Asgari ücret zammı açıklanmadan marketlerdeki fiyat artışlarına halktan tepki

2025 yılı asgari ücret zammı için geri sayım sürerken, marketlerde etiketler şimdiden değişmeye başladı. Henüz zam oranı açıklanmadan bazı marketler, ürün fiyatlarına ciddi oranlarda artış yaparak vatandaşın tepkisini çekiyor.

Ekleme: 12.12.2024 18:55:04 / Güncelleme: 12.12.2024 19:00:58 / Ekonomi / Siirt Haberleri
Destek için 

Asgari ücretle çalışan milyonlar, yaklaşık bir yıldır açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Ocak ayında yapılacak zam için umutla bekleyen vatandaşlar, marketlerdeki fiyat artışlarıyla bu umudun gölgelendiğini ifade ediyor. "Zam daha gelmeden fiyatlar artıyor, bu yükün altından nasıl kalkacağız?” diyen vatandaşlar, denetimlerin artırılmasını talep ediyor.

Ekonomi yönetiminden asgari ücret artışına dair henüz resmi bir rakam açıklanmış değil. Bu belirsizlik ortamında marketlerdeki fiyat artışları, dar gelirli vatandaşların bütçesini daha da zorlamaya başladı.

İnsanlar, "Asgari ücrete zam gelmesin, yoksa marketlerde fiyatlar artar" demeye başladı

Marketlerdeki fiyat artışlarının artık kronik bir hal aldığını  ve adeta bir alışkanlık haline geldiğini ifade eden Esat Korkutçu, "İnsanlık olarak kendimizi düzeltmemiz gerektiğini düşünüyorum. Öyle bir noktaya geldik ki, artık kimse asgari ücretle çalışmak istemiyor. Hatta insanlar, 'Asgari ücrete zam gelmesin ki marketlerde fiyatlar daha da artmasın' demeye başladı. Durum gerçekten üzücü. Çözüm bulunmasını umut ediyoruz. Fiyatlar öyle yükseldi ki, bunları ifade etmek bile zor. Bir açlık sınırı var ve maalesef bu sınırın altındayız. Ancak bunun geçici bir süreç olduğuna inanıyorum. Asgari ücretin en az 30 bin TL civarında olması, insanlara biraz rahat nefes aldırabilir. Ayrıca, Suriyeli göçmenlerin ülkelerine dönmesiyle birlikte bir rahatlama yaşanacağını düşünüyoruz. İnşallah bu sorunlar zamanla çözülür ve fiyatlar düşer. Hepimizin umudu bu." şeklinde konuştu

"Hükümet görevini yapmalı ve denetimlere ağırlık vermeli"

"Bir ülke asgari ücreti tartışıyorsa, o ülkede bir kriz var demektir." diyen Feyzi Demir, "Bazıları 'Kriz yok' diyor, ama biz hâlâ asgari ücreti tartışıyoruz. Mevcut asgari ücreti bile kimse tam olarak vermiyor. Esnafların yüzde 90’ı asgari ücretin yarısını bile ödemiyor. Ödeyen varsa da çalışanının maaş kartını alıyor ve insanlara 10-12 bin TL civarında bir ödeme yapıyor. Burada şunu söylemek istiyorum: Hükümet görevini yapmalı ve denetimlere ağırlık vermeli. Marketlerin yaptıkları fırsatçılıktır. Henüz asgari ücrete zam konuşulurken bile marketler fiyatları artırıyor. Geçen gün bir koli yumurta aldım, fiyatı 120 liraydı. Aynı yumurtayı, aynı gramajda dün tekrar aldım ve 140 lira ödedim! Devletle ilişkili bir denetleme kurumu var, değil mi? Ama başkanı kim, ne iş yapıyor? Bunların daha etkili çalışması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Denetimsizlik yüzünden bazı vicdansızlar kafalarına göre fiyat belirliyor"

"Eskiden belediyeler, bakkalları sıkı bir şekilde denetlerdi. Hangi malı kaça almış, kaça satıyor, etiketler doğru mu diye kontrol ederlerdi." diyen Kemal Ören, "Ama maalesef artık öyle bir durum yok. Şimdi ne belediye ne de Maliye Bakanlığı bu denetimleri yapıyor. Bu denetimsizlik yüzünden bazı vicdansız esnaflar, kafalarına göre fiyat belirliyor. Bu durum tamamen kontrolsüzlükten kaynaklanıyor. İnşallah bir önlem alırlar ve bu denetimsizlik sona erer. Vatandaşın biraz olsun rahatlaması için bir dönüm noktasına ihtiyaç var. Aksi halde yapılacak herhangi bir asgari ücret zammının bir anlamı, bir faydası olmayacak." şeklinde tepki gösterdi.

"Önemli olan enflasyonun artmaması"

Asgari ücretin yükselip yükselmemesinin tek başına önemli olmadığına dikkat çeken Şerif Şanlı, "Asıl önemli olan enflasyonun artmaması. İnsanların alım gücü, yani kazandıkları parayla ne kadar mal alabilecekleri asıl mesele. Örneğin, asgari ücreti 50 bin liraya çıkarsalar bile enflasyon her ay yüzde 100 artarsa, yapılan zammın hiçbir anlamı kalmaz. Denetim eksikliği yüzünden bu sorunlar daha da büyüyor. Denetimler ya hiç yapılmıyor ya da yapılıyorsa bile yetersiz kalıyor. Ben bir aile reisiyim, dört çocuğuma bakıyorum. Kirada oturuyorum ve günlük gelirim yaklaşık bin lira. Aylık gelirim 30 bin lira olmasına rağmen, bir ayda ancak bir kez kırmızı et alabiliyorum. Neden? Çünkü maddi imkanlarım buna yetmiyor. Ben sadece bir örneğim. Benim gibi binlerce insan var. Marketlerin yaptığı fırsatçılık ise bu durumu daha da kötüleştiriyor." diye konuştu.

"Asgari ücrete zam yapılıyor, ama ardından fiyatlar 10 kat artıyor"

Asgari ücretin en fazla 23 bin liraya yükseleceğini ama bunun da tek başına bir çözüm olmayacağını savunan Yusuf İnan," Asgari ücrete zam yapılıyor, ama ardından fiyatlar 10 kat artıyor. Bu durum gerçekten rahatsız edici; böyle devam etmemeli. Şu anda okula gitmiyorum. Neden mi? Ekonomik sıkıntılar nedeniyle eğitimime devam edemiyorum. Aslında okumayı çok isterdim, ama ekonomik kriz buna izin vermiyor. Eğer bu sorunlara bir çözüm bulsalar, herkes için çok iyi olurdu. Marketlerdeki fiyat artışları ise tamamen fırsatçılık. Daha asgari ücrete zam yapılmadan bile birçok ürüne zam geldi. Bu durumun bir an önce kontrol altına alınmasını istiyorum." temennisinde bulundu.


İLKHA
İlgili Galeriler