M.Müfit Yaray / doğruhaber/haber-yorum
Bu tanıma baktığımızda ülkemizde Türk ve Kürt aşırı milliyetçilik anlayışına sahip olanlar bu kategoriye girmektedirler. Çünkü batıda faşist Türkler, Kürtlere yaşam hakkı tanımazken ( ki bunun son örneğini daha dün Fethiye’de gördük), doğuda ise bu gün PKK/BDP anlayışına sahip olanlar kendilerinden başka hiçbir Parti veya gurubun varlığına tahammül etmeksizin onları saf dışı bırakmak için her türlü baskı ve saldırıları âdete teşvik etmektedirler.
Aşağıda onların başka partilere yaptıkları faşist saldırılarla ilgili birkaç örnek vereceğim. Bunlar da her ne kadar onlar kabul etmeseler de faşizmin ta kendisidir.
Malum yerel seçimler hızla yaklaşmakta. Biz de son bir haftadır bölgede seçimin nabzını tutmak üzere Diyarbakır’dayız.
Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki bölgede siyaset yapmak gerçekten çok zor.
Çünkü bölgede birçok değişik yöntemle seçmenin iradesine ipotek konulmuş durumda. Seçmenin iradesine zorla baskıyla, korkutarak el konulan bir yerde veya fakirlik ve yokluktan bıkan seçmen iradesinin parayla satın alındığı bir yerde “temiz siyaset”i tercih etmek aynı zamanda kirli siyasetin içinde olanları endişelendiriyor, öfkelendiriyor, hırçınlaştırıyor, saldırganlaştırıyor. İşte HÜDA PAR, tam olarak şu anda bölgede bunları yapıyor.
Bu nedenle de her gün bir yerde hedef haline geliyor. Sadece son bir haftayı göz önünde bulundurduğumuzda bu tablo açıkça ortaya çıkıyor.
İlk önce Mardin/Kızıltepe’de Hüda par’ın parti binasına taşlı sopalı bir saldırı yapıldı. Üç Hüda Par’lı çeşitli yerlerinden aldıkları bıçak yaralarıyla hastaneye yatırıldı.
Daha bu olayın etkisi kaybolmamışken bu sefer Bismil’de başlarını BDP ilçe başkanın çektiği bir gurup, Hüda Par’ın Bismil ilçe teşkilat binasının önündeki Hüda Parlılara saldırdı.
Bu olaydan bir gün sonra Van’da pazar günü yapacakları mitingin duyurusunu yapan Hüda Par’lılara yine bdp’li çeteler saldırdı.
Tam her halde hafta böyle bitecek derken 9 Mart Pazar günü Hüda Par’ın Van’da Yaptığı Mitingden sonra bu güne kadar yapılanlar içinde en çirkini denilebilecek bir saldırı gerçekleşti. BDP’li çeteler bu sefer Hüda Par’ın mitinginden ayrılan Hüda Par’lı 5 başörtülü bayana saldırdılar. Yere düşürüp tartakladıkları bir bayanı bayıltıncaya kadar dövdüler. Kürt olduklarını iddia eden bu saldırganlar Kürtlerin bütün örf ve adetlerini, gelenek ve göreneklerini hiçe sayarak kadınlara saldıracak kadar alçaldılar.
Çünkü kadınlara saldırmak, linç girişiminde bulunmak tarih boyunca Müslüman Kürt halkının yanında en büyük alçaklık olarak kabul edilmiştir. Tarih boyunca Kürt halkı aralarındaki kin ve düşmanlık ne kadar şiddetli de olsa asla düşmanlarının bile kadınlarına saldırmamıştır.
Kısacası kadınlar Kürt halkının kırmızıçizgilerindendir. Müslüman Kürt halkı bu çizgilerin çiğnenmesine hiçbir şekilde müsaade etmez, yapanları da en büyük ayıpla ayıplar.
Ancak buna rağmen BDP’liler kadınlara saldıracak kadar kendilerini küçültüler. Artık Kürt halkının yanında bu günden itibaren BDP’liler kadınlara saldıran ayıplı bir harekettir. Bu günden itibaren onlara yakışacak olan şey de kadınlar gibi başlarına bir başörtüsü takıp bir bayan fistanı giymeleridir.
Bölgede Faşist BDP’liler sadece Hüda Par’lılara da saldırmıyor aslında. Örneğin bu çirkin saldırının olduğu Van’da bu güne kadar aynı zamanda Bdp’liler şu saldırıları gerçekleştirdiler.
22 Ocak 2014’te Van`da esnafı ziyaret eden AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Nuri Gülaçar, bir grup BDP üyesinin taşlı saldırısına uğradı.
03/02/2014 te Van`ın Gevaş İlçesi`nde AK Parti ve Hür Dava Partisi`nin (Hüda- Par) ilçe başkanlıklarına aynı gece molotof kokteyli atıldı. AK Parti binasında ciddi hasar meydana geldi.
02.03. 2014’te Saadet partisi Van Büyükşehir Belediye Başkan adıyı Fetullah Erbaş`ın propoganda amaclı kullandığı ve mahalleleri gezen SP`nin seçim minibüsü, saat 11.00 sıralarında Bdp’li bir grubun taşlı saldırısına uğradı. Minibüsün camları kırılırken, içinde bulunan sürücü ve bazı görevliler de tartaklandı.
02. 03. 2014’te Van`ın Edremit ilçesine bağlı Doğanlar köyünde seçim çalışması yürüten AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Nuri Gülaçar, köy çıkışında Bdp’li bir grup tarafından taşlı sopalı saldırıya uğradı.
09. 03. 2014’te Batman`da seçim çalışmaları kapsamında SP Batman Belediye Başkan adayı Ahmet Çiftçi`yi tanıtan seçim otobüsü, Basın Kavşağı`ndan geçerken Bdp’li bir grubun taşlı saldırısına uğradı. Saldırıda SP üyesi 2 kişi yaralanırken, seçim aracının camları kırıldı.
İşte şu anda Hüda Par bölgede böyle bir ortamda, bunlara rağmen siyaset yapmaya çalışıyor. Ancak gördüğümüz kadarıyla zor şatlar asla yıldırmıyor Hüda par’lıları. Tam tersine azim ve kararlılıklarını biliyor. Gayretlerini çoğaltıyor. Korku ise asla gündemlerinde yok.
Hüda Par’ın seçim büroları aynen bir arı kovanı gibi. Biri çıkıyor ikisi giriyor.
Üçü çıkıyor, dördü giriyor. Tam bir düzen ve intizam içinde planlı ve programlı olarak. Şehir ve köyler ev ev dolaşılıyor. İş yerleri ziyaret ediliyor. Hüda par’ın farklı vizyonu ve parti programı anlatılıyor.
Halk yıllardır suya hasret toprağın suya kavuşması gibi gelen ziyaretçilerini hasretle bağrına basıyor, bırakmak istemiyor. Çaylar, kahveler ikram ediliyor ve manidar bir soru soruluyor. “Şimdiye kadar neredeydiniz, niye bu kadar geç kaldınız.”
Yine bugüne kadar yörenin önemli bir kesimi hasetten şuurlu Müslümanlar siyasetle aralarına bir duvar örmüştü. Halk, kendisi gibi olmayana oy vermektense sandıktan kaçmak zorunda hissediyordu kendini.
Bazıları da “Hepsi birbirine benziyor, içlerinde hakkın ve halkın faydasına çalışacak bir tane adam bile yok” deyip “ama hiç olmazsa en az zararlısını seçeyim” düşüncesiyle içine tam olarak sinmese bile birilerini tercih etmek zorunda his ediyordu kendini. Karşılaştığımız yaşı 50’nin üstünde olan bir amca aynen şöyle diyor.
Bu güne kadar ben kazanabilecek iki adaya bakıyordum birisi; Dinsiz, İçkici, Hırsız (Rüşveti kastediyor herhalde), diğeri ise sadece hırsız.
Hemen bu daha iyi diyerek tercihimi ondan yapıyordum. Hâlbuki hırsız adam hiç iyi olur mu? Elhamdülillah Hüda Par bizleri bu çelişkiden kurtardı. Artık gönül rahatlığıyla oyumuzu kullanabileceğiz.
Çünkü ben bakıyorum Hüda Par’ın adaylarının hepsi bizden daha iyi. Sadece ben değil hiç kimse Hüda Par’ın adaylarının şahsına en ufak bir itirazda bulunmuyor, diyor.
Şimdilerde Hüda Par’la beraber bölgede durum değişmiş durumda. Çünkü HÜDA PAR’la birlikte halk kendisinden bir siyasetle karşılaşmış durumda.
Yöre insanı, yıllardır aradığı “dürüst siyaset” i bulma karşısında son derece sevinçli. Şu anda Bölgede Hüda Par adına seçim çalışması yapanların büyük çoğunluğu bu tür gönüllü insanlardan oluşuyor. Bunlar tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak, kendi malından, parasından da fedakârlık yaparak kendi arabasıyla, yakıtını kendisi koyarak, yanında götürdüğü insanların yemek parasını da cebinden ödeyerek köy köy dolaşıp, Hüda Par’ı anlatıyorlar.
Pkk’nin saldırılarından korkan köylerde Halktan bazıları ile yine menfaatlerinden dolayı kendilerini birilerine yanaşmak zorunda hisseden bazıları da şu anda vicdanlarında yıllardır baskıyla, korkuyla sindirilmeyi veya çıkar için oy kullanmayı sorguluyor.
Bu tür insanların tercihleri konusunda vicdan azabı çekip çekmeyecekleri ise seçim sonrası belli olacak. Ancak şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki özelikle şehir merkezlerinde yaşayan halktan birçok kişi bu korkuyu çoktan özerinden atmış gibi gözüküyor.
Şuraya bura saldırarak, kadınlara bile saldıracak kadar alçalan ve kendi halkını korkuyla baskıyla sindirmeye çalışan bdp’liler şunu çok iyi bilmelidirler ki insanları korkutarak ancak kısa bir süreliğine umdukları sonuca belki ulaşabileceklerdir.
Ama emin olun ki kısa bir süre sonra baskı altına aldıkları bu halk bir gün onlara rest çekip seçimlerde gerekli dersi verecektir. Korkunun ecele faydası olmaz.
Güneş’in doğmasına az bir vakit kalınca hiç kimse Güneş’in doğuşunu engelleyemez. Hüda Par’ın güneşi de artık doğmaya başlamıştır. Hiçbir güç veya kuvvet bu güneşin doğuşuna engel olamaz. Hele hele PKK ve Bdp asla bu güneşin doğuşunu engelleyemez.
Not: 09.03.2014 tarihinde Muğla’nın Fethiye ilçesinde bir kez daha hoş olmayan görüntüler oluştu. Organizeli olduğu iddia edilen ırkçı bir grup HDP ilçe binası tabelasını zorla ve emniyet kuvvetlerinin gözleri önünde indirdiler. İster fikirlerini beğenin ister beğenmeyin, ki şahsen ben beğenmeyenlerdenim.
Yukarıda Bdp/Hdp çetelerinin diğer partilere olan saldırılarını dile getirip kınadık, ayıpladık. Ama bütün bunlara rağmen resmi olarak kurulan bir partinin ilçe binasına asılan tabelayı polisin ve kaymakamın olduğu bir ortamda zorla birilerinin ne için olursa olsun indirmesi ve devlet güçlerinin buna izin vermesi çok çirkin bir şeydir.
Bu sadece insanları birbirine düşman yapmaya yarar. Ha Türk faşizmi ha Kürt faşizmi, aralarında hiçbir fark yok. Emin olun bunların hepsi aynı kafa. Eğer bir yerde güçlülerse oralarda başkasına hayat hakkı tanımazlar.
Pkk/Bdp/Hdp güneydoğuda kendisinden başka hiçbir partiye ve fikre hayat hakkı tanımazken, Türk faşistleri de Batı da onlara hayat hakkı tanımıyorlar. Birisi hapşırmış diğeri burnundan düşmüş. Ya da siyam ikizleri.
Ama buna rağmen ben şahsen hangi partiye kim saldırmış olursa olsun bu olayı çok çirkin ve başkasına yaşam hakkı tanımama olarak görüyor ve kınıyorum.
selam ve dua ile, Allah`a emanet olun.