş kadehlerle iftar! edecekleri bir program ile Dağkapı Şeyh Said Meydanını kirletme çabası içerisine girdiler.
Bu yemeğin şeref (…) konuğu olacak malum zevat olan ABD Adana konsolusu John Espinoza ile dostluklarının pekişmesine vesile olacak böylesi bir yemeğin vuku bulmamış olması, ABD ve İsrail`den ziyade PKK menteşesi ile birbirine tutturulmuş oluşumları rahatsız etti.

O günden bu yana hemen her gün İslami STK`lara saldırarak, bu yerleri bombalayarak, bu derneklerin üye ve gönüllülerine saldırarak, Müslüman gördükleri herkese sataşarak, tehdit ederek, vs. vs. durumlarla Diyarbakır`ın Müslüman halkını hedefine koymakta, ortamı germekte ve provokasyonlarını olabildiğince artırmakta olan BDP/HDP/DBP vs. vs. son olarak Diyarbakır şehitlik semtinde dün akşam çok çirkin bir olayı sahneye koydular.

Dün akşam üye ve gönüllülerine yönelik bir iftar programı düzenleyen İHYA DER`e tamda iftar saatinde 2 adet ses bombası atıldı.

Takdiri ilahi cana bir şey gelmedi. Olan mala oldu. Camlar kırıldı. Kısa süreli bir arbede yaşandı.

Her gün gözleri önünde Gazze`de kardeşleri katledilen ve yaptıkları iftarları bile onların acılarıyla yoğurarak yutkunan bu Müslümanlara karşı girişilen bu saldırı elbette ki ve de haklı olarak dernek üye ve gönüllülerini kızdırmış, gazaplandırmış ve gayrete getirmiş... 


Ne olduysa bundan sonra oldu. Hem suçlu hem güçlü mantığıyla hareket eden Kürdistan`ın yeni tekçi zihniyeti ve bu zihniyetin temsilçileri yine sahnedeydi.

Sahnede yine malum şahıslar. Biri meydanı boş bulmuş ve Ankara dokunulmazlığının avantajlarını Amed sokaklarında yaşayabileceği vehmine kapılan çakma Kürd Aysel Tuğluk. Diğeri ise her ağzını açtığında, 90`lı yılları hatırlatan ve "artık 90`lı yıllarda değiliz." diyerek geçmişte olan bir yarasından dolayı gocunan Zübeyde Zümrüt.

Yaptıkları her eylemde, yüzlerindeki zillet duygusu bir kez daha ortaya çıkan ve zilleti en belirgin haliyle yaşamaya mahkum olan bu güruh, yaşadıkları tüm bu hezimete rağmen ne yapmak istiyor? anlamak mümkün değil…

Diyarbakır`a gelerek ortalığı bir birine katan Amerikan conisinden çok mu ağır bir fırça yediler de bunun acısını bir türlü üzerlerinden atamıyor ve bu kadar kin ve nefret ile İslami kurumlara saldırıyorlar.

Yalan üzerine bina ettikleri basın açıklamalarından tutun da, basınlarının basma kalıp haberlerine kadar yazdıkları yalanlara acaba kendileri de inanıyor mu?

Her fırsatta İsrail`in yerli işbirlikçiliğinden onur ve gurur duyduğunu dile getirmekten imtina etmeyen bu güruh, son yaptıkları basın açıklamalarıyla laf olsun torba dolsun misali İsrail üzerinden İŞİD`e saldırmaları ve IŞİD`i Diyarbakır`da yıllardır kendi çürük, kokuşmuş marksist, leninist, komünist zihniyetlerine karşı hak mücadelesi veren Müslüman Diyarbakır halkı ile entegre etmeye çalışmaları yine bu çirkef oyunun bir parçası olmaktan öteye gidemeyecektir.

Demokrasi ve Barış sözcüklerinin gölgesinde bölge halkına dayattıkları tekçi ve saldırgan zihniyetlerinin savaşın ve acıların temel sebebi olacağını ve bu savaşın kazananının olmayacağını artık iyi anlamaları gerektiği kanısındayım.

Zira başından beri sürekli maniple edilmeye çalışılan ve karşı karşıya getirilerek topluma yayılmaya çalışılan bu kirli senaryonun beyaz perdeye yansıması çok daha farklı olabilir. Bunu herkesin iyi düşünmesi lazım.