Hüseyin Kaya /Doğruhaber / Yorum
Hüriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni, pahalı şaraplardan kafayı kaldırıp dünyayı biraz net görmeye başladığında ciddi şeyler de yazmayı deniyor. Bazen felsefeye, bazen sosyolojiye hatta sanat ve sanat tarihi gibi konulara bile giriyor.
Şimdilerde ortamın toz dumanından etkilenip siyaset felsefesine soyunmuş. Şöyle diyor E. Özkök: “Siyasal İslam hem ideolojik hem de ahlaki alanda çöktü.”
İdeolojileri belli dönemlerde savrulmalar yaşayan ideoloji mensupları üzerinden değerlendirip kanaatlere varanlar için kullanılacak en basit tarifler “kafa konforunu bozmak istemeyen” ve “kolaycı” olabilir.
İsminin önünde “profesör” yazan birine daha farklı bir şey yazmamayım diye seçtim bu tanımları.
Teorisinin yanlışlığı üzerinde duralım biraz.
“Siyasal İslam’ın çöktüğü” tezini bundan bir süre önce kan içici Suriye Baas yönetimi ortaya atmıştı. Kan içicicilikte kardeş oldukları Mısır’ın cuntacıları darbe yapıp katliama başladıklarında “siyasal İslam çöktü” demişti Baas.
Baas’ın meselesi konuya sadece dönemsel bakması değil, ilkesel anlamda da İslam’ın siyasi yorumlarına olan düşmanlığıydı. Irkçı, sosyalist ve laik rejimlerce kontrol edilebilen “uyumlu” bir İslam istiyorlardı. Ve ne gariptir ki, bu talep ile Amerika, Rusya ve israil’le aynı çizgiye geliyorlardı.
Gelelim Özkök’ün tezine…
Şahıslar ya da grupların davranışları sistemlerin yorumlanmasında belirleyici etkense şunlara da bakalım.
Eski Amerikan Başkanı Bill Clinton, evli bir adam olmasına rağmen, ismi Beyaz Saray stajyerlerinden kadınlarla skandallara karıştı. Bu, Demokratların siyasal ve ahlaki anlamda çöküşü müdür? İtalya’da komünist blok karşısında duran önemli isimlerden Silvio Berluskoni ismi çok sayıda ahlak dışı işe karıştı. Keza Fransa’da da Sarkozy de aynı durumda idi. O ülkelerde “Hıristiyan Demokrat”ların çöktüğü söylenebilir mi? Yine Fransa’da “Sosyalist Hollande” ismi sosyal projelerden çok evlilik dışı ilişkiler ile kullanıldı ve magazin basınına malzeme oldu. Oldukça köklü bir geleneğe sahip olan Sosyalist hareket bu yüzden çöktü mü?
Ergenekon davası ile beraber ortaya çok kirli ilişkiler döküldü. Bu yüzden laik, seküler ve ulusalcı düşünce çöktü mü? Kasetler ve ahlak dışı işler MHP üst yönetiminde deprem etkisi yapmış ve yöneticilerinin çoğunun istifa etmesine neden olmuştu. Bu tipler yüzünden milliyetçi düşünce çöktü mü? BDP milletvekili ve yöneticileri Ramazan ayında ahlak dışı işlerde görüntülenince sosyalist Kürt felsefesi iflas mı etti?
Hiçbiri iflas etmedi öyle değil mi?
Kişileri değil, ilkeleri değerlendirmek gerekir Bay Özkök. Bu da sana bir ders olsun.