Arakan`da Müslümanların gözyaşları dinmiyor

Myanmar`da baskılar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan Rohingya Müslümanları, zorunlu olarak yerleştikleri kamplarda zor şartlar altında yaşıyor.

Ekleme: 12.02.2014 19:51:00 / Güncelleme: 12.02.2014 19:51:00 / Dünya
Destek için 

Myanmar`da yaşadıkları zulüm ve baskıdan iç göçe zorlanan Rohingya Müslümanları çaresizlik içinde kamplarda yaşam mücadelesi veriyor.

Özellikle 2012 yılında artan Budist saldırıları nedeniyle yurtlarını terk eden Arakanlılardan, Bangladeş ile doğal sınır konumundaki Naf nehrini aşabilenler Bangladeş`e sığındı. Kaçamayanlar ise binbir zorluğun bulunduğu kamplarda yaşamaya başladı. Bu büyük iç göç ve sığınma hareketine Uluslararası Af Örgütü de raporlarında yer verdi.

Myanmar`a sınır komşu ülkelerden bazılarında ilkel şartlarda yaşamaya çalışan Rohingyalılar, ayrıca Arakan eyaletinde oluşturulan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. Rohingya Müslümanları, her güne tek odalı derme çatma evlerde uyanıyor.
Hiçbir şeyden habersiz ve her türlü imkandan yoksun, henüz basit bir oyuncakla bile tanışamamış çocukların dışında kampta herkeste derin bir hüzün hissediliyor. Çocuklar ise büyüdüklerinde karşılaşacakları ağır yükün farkında olmaksızın çamurdan, poşetten, kutudan yaptıkları oyuncaklarıyla oynarken çocukluğun verdiği sevinçle o hüzün atmosferi içinde herkese gülücük dağıtıyor.

Geride bıraktıkları topraklar ve yaşamak zorunda bırakıldıkları ilkel şartlarda günü geçirmenin derdiyle boğuşan binlerce Arakanlı Müslüman, gelecek yardımlarla hayatlarını idame ettirme peşinde. Hijyenden uzak, hastalıkların kol gezdiği kamplarda en ağır yük kadınların omzunda. Açlıktan ağlayan bebeklerini doyurmak da, yemek yapmak da, tulumbalardan su taşıyıp temizlik yapmak da onların görevi. Tuvaletlerin ortak olduğu kampta yaşayanlar, banyolarını da su tulumbalarının bulunduğu meydanda kıyafetleri üzerindeyken yapmak zorunda. Bu çileli halk, kendilerine uzatılacak bir yardım elinin özlemiyle günlerini geçiriyor.

Her gün yenilerinin eklendiği kamp nüfusundan bazıları yağmurda akan çatısını yapma telaşındayken, kampa yeni gelen aileler ise bir iki tahta çakıp üzerini naylonla kapatacakları ve adına "ev" diyecekleri bir yer inşa etme derdinde.

"Kuzeni öldürülürken kendisi kaçmak zorundaydı"

Onca zorluğa gögüs germek zorunda olan Arakanlılar, yaşadıkları zulümler ve kaybettikleri yakınları akıllarına geldikçe gözyaşlarını tutamıyor. Wetaskivin kampında yaşayan 800 kişiden biri de Abdülgaffar. Abdülgaffar, Budist saldırısından kaçarak kampa yerleşen bir Rohingya Müslümanı. Abdülgaffar, AA muhabirine başından geçenleri aktarırken, 2012 yılında güneydeki bir köyde yaşadığını ve Budist saldırılarında kuzeninin gözleri önünde öldürüldüğünü gözyaşlarını tutamayarak anlattı.

Abdülgaffar, ani bir baskınla evlerinin dışına çıktıklarında kalabalık bir Budist saldırısına maruz kaldıklarını, kendisinin kesici bir aletle kafasından yaralandığını söyledi. Abdülgaffar, kuzeninin ölüm çığlıklarını kaçarken duyduğunu ve bu acıyı içinden atamadığını dile getirdi.

Aynı kampta kalan Habibullah ise kampta yaşayan herkesin acılarla dolu olduğunu ancak dünyanın bunu görmezden gelmesinin daha acı olduğunu söyledi. Saldırıların Myanmar hükümetince desteklendiğini ve Budistlerin kışkırtıldığını anlatan Habibullah, saldırıları ve yapılan kıyımı "vahşet" olarak değerlendirdi.

AA

 

İlgili Haberler