Kulun Allah'a yönelmesi, teheccüd namazı kılıp dualar etmesinin Allah'ın (cc) kuluna olan sevgisini artıracağını ifade eden Yüce, kalkılan sahurların bu güzel ibadetin yerleşmesi için önemli bir fırsat olduğunu belirtti.
Kur'an ve hadislerde önemle durulan ve teşvik edilen gece ibadetinin müminlerin manevi hayatları için önemi nedir?
Rızasını kazanmamız için yapılacak amelleri Allah (cc), günün yirmi dört saatine dağıtmış bulunmaktadır. Hz. Peygamber'in (sas), "Size gece namazını tavsiye ediyorum; şüphesiz o, sizden önceki salih kulların âdetidir, sizin için de Rabb'inize yakınlık, günahlarınıza keffaret, hatalardan selâmet ve bünyeyi hastalıklardan koruma vesilesidir." şeklindeki kudsî beyanları, gece ibadetinin bizden önceki ümmetlerde, özellikle de seçkinleri arasında yapılageldiğini açıkça göstermektedir. Hz. Peygamber (sas), ibadetlerini, Allah'a şükrünü ifade için yerine getirmiştir.
Ve bu ibadetler arasında gece ibadeti, ilk sıralarda bulunmaktadır. Nitekim "Şükreden bir kul olmayayım mı?" cümlesi, ayakları şişinceye kadar yapılan bir gece ibadeti sonrasında söylenmiştir. Bu tavır ve ifadesiyle Hz. Peygamber, gece ibadetini, müracaat edilecek şükretme yollarının en önemlilerinden saymış bulunuyor. İbadetler arasında seçkin bir yer tutan gece ibadeti, Allah'ın sevgisini kazandıran ibadetlerdendir. Yüce Nebi'nin diliyle Allah şöyle buyuruyor: "Kim veli bir kuluma düşmanlık ederse ben de ona savaş ilan ederim. Kulum bana kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili olan bir şeyle yaklaşmaz. Kulum bana nafile ibadetlerle de yaklaşmaya devam eder. Nihayet ben onu severim. Ben kulumu sevince de artık onun gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Diliyle de her ne isterse muhakkak onları kendisine ihsan ederim. Bana sığınmak isteyince de onu korurum."
Gece ibadetinin inananların üzerindeki etkileri nelerdir?
Gece yapılacak ibadet, istiğfar, tazarru ve düşüncenin, manevî güç ve direnç sağlamada en etkili yol, hatta meşhur müfessir Razi'ye göre tek yol olduğu; İlahî yardım ve lütufların gelmesine sebebiyet vereceği; iyiye, güzele, doğruya davet eden her şahsın karşılaşacağı zorlukları aşmak için aksatmadan bu ibadete devam etmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Hele bu, İslam'a davet ise bu yolun yolcusunun, gece karanlığında Rabb'iyle baş başa kalıp namaz kılması ve zafer için yalvarıp gözyaşı dökmesi, davasındaki samimiyetin en belirgin ölçüsü olmalıdır.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed, bütün mühim işler arefesinde gece ibadetine daha fazla müracaat ederek göstermişti. Hz. Habbab b. Eret (ra), Bedir gecesi, bütün gece, fecir zamanına kadar Hz. Peygamber'i gözetlemişti. Resül-i Ekrem selam verince Habbab huzura girmiş ve, "Ya Resulallah anam-babam sana feda olsun! Bu gece bir namaz kıldınız ki, sizin bu namazınıza benzer bir namazı daha önce görmemiştim." demiş, Hz. Peygamber de, "Ey Habbab, doğru söylüyorsun! Bu namaz ümit, korku ve yalvarma namazıdır." buyurmuşlardı.
Sahurda teheccüd kılabiliriz
Ramazan, iyilikler adına tam bir fırsatlar ayıdır. İşte gece ibadeti gibi önemli bir ibadetin hayatımızda yer edinmesi ve kökleşmesi için de bu mübarek zaman diliminden istifade edilebilir. Malum Ramazan gecelerinde diğer mutat ibadetlere ek olarak teravih namazı kılınır, Kur'an okunur, dualar yapılır ve sahura kalkılır. Efendimiz (sas), sahuru kaçırmamamızı, zira bereket ve rahmet kaynağı olduğunu buyurmuştur. Sahur vaktini sadece yeme-içme ile geçirmemeli, başta teheccüd namazı olmak üzere değişik ibadetlerle değerlendirmeli. Bir husus da bir ay boyunca aksatmadığımız bu kalkışı Ramazan'dan sonra da devam ettirmektir. İbadet bile olsa bir işin insan hayatında yer edinmesi bir alışma süreci gerektirir.