“Komplodur… Montajdır!”

Ekleme: 15.02.2014 15:10:00 / Güncelleme: 15.02.2014 15:10:00 / Siyaset Gemisi
Destek için 

Hüseyin Sağlam / Doğruhaber / Haber - Yorum

“Komplo… Tasfiye… Ajan… İşbirlikçi… Nato… Gladyo… vs. vs.…” gibi ihtilalci sol mantaliteye vurgu yapan “Soğuk Savaş” söylemleri, oluşan karın ağrısını dindirmeye artık yetmeyecek.

Kaset, video, gizli çekim, korsan dinleme gibi materyallerin piyasaya sürülmesi, bariz bir canlılığı beraberinde getirdi. Ama Öcalan’a ait sorgu videolarının servis edilmesinin, siyasal yaşamımıza ayrı bir renk kattığını belirtmeye gerek yok sanırım.

Türkiye’de 17 Aralık’la beraber oluşan hava çerçevesinde Öcalan videolarını değerlendirmek ve bu videoları içerik olarak değil, zamanlama olarak irdeleyip bir hüküm ortaya koymak mümkündür. Bu çerçevede kimlere ne tür mesajlar verildiğini anlamak da mümkündür. Zaten sorgu videolarını sızdıranların hedefi de Ankara merkezli siyasal gündeme müdahil olup farklı bir delikten çomak sokmak değil miydi?

Ama gel gör ki Türkiye’de uzun zamandan beridir gündem sadece Ankara merkezli olmaktan çıkmış, bir de kendine has dinamikleri nedeniyle Diyarbakır gündemi önem kazanmıştır. Buna Kürdistan gündemi de pekâlâ diyebilirsiniz.

Ankara gündemi ile Diyarbakır gündemi, kendine has özellikleri nedeniyle her zaman paralel çalışmayabiliyor. Gündemi belirleyen kimi materyaller Ankara gündemi için olumsuz gibi gelse de bazen aynı materyaller Diyarbakır gündemi için farklı bir etkiye yol açabiliyor.

Konunun daha iyi anlaşılması için Roboski örneği önümüzde hala canlı olarak duruyor. Ankara gündemi açısından Roboski’ye yaklaşırsan bombalama hadisesi “kaza”; Diyarbakır gündemine göre yaklaşırsan “katliam” tartışmasını beraberinde getiriyor.

Öcalan videoları ve benzer birçok gelişme için durum tam da Roboski hadisesini ele almaya benzer. Videoların etkisi bir yönüyle Ankara gündemini ilgilendirirken, Diyarbakır gündemi için bunun hiçbir anlamı olmayacak mı? Mesela PKK/BDP cenahı videoları sadece Ankara gündemi üzerinden okuma çabasında ve aynı zamanda herkese bunu dayatmanın derdine düşmüş görünüyor.

“Komplo” sözcüğü Ankara gündemi bağlamında elbette belli bir yere oturuyor. Bunu görmek için PKK/BDP’li olmak da gerekmiyor. Ama burada asıl önemli olan, Diyarbakır gündemi oluyor. Neticede Diyarbakır gündemini yıllardır Öcalan üzerinden şekillendirme çabaları ortadayken itiraf videolarını Diyarbakır gündeminden uzaklaştırmaya çalışmak, en başta

Kürt halkının zekâsıyla alay etmek olmuyor mu?

Yıllardır Kürdistan’ı biçimlendirme aracı olarak Öcalan faktörünü canlı tutacaksın, ortaya çıkan her siyasi veya dini hareketliliği Ankara gündemine iliştirip “hain, ajan, işbirlikçi” diye mahkûm etmeye çalışacaksın, ama Diyarbakır’ı da aşıp Erbil’e kadar sarkan itirafnameleri Ankara merkezli ayak oyunlarına hapsedip bu kez ters bir manevrayla Ankara gündeminiDiyarbakır’a dayatıp karartma aracı olarak kullanacaksın.

Ee, Roboski’de niye öyle manevralara yeltenmedin?

Niye “Yanlışlık oldu, aslında amaç bu değildi” demedin?

Diyarbakır’dan bakınca öyle görünmüyordu, değil mi?

Yıllardır “işbirlikçi” demediğiniz kimseyi bırakmadınız.

“Ajan” yaftasını vurmadığınız hiç kimse kalmadı.

“İşbirlikçi” suçlamalarınızdan kurtulmak da kimseye nasip olmadı.

“Ben de varım” deyip sizden “hain” damgasını yemeyeni bulmak da tamamen imkânsız.

Bu tür dayatmacı gerekçelerle şiddet politikanıza maruz kalmayan hiçbir kesim kalmamasına rağmen hainliğin, işbirlikçiliğin, ajanlığın belgesi niteliğindeki görüntüleri hoş karşılamayı nasıl, ne hakla ve ne yüzle beklersiniz?

Yıllarca Perinçekleri, Küçükleri kamplarınızda ağırladınız; kır çiçekleriyle karşıladınız; Mecmualarının derin gündemini Kürtlerin kurtuluş reçetesi olarak okuttunuz; 2000’e Doğru dergisine en az iki bin kere kapak oldunuz; Perinçek ekolününKürdistan’a taşıyıcı neferleri oldunuz; İslami çalışmaları sonlandırmak için Perinçek’in imhacı konseptini dayattınız; Şimdi de kalkıp bizlere bu çevrenin kötülüklerini anlatmaya çabalıyorsunuz!

Her şeye, tüm kirli ifşaatlara sadece komplo dememizi mi bekliyorsunuz?

Dün halvet yaşadığınız Aydınlıkçıların yanında verdiğiniz samimi pozlara, yaptığınız açık itiraflara övgüler dizmemizi mi bekliyorsunuz?

Mustafa Karasu’nun açıklamalarını okumuşsunuzdur.

Neymiş? Efendim MHP saldırıyormuş, HÜDA PAR saldırıyormuş, AK Parti saldırıyormuş. Bu da yetmezmiş gibi bir de Kuzey Kürdistan Demokrat Partisi tabelası asılıyormuş! Ve tam bu esnada Öcalan’ın itirafları servis edilmişmiş! Zaten hepsi; AKP,

MHP, HÜDA PAR, diğer Kürt grupları… Tümü de “Özgürlük hareketine” düşmanmış! Servis edilen videoları en fazla bunlar dile getiriyormuş! Hizbullah’la önü kesilmek istenen “Özgürlük hareketi”nin bu kez HÜDA PAR’la önü kesilmeyeçalışılıyormuş!

Ne yani?

Kürtleri satılığa çıkaranların resimlerini elimize alıp kutsama ayinleri mi düzenleseydik?!

İP’lilerle halvete girerken iyiydiniz. Rakı masalarında şişe devirirken devrimciydiniz! İP’lilerle ipiniz kopunca mı kötü oldular?

Aranızda yaşanan kirli sürecin deşifre olmasına şahit olmanın neresi kötü?

Önce yaşanan kirli sürecin hesabını vereceksiniz. Bu halkı nasıl oraya buraya peşkeş çektiğinizin hesabını vermeden artık kafa bulandırmaya dönük komplo teorileriyle yakanızı kurtaramazsınız. İddialar, mesnetsiz yakıştırmalar her daima tartışılabilir, ama belgeler tartışılmaz. Şimdiye kadar Kürt halkından hep hesap sordunuz, bundan böyle hesap verme zamanı. Bunun başka yolu yok.