Bir Gençlik Tablosu ve Gezi Gençliği...

Ekleme: 20.02.2014 16:36:00 / Güncelleme: 20.02.2014 16:36:00 / Okur Köşesi
Destek için 

Yazıyı kaleme almamın sebebi bir Tv de ``Gençlik`` ve ``İntihar`` vakıaları konulu bir program oldu.

Bilindiği üzere Türkiyede son yılların en büyük darbe girişimi olarak adlandırılan, Gezi eylemleri. Yalnız bu öyle bir eylem ve isyandı ki; kimin nerde rol oynadığı, neleri feda edebileceği, gençliğin son hali, marjinal gruplar, kim terör, kim terörist gibi bir çok soruyu cevaplama nitteliğinde oldu.

Sosyal medyanın bir silah olarak kullanıldığı eylemlerde, garip ve bir o kadar da şaşırtacak durumlar zuhur etti. Daha önce planlı ve programlı bir şekilde atılan twiitler, durumun aslında; ağaçların, sadece isyana bir sebep olduğunun kanıtıdır!
Nasıl bir gençlik yetiştirildi de, inancına hakaret edecek kadar seviyesizleşti. ``PKK ile gerekirse birleşir yobazları düşürürüz`` dedirtecek kadar işbirlikçi kıldınız? ``Aranda 1600 yıl fark olan adamla aynı zaman diliminde yaşamanın zorluğuna ilaç olur mu demokrasi?`` paylaşımı yaparak altta yorum olarak ``Helal olsun`` destekli twittler ile onurlandıran bireyler nasıl oldu da yetişti? Sonrada öle bir inandırılmışlar ki ``Şuan aldığın nefes bilmem şuna borçlusun da sonra Allah`a borçlusun`` gibisinden küfr ve şirk içeren yazılar elle aldılar. Küfür tek milletir! ``Ulusalcı kemalistler`` ve ``PKKlı Apoistler`` liderlerinin posterleri ile kamera karşısına geçip poz verirler. Nerde, hani vatan hainliği sloganları ve birbirine karşı suçlamalar? Çevreciyim, diye geçinenlerin ``Ağaç`` ile ilgili hiçbir pankarttı bulunmaması ne kadar manidar değil mi? Bira şişelerini bir araya getirerek ``T.C`` yazılması ne kadar da basit ve trajedik bir çevrecilik. ``Genç, evli, çiftçi üç ay kira ödemedi diye sokağa attıran haci ile cennette olmaktansa, kediye ağlayan ateistle cehennemde yanmaya razıyım`` diyen bir sapığa kulak asmak ne kadar caiz bir davranıştır? İşte gençlik bu halde! Şairin de dediği gibi ``Yaşayan leşler``
Şöyle bir slogan; İbneyim, dönmeyim, lezbiyenim, gezideyim, direniyorum`` müslüman olan ülkede genç yetiştirme misyonu böyle mi sizce? ``

Hadi gençlerin kalbinden İslam`ı söküp atmak için uğraştınız, peki birgün size de baş kaldıracağını hesap etmediniz mi? ``Ben istersem çırılçıplak olayım, bana tecevüz etmeye hakkın yok`` diye pankart açan ve anlamını idrak edemeyen ``ayırt etme gücü`` olmayan kız çocuğuna ne hakk ile dedirtiyorsun? O eylemi gerçekleştirenin ``Aklına tecavüz`` edilmiştir bi kere.
Şu twiiti halkın milletvekili atar mı Allah aşkına? ``Beyler `İslam Medeniyeti` sevgi, barış ve hoşgörü üzerine değil; Kan ve vahşet üzerine kuruludur. Batıya atıp tutarken `kendi bahçenizi` unutmayın``. Daha neler var neler. İstediğiniz bu manzaralar ise bu söylemler ise bu dünya da rahat bir nefes ile yaşayacağınızı mı zanediyorsunuz? ``Gençliğe Hitabe Ayet Değildir, Atatürk`ün Vasiyetidir, Çiğnetmeyiz`` diyen gençlik sizi hayalerinize mi kavuşturacak? Ne kadar zavalı ve ahmaksınız?
Sen böyle bir gençlik yetiştirdiğin de sana sermaye olarak şunlar kalır; Kan, gözyaşı, intihar, yuvasız insanlar, boşanmalar, ellerin de taş olan gençler, halkın işyerini molotoflayan, alkol ile kaza eden, evden kaçan, dağa kaçan, hırsız olan, gaspçı olan bir nesil yetişir!

Boy boy astığın kardeşlik vurgusu ile ilgili afişler sokaklarda öylece kala kalır. Ne barış ne de adalet sağlanır. Çünkü toplumun temellini gençlik oluşturuyor.

Namaz kılan bir toplumun psikolojiye ve zekat veren bir toplumun sosyolojiye ihtiyacı yoktur!

Barışın yolu, kardeşliğin yolu, gençliğin yolu, adaletin yolu, ``İslamdan`` geçer...

İslam ile terbiye olmuş bir gençliğin ne taşa ne molotofa ne de intihara ihtiyacı vardır.

Özgürlüğün yolu nefse köle olmaktan geçmez, tam tersi nefsi köleleştirmeden geçer.

Kim ne derse desin üstü açık arabanın, parlament sigaranın, en güzel üniversitenin, en zengin ailenin çocuğu olmak; saadet ve huzur getirmez.

Devlet’e sölemenin vakti artık; Gençlere yapacağınız en iyi adım onlara hiç dokunmamanızdır. Böylece ‘’Yağmurdan kaçan doluya tutulmaz’’

SELAM VE DUA İLE...

Adnan Memiş / doğruhaber