Gizli Suikastlar ve Tayyip Erdoğan

Ekleme: 12.03.2014 10:13:00 / Güncelleme: 12.03.2014 10:13:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

M.Müfit Yaray / Doğruhaber / Haber - Yorum

Tarih boyunca rakipleri veya düşmanlarıyla baş edemeyen korkak kurnazların en çok başvurduğu yöntemlerden birisi de hiç şüphesiz SUİKASTLERdir. Suikastların hepsi korkakça ve alçakçadır. Ancak bunlar içinde en alçakça ve korkakça olanları gizli suikastlardır. Çünkü açıkça yapılan suikastlarda, suikastı yapanlar “ben yaptım” diyebilme cesaretini gösterebiliyorken, gizli suikastın tertipçileri o kadar alçak ve korkaktırlar ki “ben yaptım” deme cesaretleri dahi yoktur. Hatta çoğu zaman olayın bir suikast olduğunun bile anlaşılmasını istemezler. Çünkü olayın suikast olduğu anlaşıldığında akla gelecek en önemli şüpheliler kendileridir ve bundan da ödleri kopar.

Ama bütün bu çirkinliğine rağmen gizli suikastler tarih boyunca hep olagelmiştir. Tarihte en çok görülen gizli suikast şekli yiyecek ve içeceklerine zehir karıştırmak suretiyle zehirleyerek öldürmektir. Bu yöntemin masrafsız ve kolay uygulanıyor olabilmesinin yanında kesin sonuç vermesi ve yapanların gizli kalması onu tarih boyunca bu işten medet umanların en çok başvurduğu yöntem haline getirmiştir. Bu tür suikastlar için karanlık güçlerin hedef kişiye yakın bir taşeron bulması yeterlidir. Bu taşeronlar çoğu zaman hedef kişiye en yakın kişiler, örneğin aşçısı, veziri, dava arkadaşları, memurları hatta yakın akrabaları, oğlu, kızı veya eşi olabilmektedir. Bu durum bu yöntemin ne kadar çirkin ve hainliklerle dolu olduğunu bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Günümüzde de bu yöntem sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Yakın tarihimizde hayatlarını kaybeden Turgut Özal ve Yasser Arafat’ın şüpheli ölüm şekilleri de yakın akrabaları ve sevenleri tarafından hep bu kategoride ele alındı haklı olarak. Örneğin Turgut Özal’ın eşi Semra Özal şöyle diyordu:
“Turgut Bey`in hayatında yemediği iki şey vardı: Biri kuru fasulye diğeri limonata. O gün Turgut Bey`e limonata içirmişler. Ertesi gün hayatını kaybetti. Ağzından beyaz köpük geliyordu…”

Yine 2004 yılının sonlarında Ramallah’da bulunan binalarda iki yılı aşkın bir süredir israil ordusu tarafından zorla tutulmakta olan Yasser Arafat aniden hastalandı ve komaya girdi. Kısa bir süre sonra 11 Kasım 2004’te 75 yaşında öldü. Gerçek ölüm sebebi tam olarak bilinmese de sevenleri hep zehirlenerek öldürüldüğünü söylediler.

Her iki liderin de ölümlerinde ciddi bir otopsi yapılmamıştı. Ancak vefatlarından yıllar sonra açılan kabirlerinden çıkarılan bedenlerine yapılan otopsilerde zehirlenmelere yol açacak ciddi miktarda zehirli maddelere rastlanmasına rağmen resmi makamlarca zehirlendikleri hiçbir zaman açıkça söylenmedi.

Günümüz de ise modern istihbarat servisleri gizli suikast işlerini tam bir "sanat!" haline getirerek muhtelif öldürme biçimleri keşfetmişlerdir. Başta KGB, CIA ve MOSAD olmak özere hemen hemen bütün Gizli İstihbarat kurumlarının bu gün gizli suikastlar için oluşturulmuş özel Üniteleri ve sırf bu alanda uzmanlaşmış elemanları var. Yine bu iş için bilim adamları, doktorları, kimyagerleri, eczacıları, toksikologları, mühendisleri ve bütün bunları bünyesinde barındıran "laboratuvar ortamları" mevcuttur. Ayrıca arkalarında güçlü devletler olan bu kurumlar hain araştırmaları için hiçbir masraftan da kaçınmıyorlar. Kafaları sinsice öldürmeye programlanmış bu adamlar aldıkları emirler doğrultusunda harekete geçerler ve hedefteki kişiyi yok edecek bin bir yol denerler. Bu gizli kurumlar günümüzde tabanca, tüfek, bomba, vb. klasik yollar yerine daha garantili ama daha sessiz yöntemleri tercih ederler.

Gizli Suikastlarda kullanılan yöntemler her ne kadar çoksa da aslında dikkatle incelendiğinde bunların hepsini iki ana başlık altında toplamak mümkündür.

A) Adi Vaka Görünümlü Suikastlar veya Kaza süsü verilmiş suikastlar;
Trafik kazaları, uçak ve helikopter düşmeleri, Kundaklamalar

B) Zehirlemeler

Zehirli Gıda ve içecekler, Zehirli Diş Macunları, Zehirli Kürdan, Zehirli Kitap, Zehirli Yüzük, Zehirli İskemle, Zehirli Ustura/Jilet, Baca / Soba / Şofben Zehirlenmesi, Egsoz zehirlenmesi, Zehirli Sigara / Puro, Zehirli Spreyler, Püskürtücü Düzenekler, Zehirli Mendil, Kalp Krizi geçirtici ilaçlar, Mikrop Kokteyli, Mikrodalga Sinyaller/Şualar, Radyoaktif Yüklemeler, İntihar Süsü Verme*

Ve daha aklımıza gelemeyen, deşifre olmayan daha nice yöntemler.

Resulullah efendimiz de çok bilinmemesine rağmen aslında gizli bir suikastın etkisiyle şehit olmuştur. Çünkü Hayber fethinden sonra Yahudi bir kadın onlara zehirli bir yemek yapmış, Resulullah efendimiz o yemekten bir lokma mübarek ağzına alıp biraz çiğnedikten sonra yutmadan çıkarmış ve “bu et bana zehirli olduğunu söylüyor” diyerek yemeğin yenilmesini yasaklamıştır. Ancak Resulullah’ın bunu söylemesinden önce yemekten yiyen bir sahabe hayatını kaybetti. Resulullah ise o lokmayı çiğnerken vücuduna karışan zehirin etkisini kalan ömrü boyunca çekti. Nihayet vefat edeceği hastalığına yakalanınca yanındakilere “ o Yahudi kadının bana yedirdiği yemekten dolayı adeta damarlarımın koptuğunu hissediyorum” diyerek vefatının esas sebebinin o zehirlenme olduğunu dile getirdi.

Yakın dönem Türkiye siyaset tarihi bu gözle incelendiğinde başta Turgut Özal, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci, Muhsin yazıcıoğlu ve Recep Yazıcıoğlu olmak üzere 40’a yakın ismin bu şekilde şüpheli ölümlerle gittiği görülecektir. Bu olayların hala aydınlatılmadığı da göz önünde bulundurulduğu zaman dış güçlerin Türkiye’de gizli Suikastlara ne kadar çok yer verdiği sanırım kolaylıkla anlaşılacaktır.

Doğrusunu söylemek gerekirse toplumun bir kesimi tarafından normal görünen birçok ölümün arkasında gizli birtakım mihrakların olduğu öngörüsü, hiçte yabana atılmayacak bir görüştür. Çünkü kaza, intihar, hastalık, vb görüntüsü verilmiş olan bu esrarengiz ölümler her zaman zihinlerde ciddi kuşkular ve birçok soru işaretleri bırakmıştır.

Son dönemlerde kanaatimce birçok kesimin ama özelikle de dış güçlerin başta İsrail ve Mossad’ın, Recep Tayyib Erdoğan’ı iktidardan düşürmek için her yöntemi denemelerine rağmen başarısız olduklarını görmeyen hiç kimse yok gibi.
Geriye ellerinde bir yöntem kaldı. En korkunç, alçakça ve korkakça bir yöntem olan “Gizli Suikastlar.” Çünkü onlar bu konuda açık bir suikasta teşebbüs edemeyecek kadar korkaklar. Bu nedenle ben Recep Tayyip Erdoğan’a gizli bir suikast yapılma ihtimalini çok kuvvetli görüyorum. Özelikle de paralel devlet yardımıyla Erdoğan’ın saf dışı bırakılma çabalarının başarısızlığa doğru gittiği bu dönemde.

Allah muhafaza her an Erdoğan’ın Uçağının düşmesi veya ani bir kalp krizi geçirmesi veya zehirlenmesi ihtimal dâhilindedir. Ofisine böcek yerleştirecek kadar yaklaşabilenlerin uçağına, uçağı düşürecek küçük bir alet veya herhangi bir yiyecek içecek veya eşyasına bir miktar zehir koyamayacaklarını düşünmemek çok iyimser bir yaklaşım olur. Ama tüm bu ihtimaller içinde en kuvvetlisi bir şekilde Erdoğan’ın uçağını düşürmektir. Çünkü bu yöntem arkasında hiçbir iz bırakmıyor ve kimse suçlanılamıyor. Tıpkı Muhsin Yazıcıoğluna yaptıkları gibi.

Umarım Tayyip Erdoğan ve çevresi bu ihtimallere karşı gereken önlemleri almışlardır ve biz bu senaryoların gerçekleştiğini hiçbir zaman görmeyiz.

Selam ve dua ile, Allah’a emanet olun.