KASET MONTAJ, PEKİ YA FİKİRLER

Ekleme: 17.02.2014 16:41:00 / Güncelleme: 17.02.2014 16:41:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber Yorum

Öcalan’ın ilk yakalandığı dönemle ilgili görüntüleri Ulusal Kanal üzerinden servis edildi.

Bazıları hemen meseleyi “Paralel yapı”ya bağladı; ama pek tutarlı gelmedi.

Meselenin “Çözüm Süreci”ni akamete uğratmakla bir alakası olabilir; ama çözüm sürecinin bitmesini isteyen sadece

“Paralel yapı” değil ki.

Ulusal Kanal’a bakalım isterseniz.

Doğu Perinçek’in İşçi Partisi ekseninde yayın yapan bir kanal.

Öcalan’ı sorgulayanların da bu ekiple yakınlıkları zaten biliniyor.

Doğu Perinçek ise “eski dost”lardan biri.

Öcalan ile birbirlerine çiçek uzatan resim unutulmamıştır sanırım.

O dönemde Pkk’nin askeri kampı Perinçek ve arkadaşları için bir tür dinlenme kampı niteliğindeydi.

Yine “eski dost”lardan Yalçın Küçük’ün Öcalan’ı nasıl övdüğünü herkes bilir.

Pkk’nin Hizbullah’a saldırmasında bu “eski dost”ların etkin bir rol oynadığını artık herkes biliyor.

Birbirlerine çok yakındılar.

Hiç unutmam, o yıllarda sandık başkanı olarak gittiğimiz bir dağ köyünde doğru dürüst Türkçe bilmeyen bir köylü “Ezê rayê xwe bidim qopo” (Oyumu topala vereceğim) demişti.

“Qopo”dan kastı Doğu Perinçek’ti.

Bu derece birbirlerine yakındılar.

Şimdi “eski dost”lar düşman olmuş. Öcalan onlar tarafından kullanıldığını anlayınca daha ciddi duran Ak Parti hükümeti ile anlaşma yoluna gitti.

Çözüm süreci “Oslo” ve “Habur” kazalarına rağmen yürümeye devam ediyor.

“Eski dost”lar, çözümü sabote etmek için en uygun yolun Öcalan’ı itibarsızlaştırmak olduğunu düşünmüşler ki, eski görüntüleri servis ettiler.

Hesapları tutmadı tabi.

Öcalan’a bağlı “müridan”ın “iç bilgi dolaşımı” haricindeki hiçbir şeye itibar etmediğini bilmiyorlardı.

Aynı “müridan”, Öcalan’ın ilk yakalandığında “Size hizmet edeceğim” şeklindeki sözlerini bile “Kendisine uyuşturucu verilmişti, aklı başında değildi” şeklinde yorumlamıştı.

Şimdi de hep beraber “görüntüler montaj” açıklaması yapıyorlar.

Her ne kadar İşçi Partisi “tümünü yayınlayalım” teklifinde bulunduysa da biz montaj olduğu ile ilgili iddiayı kabul edelim.

Şimdi gelelim Öcalan’ın “bağlamından koparılmış” ifadelerine.

Mesela Şeyh Said ile ilgili sözleri…

Sorgucu Şeyh Said hareketi için “Şeyh Said hareketi İngiliz artı İslami kalkışma hareketiydi” derken Öcalan da onu tasdik ediyor.

Söylediklerinin çoğunu daha önceleri avukat görüşmelerinde söylemişti zaten.

Mesela şu görüşlerine bakın ve Öcalan’ın Şeyh Said’le ilgili düşüncelerini net olarak öğrenin:

“Mustafa Kemal, İngiliz oyunlarını kısmen de olsa çözmüştü. İngilizler kendi politikaları için Türkiye’de Kürtleri devletin önüne attılar. Bunlar hep böyle yaptılar. Şeyh Said’i kullandılar. Şeyh Said’i kullanarak Musul ve Kerkük’ü aldılar, bu şekilde Mustafa Kemal’e de Kürtlere yönelme yolunu açtılar. İngiltere bu şekilde Şeyh Sait üzerinden politika geliştirdi. Benim üzerimden de politika geliştirmeye çalıştılar ama ben kendimi kullandırtmadım.”(…)

“Mustafa Kemal, Musul ve Kerkük’ü vermek istemiyordu ama İngilizler’in oyunları nedeniyle Mustafa Kemal vermek zorunda kaldı. Şeyh Sait İsyanı-Dicle İsyanı bir provokasyondu. Bunun provokasyon olduğunu anlamadılar. Dersim isyanı sonunda da Mustafa Kemal, Seyit Rıza ile görüşecekti ama bunu yapmasına bile izin vermediler, onu beklemeden Seyit Rıza’yı idam ettiler.”

1925 Şeyh Said hareketi, amacı, hedefi ve ilkeleri ile berrak bir harekettir. O harekete kimlerin “komplo” dediğini hepimiz biliyoruz.

İşte size montajsız bir ANF alıntısı.

Diyarbakır’a özel selamlarımı söylüyorum. Diyarbakır halkı 1925’te bir komployu boşa çıkardı. Bugün de bana bağlı kalarak bir komployu boşa çıkardı”. 23 Temmuz 2008 tarihli avukat görüşme notları.

Öcalan’ın “resmi” açıklamaları ile oluşan “itibarı” ortada.

Kimse “montaj” görüntülerle “müridan”ı yanlış yöne sevk edemez.