Yetimler Vakfı gönüllüsü olarak Gazze'ye giden Genel Cerrahi Uzman Opr. Dr. Ömer Faruk Aydoğan, orada karşılaştığı durumlar ve Gazzelilerin Müslüman halklardan beklentileri hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Ameliyat sırasını beklerken şehit oluyorlar"
Aydoğan, "Gazze'de çok ciddi bir insani kriz ile birlikte ciddi bir sağlık krizi var. Çok ciddi bir gıda krizi var. Bunlara rağmen gazetedeki kardeşlerimiz hayatlarına devam etmeye, hayata tutunmaya çalışıyorlar. Şikayetçi değiller, sabrediyorlar ve zaferin gelmesini bekliyorlar. Gazze'deki kardeşlerimizin gün boyu yapmış olduğu en büyük iş, biraz gıda, biraz da su bulabilmek. Bunun ötesi yok. Orada günde yarım öğün dahi yemeyen insanlar var. Ciddi bir açlık var krizi var. Gazze'deki en büyük sağlık problemi beslenememek, yeterince gıdaya ulaşamamaktır. Gazze'deki kardeşlerimiz bu durumdan şikayetçi değiller. Tüm dünya ülkelerinden, İslam ülkelerinden ve Türkiye'den özellikle yardımlarını artırmalarını istiyorlar. Gazze'de sağlık sistemi çökmenin eşiğinde. Hastanelerde ciddi manada israilin saldırıları var. Hastaneleri dahi hedef alıyor. Sağlık çalışanlarını rehin alıyor. Bu sebeple var olan çalışan hastanelerde de ciddi manada hasta yoğunluğu var. Ameliyatları yapılabiliyor ama hastalar hastanede çok erken taburcu edilmek zorunda kalıyor. Çünkü yeni ameliyat hastaları geliyor. Acil ameliyatlar dışında diğer ameliyat hastalarına herhangi bir tedavi verilemiyor. Çünkü acil ameliyatlar dışında hastanede yer kalmıyor. Ameliyatlar yapılıyor ama hastaların yara yeri enfeksiyonları çok. Gerekli antibiyotik, ilaç, serum yok. Yine aynı şekilde ameliyatlar sırasında da ekipman eksikliği çok ciddi yaşanıyor. Bazen de bombalama sonucu çok sayıda hasta aynı anda hastaneye geldiği için aynı anda hastaları ameliyata alamayabiliyoruz. Bu sebeple ameliyat sırasını beklerken şehit olan hastalar oluyor." diye konuştu.
"Gazze, sabrın, fedakarlığın, cömertliğin merkezidir"
Gazze'de ameliyat ettikleri hastaların yüzde 40, yüzde 50'sinin çocuklardan oluştuğunu hatırlatan Aydoğan, "Bu durum savaşın en büyük mağdurlarının çocukların olduğunu gösteriyor. Çocuklar savaşın en çok etkilenen grubunda. Gazze'de kardeşlerimiz yokluk, sıkıntı ve ciddi katliamlara maruz kalmalarına rağmen içlerinde ciddi manada bir azim var. Birbirleriyle yardımlaşıyor, yüzlerinden tebessüm eksik olmuyor. Bu durumlarından dolayı sevaplarını Allah'tan bekliyorlar. Gerçekten dünyada sabrın, fedakarlığın, cömertliğin merkezi neresidir? Diye sorsanız açık ara Gazze derim. Gazze, işgal rejimine karşı durmadan önce onlar da çok ciddi manada 20 yıla yakındır bir abluka vardı. Buna rağmen onlar bu ablukaya karşı durdular ve işgal rejimine başkaldırdılar. Eğer Gazze'deki kardeşlerimiz işgal rejimi israile boyun eğselerdi belki de başlarına bunlar gelmeyecekti. Fakat onlar azimli bir şekilde şerefli olanı, direnişi seçtiler." şeklinde konuştu.
"Bir yıldır et ve tavuk yemeyenler var"
Gazze'de ciddi bir gıda krizinin olduğunu belirten Aydoğan, "Gazze'deki kardeşlerimizi anlayabilmemiz için şöyle söyleyeyim. Gazze'deki kardeşlerimiz hepsi zayıflar. Buna rağmen yanlarında bir kahve varsa size ikram etmek, ellerinde bir iki hurma varsa onu size vermek istiyorlar. Bu şekilde cömert ve adabı muaşeretin çok yüksek olduğu bir halktan bahsediyoruz. Gazze'deki kardeşlerimiz ihtiyaç sahibi olmalarına rağmen orada hiçbir şekilde dilenci göremezsiniz. Gerçekten çok şaşırdığım durumlardan birisi de buydu. Gazze'deki kardeşlerimiz gerçekten bir yılı aşkındır ciddi bir açlık çekiyorlar. Bir kardeşimiz, 'bir yıl boyunca hiçbir şekilde ne ben ne de çocuklarının tavuk eti, kırmızı et yemedik' demişti. Orada çok ciddi protein eksikliği var ve Gazze'deki kardeşlerimiz bu açlıklarından dolayı da şikâyet etmiyorlar. Özellikle Türkiye'deki Müslüman kardeşlerinden yardımlarını arttırmalarını istiyorlar. Hükümetimizden, Cumhurbaşkanından yardımlarını arttırmalarını rica ediyorlar." dedi.
"Giyecek ayakkabı hatta çorap yok, bebekler soğuktan donarak ölüyor"
Gazze'de yardımlar girdiğini ancak israilin izin verdiği ölçüde sınırlı bir şekilde ulaştığı için yeterince yardımın yapılamadığını söyleyen Aydoğan, "Gazze'ye yardımlar ulaşmasa halk açlıktan ölür. Yardım ulaşıyor ama yeterli değil. Gazze'ye günlük 400-500 tane tır girmesi gerekirken 50 tane, 100 tane giriyor. Bizler halk olarak, hükümet olarak israile baskı yaparak arttırılmasını sağlamalıyız. Gazze'deki kardeşlerimiz gerçekten çoğunun ayağında çocukların ayakkabı yok. Çorap dahi yok. Sokaklarda çorapsız, yalın ayak bir şekilde dolaşıyorlar. Ondan dolayı acil bir şekilde Gazze'ye ayakkabı ve çorap kampanyası yapmayı düşünüyoruz. Gazze'deki kardeşlerimiz çadırlarda kalıyorlar. Çadırların bir kısmı su geçiren çadırlar. Gerekli manada sağlam çadırlar değil. Yine Gazze'de hiçbir şekilde ısınma yok, elektrik yok. Isınma olmadığı için geceleri hava bir dereceyse bir dereceyi tüm iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Gazze'de bebeklerin ölüm sebebi soğuk hava. Soğuğa maruz kalma sebebiyle vücutta bir hipotermi gelişiyor ve buna bağlı ölümler yaşanıyor. Çünkü hastanelerde dahi ısınma yok. Hastanelerde yatan hastalara hiçbir şekilde bir yemek hizmeti yok. İnsanlar orada günübirlik ne bulabildilerse onu yiyerek yaşamaya çalışıyorlar." diye konuştu.
"Gazze'ye karşı duyarlılığın artması için şahit olduklarımız anlatacağız"
Gazze'deki yetkililerin dünyanın farklı ülkelerinden gelen doktorlardan tel isteklerinin yaşanan zulmü gittikleri ülkelerinde anlatmaları olduğunu vurgulayan Aydoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bizler Gazze'den ayrılmadan önce tüm hekimler Filistin Sağlık Bakan Yardımcısı ve Gazze'deki bir hastanenin başhekimiyle bir vedalaşma programı yapmıştık. Orada bizden gördüklerinizi, yaşadıklarınızı ve bu halkın maruz kaldığı soykırımı ve buradaki gıda eksikliğini, açlığı, çocukların giyinme eksikliğini temizliğin, suyun olmamasına bağlı bulaşıcı hastalıkları gittiğiniz toplumlarda halkınıza kendi kardeşlerinize, oradaki Müslüman kardeşlerimize anlatmamızı istemişlerdi Bunu dilimizden düşünmememizi bizden rica etmişlerdi. O sebeple Türkiye'deki en büyük fonksiyonumuz Gazze'deki yaşadığımız ve şahit olduğumuz olayları adil şahitler olarak kardeşlerimize, Türkiye'deki Müslüman kardeşlerimize anlatmak ve Gazze'deki kardeşlerimizin durumlarını haberdar etmek. Bu sebeple ciddi bir kamuoyu oluşturmak. Hem yetkililerin hem de halkımızın Gazze'ye olan ilgisini arttırıp Gazze'deki kardeşlerimize yardımların arttırılmasını en büyük amaçlarımızdan birisi. Bununla ilgili basınla, üniversitelerle, farklı sivil toplum kurul görüşüp seminerler vereceğiz. Gazze'deki yaşadığımız olayları anlatacağız. Gazze'de ameliyat edip de vefat eden hastalarımıza anlatacağız. Gazze'de ameliyat sırasını bekleyip de şehit olan hastalarımıza anlatacağız. Gazze'de 5 yaşında, 6 yaşında, 7 yaşında, 10-12 yaşında ameliyat ettiğimiz hastaları ve ameliyatlarını detaylı bir şekilde anlatacağız. Gazze'de İsrail'in yapmış olduğu işgal ve katliamları, sesten hızlı F16'lar ile cadde ve sokaklarda aralıksız bir şekilde bombalamasını anlatacağız. Ciddi manada bilinçlendirme ve halkımızın Gazze'yi daha iyi yakından tanıması için elimizden geleni yapacağız inşallah."
"Gazze halkının talebi zulmün duyurulması ve yardımların artmasıdır"
Müslümanların Gazze ile ilgili sorumluluklarına ilişkin de konuşan Aydoğan, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Gazzeli kardeşlerimiz kendilerini yalnız hissetmek istemiyorlar. Bu sebeple aslında dünyanın farklı ülkelerinden Bangladeş'ten, Tunus'tan, Fas'tan, Malezya'dan, İngiltere'den, Almanya'dan, Afganistan'dan, Mısır'dan, Ürdün'den giden Müslüman doktorlar orada sağlık hizmeti veriyorlar. Gazzeli kardeşlerimiz bunu görünce çok ciddi manada bir enerji doluyorlar. Bu durum azimlerini arttırıyor ve yalnız olmadıklarını hissediyorlar. Dünyanın farklı ülkelerinden oraya giden doktorların tek görevi orada doktorluk yapmak değildir. Oradaki halkla temas ettikleri için halkta çok ciddi bir enerji, bir mutluluk oluşuyor. Gazzeli doktorlar da kendilerinin yalnız olmadığını hissediyorlar. Bu sebeple ciddi bir sinerji oluşuyor. Müslüman haklardan beklentileri, Gazze'yi gündemlerinden düşürmemeleridir. Gazze'ye olan yardımların arttırılmasını, terör örgütü israilin Gazze'de yapmış olduğu katliamları anlatmalarını, yazmalarını, söylemelerini istiyorlar. İsrailin yaptığı bu soykırıma sessiz kalınmamasını, israile tepki verilmesini istiyorlar."