HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı: Çocuk haklarının bir masaldan ibaret olduğunu tüm dünya gördü

HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı'nın düzenlediği basın açıklamasında, "Anarşizm üzerine kurulu olan siyonist rejimin barbarlığına karşı adalet ve hakkaniyet kılıcını kuşanmanın vakti çoktan gelip geçmiştir." denildi.

Ekleme: 29.11.2024 15:40:04 / Güncelleme: 29.11.2024 15:41:29 / Güncel / Bingöl Haberleri
Destek için 

HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı, siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yaptığı soykırım ve vahşeti telin etmek için her hafta düzenlediği etkinliklerine bu hafta da devam etti.

7 Ekim 2023'te başlayan Aksa Tufanı'nı desteklemek, Gazze'de yaşanan vahşeti kınamak ve tepki göstermek için HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı kitlesel basın açıklaması düzenledi.

Bingöl Merkez Ulu Camii önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını, HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı adına Abdulhakim Ayık okudu.

Basın açıklamasına "Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı. Hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir. Hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir. Gerçeği Allah bilir, siz bilemezsiniz." (Bakara: 216) ayetini okuyarak başlayan Ayık, "Zalimlerin karşısında dik duranlara selam olsun. Mazlumların safında yer alanlara selam olsun. İzzeti kuşananlara selam olsun. Gazze'de yaşanan soykırıma seyirci kalmayanlara selam olsun. Selahaddin-i Eyyubi ve Abdülhamid Han'ın torunlarına selam olsun." dedi.

"Tüm bu yokluk içinde asıl yok olan insanlık oldu"

Gazze'deki soykırımda şehit olanların üçte ikisinin kadın ve çocukların olduğunu belirten Ayık, "Değerli basın mensupları, kıymetli katılımcılar, aziz dava arkadaşlarım, insanlık haysiyetinin yükünü yüklenen kardeşlerim. Kahraman ve mazlum bir millet pervasızca yok ediliyor. Gazze'de 50 binden fazla kardeşimiz katledilmiştir. Bu katledilenlerin üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. 25 binden fazla çocuk toprağın kara bağrına bırakılarak annelerin gözü yaşlı kalmıştır. Kadın ve çocuk mezarlığına dönüşen Gazze, insanlığın utancı olarak tarihteki yerini almıştır. Gazze'de yaşananlara karşı dünyanın suskunluğu yüzyılımızın en kara tarihi olarak kayıtlara geçmiştir. Gazze'de katledilenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. 11 bin insan yıkılan ve bombalanan binaların enkazında kayboldu. 105 bin insan ağır yaralandı. Tedavi olacak hastaneleri bile yok. İlaç yok, gıda yok, temel yaşam malzemeleri yok. Tüm bu yokluk içinde asıl yok olan insanlık oldu. Bugün insanlık olsaydı ve insanlık ölmeseydi, bu zulme devletler seyirci mi kalırdı." şeklinde konuştu.

"İşgal rejimi çadırlarda bile yaşam hakkı bırakmamaktadır"

İşgal rejiminin çadır kentlere saldırarak, çadırlarda bile yaşam hakkı bırakmadığını aktaran Ayık, "Gazze'nin yüzde 90'ı tahrip edildi. Hastaneler, okullar, kamu kuruluşları, sivil yerleşim yerleri, camiler, sokaklar ve caddeler tahrip edildi. İşgal rejimi çadır kentlere saldırarak, çadırlarda bile yaşam hakkı bırakmamaktadır. Gazzeli kardeşlerimizin çadır kentlerdeki çadırlarının yüzde 90'ı kullanılmaz hale gelmiştir. 135 bin çadırdan 110 bini yıpranmıştır. Gazze'de zorla yerinden edilenler bir yıl içinde en az 7 defadan fazla yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Bu durumda çadırlar yıpranmış, yoğun yağışla birlikte kullanılamaz hale gelmiştir. Zalim siyonistler, Gazze'ye 250 bin çadır ve karavanın girişine engel olmuştur. Bir halk zorlu kış şartlarında yok edilmek istenmektedir. Siyonist işgal ordusunun Gazze'de işlediği soykırım suçu kapsamında toplu mezarlar ortaya çıkmıştır. Siyonist zindanlarında işkencenin her türlüsü yapılmaktadır. İşkenceler altında hakkı haykıran bir halkın çığlığını devlet liderleri duymak istememektedir. Siyonist zindanlarında işkence ve infazların haddi hesabı yok. 10 binden fazla insandan haber alınamamaktadır. Binlerce aile yok edilerek, nüfus kütüklerinden silindi. İşkence, infaz, toplu katliam, zorla yerinden etme, kaçırma, yağmalama, talan etme ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz binlerce cürüm işlenmektedir." İfadelerini kullandı.

"Dünya devletleri çocukları koruyamamaktadır"

Gazze imtihanında tüm dünyanın sınıfta kaldığını aktaran Ayık, "Siyonist işgal rejimi, dünya tarihinde ender rastlanan zulümleri yapmaya devam ediyor. Anarşizm üzerine kurulu olan siyonist rejimin barbarlığına karşı adalet ve hakkaniyet kılıcını kuşanmanın vakti çoktan gelip geçmiştir. İnsanlığa karşı suç işleyen siyonist rejim, çocuk, kadın ve sivil insanları katletmesine dünya seyirci kalmaktadır. Gazze imtihanında tüm dünya sınıfta kaldı. Modern çağın ideolojileri iflas etmiştir. Dünya devletleri çocukları koruyamamaktadır. Çocuk hakları, artık bir masaldan ibaret olduğunu tüm dünya gördü. Siyonist soykırımında 211 yeni doğan bebek ve 1 yaş altı 825 çocuk katledildi. En az 35 bin 60 çocuk ebeveynlerinden birini veya her ikisini kaybetti. Çocuklar açlıktan şehid oluyor. İnsani kriz ve açlıktan dolayı yaklaşık 3 bin 500 çocuk ölüm riskini taşımaktadır. Zorla yerinden edilen Gazzeli kardeşlerimizin sığındığı 204 geçici barınma merkezi, işgal saldırılarına maruz kaldı. Bombardıman sonucunda 130'a yakın eğitim kurumu tamamen yıkıldı, 340'tan fazlası da bombardıman nedeniyle ciddi hasar gördü. Yaklaşık 785 bin öğrenci derslere ve eğitimlerine devam etme imkanından mahrum kaldı. Bir yıl boyunca Gazze'de 25 bin çocuk, 15 bin kadın katledildi. Çocuk ve kadın haklarını savunduğunu iddia eden batılı ülkelerin yaldızlı sözlerinin sihri bozuldu. Gazze, siyonist şer ittifakının ve uluslararası devletler sisteminin hilelerini, sahtekarlıklarını ve vahşiliğini ifşa etmiştir." ifadelerine yer verdi.

"Uzaktan seyrettiğimiz zulümlerin bizi de bulmayacağından ne kadar emin olabilirsiniz?"

Devletlerin, toplumların ve ümmetin insani sinir damarlarının uyuşturulduğunu söyleyen Ayık, "Kadın haklarını sözde savunan sözüm ona kadını bir meta olarak gören alçaklar, Gazze'nin bağrı yanık annelerini görmek istemediler. Gazze'de kadınların katledilmesine seyirci kalan sözde kadın hakları savunucularının yüzü kara olsun. İnsan haklarını ağızlarından düşürmeyenlerin insanlığı batsın. Siyonistlerin kurguladıkları yeni dünya düzeninde İnsanlık öldü, vicdanlar köreldi, kardeşlik zayi edildi, cesaret kalmadı. Ümmet paramparça oldu. Ulusçuluk akımlarının musallat edilmesiyle aramızda sınırlar çizildi. Çizilen bu sınırların dışında kardeşlerimize zulüm yapıldığında seyirci kalmakla yetinildi. Devletlerin, toplumların ve ümmetin insani sinir damarları uyuşturulmuştur. Bu uyuşukluk nereye kadar. Uzaktan seyrettiğimiz zulümlerin bizi de bulmayacağında ne kadar emin olabilirsiniz. Siyonist rejimin arzı mev'ud işgal planına karşı tedbir alınmalı ve Siyonist vahşete dur diyecek adımlar atılmalıdır." dedi.

"Ey iman edenler! Düşmana karşı korunma tedbirinizi alın. Duruma göre bölükler halinde sefere çıkın veya gerektiğinde topyekün savaşın." (Nisa:71) ayetini okuyan Ayık, son olarak dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden taleplerini şöyle sıraladı:

Dünyanın özgür halklarından ve mazlumların safında yer alan devlet liderlerinden talebimiz şudur:

- Gazze'deki soykırımı durdurmak için İslam ülkeleri ve vicdan sahibi devletler, acil harekete geçmeli, İslami, siyasi, askeri ve insani sorumluluklarını yerine getirmelidir.

- Uluslararası toplum ve devletler, tüm baskı araçlarını kullanarak siyonist rejimin katliamlarını durdurmalıdır.

-Siyonistlerin yayılmacı ve işgalci politikalarına karşı bölgesel ittifaklar kurulmalı, fiili adımlar atılmalıdır.

- Direnişe askeri, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.

-Seçimle işbaşına gelmiş olan HAMAS, Filistin halkının meşru temsilcisidir.

- HAMAS'ın onayından geçmeyen her türlü karar gayri meşru olup, hiçbir geçerliliği yoktur.

-HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartları desteklenmelidir.

- Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için Siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmalıdır.

-Lübnan halkına yapılan saldırı ve katliamları durduracak somut adımlar atılmalıdır.

-Siyonist işgal rejimine karşılık veren Yemen, Irak, İran ve Lübnan desteklenmelidir.

-Siyonist soykırımcılara destek sağlayan ürünlerin boykot edilmesine devam edilmelidir.

-Üçüncü ülkeler üzerinden siyonist işgal rejimine petrol sevkiyatı başta olmak üzere ticaretin her türlüsünden vazgeçilmelidir.

-Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze'de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası kanunu ivedilikle yasalaşmalıdır.

-Uluslararası Ceza Mahkemesinin soykırımcı Netanyahu başta olmak üzere, siyonist çeteler hakkında almış olduğu tutuklama kararı pratikte yerine getirilmeli, katiller en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır.

-Siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.

Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, Şehid Yahya Sinvar'a, Şehid İsmail Heniyye'ye ve daha nice yiğit kahramanlara selam olsun. Siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun."

Program okunan dua ile sona erdi.


İLKHA